Kısa bir ayrılıktan sonra yeniden birlikteyiz

Kişisel nedenlerden dolayı kısa bir aradan sonra okuyucularımdan gelen yoğun istek ve sorumluluk duygusuyla Yurt Gazetesi’ne yeniden dönüyorum.
Bir yılı aşkın sürede tamamen gönüllü bir şekilde Yurt Gazetesi’nde yazılarımla okurlarımla oldum. Ayrıca altı ay kadar da değişik uzmanlıklara sahip konuklarımla eski adı Sokak TV yeni adı Yurt TV’de yayınlanan ‘Yarınlar’ programında eğitim sistemini enine boyuna tartıştık, değerlendirdik. Ve bu süre zarfında eğitimde fark yaratarak geniş kitlelere ulaşarak kamuoyunu bilgilendirmeyi ve aydınlatmayı başardık.

Evet, Yurt Gazetesi ve çalışanları zor ekonomik şartlar altında büyük bir özveri ile toplumu aydınlatmaya devam ediyor. Umarım bundan sonraki süreçte hem Yurt Gazetesi hem de Yurt TV siz okuyucularımızın ve izleyicilerimizin de desteği ile daha güçlü bir duruma gelecektir.
Birlikte olmak zorundayız, çünkü ülkemiz çok zor günlerden geçiyor.
Birlikte olmak zorundayız, bu ülkenin cehalet karanlığının üzerine aydınlık güneşin yeniden doğması gerekiyor.
Birlikte olmak zorundayız, çünkü halkımızın aydınlanması gerekiyor.
İşte bu yüzden;
Düşünmek, düşündürmek…
Sorgulayıp sorgulattırmak…
Tartışmak, tartıştırmak…
Öğrenmek, öğretmek zorundayız…
Ve her şeyden önemlisi tarafsız bir şekilde kamuoyunun gerçek ve doğru bilgiye ulaşmasını sağlamalıyız.
İşte bu nedenlerledir ki; son zamanlarda yaşadığımız tüm olumsuzlukların bu coğrafyada bir daha yaşanmaması için, eğitime her zamankinden daha çok değer vermeliyiz. Çok sevdiğim bir sözü sizlerle tekrar paylaşmak istiyorum. ‘Bir ülkeyi bölmek istiyorsanız önce eğitim sistemi ile oynayın’, gerçekten de öyle değil mi? Köy Enstitüleri’nin kapatılması bu ülkeye yapılan en büyük kötülük değil midir? Türkiye’nin tek çıkış yolu iyi yetişmiş insan gücünden ve güçlü ekonomiden geçiyor. Bunun için eğitim sistemimizi ayağa kaldırmak zorundayız.
İşte bu nedenle eğitim için kafa yormaya, sizleri elimden geldiğince aydınlatmaya devam edeceğim.

***

28 Eylül’de yeni eğitim-öğretim dönemi başlarken eğitimi zor günler bekliyor.
Güvelik nedeniyle özellikle Doğu ve Güneydoğu’da okullar zamanında açılacak mı?

15 Eylül’de öğretmen ataması gerçekleştirilecek, Doğu ve Güneydoğu’ya atanan öğretmelerin can güvenliği sağlanabilecek mi?
Sıcak bölgelerimizde artan terör olaylarından dolayı bölgeye gitmek istemeyen ve istifa edecek öğretmenlerin boşluğu doldurulabilecek mi?
Üniversiteler açıldığında güvenliğin sağlanması için nasıl önlem alınacak?
Olaylar bitse dahi yıkılan, yakılan okullar yeni eğitim öğretim dönemine hazır hale getirilebilecek mi?

İşte bütün bu yaşanan gerilimli süreç eğitimi de vuracağa benziyor.
Her şeyin başı sağlık ve huzur… Huzur olmayınca ekonomi, eğitim kısacası bütün hayat duruveriyor.

Umarım en yakın zamanda barışın ve kardeşliğin sesi yükselir ve ülkemiz bu karanlık günleri atlatır. Martin Luther King ne dediği gibi; ‘Ya kardeşçe yaşayacağız, ya da aptallar gibi yok olup gideceğiz.’ Kardeşçe ve barış içerisinde yaşamaktan başka çıkış noktamız yok. Suriyeli mültecilerin yaşadıkları bize ders olmalı! İç savaşın ve vatansızlığın insanları ne hale getirdiğini unutmamalıyız.

Ülkemizi bölmek için hem dışta hem de içte büyük oyunlar oynanıyor. Bu konuda halkımızın uyanık olması bu senaryoları boşa çıkarması gerekiyor.
Ben her şeye rağmen umudumu koruyorum. 1000 yıldır güçlü kardeşlik bağı ile birbirine bağlı olan ve çok zor badirelerden geçen halkımız, güzel ülkemizin parçalanmasını ellerini ovuşturarak bekleyenlere geçit vermeyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar