İşte AKP - CHP hükümeti!

Diyelim ki tüm seçenekler masaya yatırıldı ve taraflar uzlaşamadı… AKP dışındaki partiler, şu ya da bu nedenle bir araya gelemedi. AKP- MHP ya da AKP – HDP ortaklığı da olmadı. Ve sorunun çözümü, bir AKP – CHP koalisyonuna gelip dayandı!
Olur mu?
Bal gibi olur! “Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak” gibi arkasına sığınılacak bir gerekçe varken, neden olmasın? Olur tabi…
Olur ama bu formülün de olmazsa olmazları var! Özellikle CHP adına… Böyle bir formülün hayata geçebilmesi için Kılıçdaroğlu’nun, “AKP ortaklığına” şiddetle tepki gösteren parti kamuoyu ve seçmenini ikna edip, inandırması gerekiyor.
Peki, Kılıçdaroğlu bunu üstesinden gelebilir mi?
Bence yapabilir!
Elbette Kolay değil… Aslında, Kılıçdaroğlu adına kolay da ortaklık edeceği AKP için aynı şeyi söylemek zor. Şöyle ki; Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ile olan görüşmede, “Eğer kabul ederseniz” diye söze başlayıp şu önerileri sıralayabilir:
• Adalet, Dışişleri, Milli Eğitim ve Maliye Bakanlıkları CHP’nin olacak!
• 17-25 aralık soruşturmaları ile ilgili 4 bakanın yüce divanda yeniden yargılanmasının yolu açılacak!
• MİT yasası ve Güvenlik Pakenti’ndeki antidemokratik maddeler derhal yürürlükten kaldırılacak.
• Ve ben hükümette olmayacağım. CHP adına bir arkadaşımızı Başbakan Yardımcısı olarak görevlendireceğiz.
Kılıçdaroğlu, bu koşulları kabul ettirdiği takdirde tabandaki tepkileri önemli ölçüde göğüsleyebilir. Zira, darmadağın edilmiş yargı ve adalet sistemini ancak CHP yerli yerine oturtabilir.
“Sıfır sorun” derken, Türkiye’nin dünyada problemli olmadığı bir ülke kalmadı. Ülkenin itibarını ve yerlerde sürünen bir dış politikayı kurtaracak olan da CHP’dir.
CHP, her yıl lime lime edilen, değiştirilen, doğal mecraından uzaklaştırılan, Eğitim sistemini de yerli yerine oturtabilir.
Öte yandan; sadece mali politikaları belirleme adına değil, yatırım bakanlıklarını denetlemek için de Maliye Bakanlığı’nın da CHP’de olmasının yararı var. Ancak zorunlu bir koşul olmayabilir, üzerinde pazarlık edilebilir.
Kılıçdaroğlu’nun kabinede yer almamasına gelince… Böylece hem CHP tabanını rahatlatır hem de seçim kampanyası boyunca ortaya çıkan gerginliğin önüne geçmiş olur.

***

Varsayalım ki AKP kanadı, bu koşullara ‘evet’ dedi. Böyle bir ortaklığa hangi CHP’li ne için tepki gösterip, itiraz edebilir? Zira bu durumda; CHP yıllardır özlemini duyduğu “hükümet olma”nın fırsatını elde etmiş olacak. İkincisi; “bütün iyi niyetine ve vaadlerine rağmen” CHP’ye şüphe ile bakan seçmen kesimi, CHP’nin icraatlarına tanık olacak. Ve bu seçmen kitlesi, bundan sonraki seçimlerde CHP adına daha farklı değerlendirme yapma seçeneğini elde edecek. Kısacası her iki şıkta da CHP siyaseten kârlı çıkabilir.
Bunu dışında CHP’nin ekonomik vaadlerinden “emekliye bayramlarda birer maaş ikramiye” verilmesi hemen hayata geçirilebilir. Temmuz ayının sonlarına doğru, hatta ramazan bayramına bile yetiştirilebilir. Buna AKP’nin de itiraz edeceğini hiç sanmıyorum!
Hal böyleyken, bu duruma hangi CHP’linin itirazı olabilir? Acaba itiraz edenlerin haklılık
payı ne olur?

***

Tabi bu benim söylediklerimin hepsi bir varsayım. Ama olamayacak şeyler de değil. Önemli olan; CHP bunları söyler, önerir de AKP ya da Davutoğlu kabul eder mi?
Yukarıda da belirttiğim gibi işin zorluğu burada. AKP, CHP ile gireceği bir ortaklıktı, yukarıda sözünü ettiğim bakanlıkları verir mi?
Bence zor! AKP; her ne kadar hükümette olmak istese de Adalet, Dışişleri ve özellikle Milli Eğitim Bakanlıklarının CHP’ye verilmesi konusunda “uzlaşmaz” olabilir. CHP de bu bakanlıkları “olmazsa olmaz” gördüğü için Allahın selameti başınıza olsun! Bu iş biter.
Dolayısıyla öncelik; iş buraya gelmeden, AKP dışındaki üç partinin CHP – MHP ve HDP’nin içinde ya da dışarıdan destek olduğu bir hükümet
formülündedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar