Otosansür ve Gazetecilik

Türkiye’de gazetecilik son yıllarda farklı ve rahatsız edici bir dönemden geçiyor. Bir yanda ‘yandaş’ gazeteciler ordusu oluşurken, bir yanda da kendi kendisini sansür eden gazeteciler var oldular. Oysa gazeteciliğin ‘aslı’ haberciliktir ve haberin de sansürü olmaz.
 
Gazetelerde de ciddi değişimler söz konusu. Basılı gazetelerin yerini tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de internet gazeteleri almaya başladı. Pek çok haber sitesi var. Bu haber sitelerinin büyük bir çoğunluğu ‘kopyala -  yapıştır’ gazeteciliği yapıyorsa da; merak ettiğiniz pek çok konuyu, haberi bu sitelerde bulabiliyorsunuz.
 
Basılı gazetelerin haberi koyacakları yer sorunu var. Çünkü gazeteciliğin temeli olan ‘ilan haberi iter’ ilkesi zaman zaman ciddi yer sorunlarının yaşanmasına neden olur ve pek çok güncel haber gazetelerde yer bulamayabilir, bu olağandır. Ancak günümüzde, hiçbir yer sorunu olmayan internet gazeteciliğinde tüm haberlere yer var; editörlerin haberleri koymamak için hiçbir nedenleri yok, kolaya kaçmaktan başka.
 
Ancak Türkiye’den yayın yapmakta olan bazı haber sitelerinin farklı yaklaşımları olduğunu gördüm. Örneğin; zaman zaman gazetede yer bulamayacak olan haberlerimi gönderdiğim bir siteye artık haber göndermeme kararı almama neden olan son ‘sansür’ olayı gerçekten ilgimi çekti.
 
Göndermiş olduğum haberlerden bir tanesinde, Fransa’da satışı yapılan ‘Orangina’ marka portakallı ve gazlı içeceğin reklamlarında, hayvanlara içgiyim giyindirip barların kapılarına asılan reklamlar konusu vardı. Buradaki haber öğesi, üzerine içgiyim giyindirilmiş olan hayvanın ‘penguen’ olmasıydı. Bir diğer haber ise Rusya’dan geliyordu ve dünya ajansları tarafından servisi yapılmış, yabancı basında pek çok gazetede ve internet sitesinde yer bulmuştu. Haber; genç Rus kadınlarının, eşlerinin penisini sevişirken nasıl kullanmaları gerektiğini öğreten kurslarla ilgiliydi. Doğal bir davranış olan sevişme eyleminin kurslar ile öğretiliyor olması ve fotoğraflarda yapay penislerle kadınlara bunun anlatılıyor olması ilgimi çektiği için, haberin Türkçesini yazıp göndermiştim. Gelen cevap daha çok ilgimi çekti, “Okurlarımız arasında yoğunlukla bayanlar olması nedeniyle, onları rahatsız etmemek için bu haberi koyamayız” deniliyordu.
 
İlk önce ‘bayan’ sözcüğüne takıldım. “Okurlarımız arasında ‘kadınların’ da olması nedeniyle” denilebilirdi ve daha doğru bir Türkçe olurdu gibime geliyor. ‘Kadın’ sözcüğü yerine ‘bayan’ sözcüğünün kullanılıyor olmasını uzun zamandır yadırgıyorum; sanki ‘kadın’ demek aşağılamakmış gibi hissettirilmeye başladı.
 
İkinci olarak da; haberin sansür edilme nedeni hayli ilginçti ve Türkiye’de AKP iktidarının oluşturduğu atmosferi çok iyi vurguluyordu. Bu siteyi yapan arkdaşlar, genel olarak ilerici medyada muhalefet yapan arkadaşlar olmalarına karşın, AKP’nin Türkiye üzerine yaydığı ağır yorganın altında kalmışlardı anlaşılan. Zaten AKP’nin yapmaya çalıştığı, ‘bayan’ları toplumun gözünde korunması gereken ‘yaratıklar’ haline getirmek ve ‘insan’ olmaktan çıkartıp, bir kez de cinsel kimlik bölünmesi yaratmak değil miydi? İşte bir başarı belgesi daha...
 
Bu yüzden, artık haberlerimi başka internet sitelerine göndermekten, başka sitelere yazı yazmaktan vaz geçtim. Söylemek istediklerimin hepsini burada, cuma günleri okuyabileceğiniz gibi, gözüme ilişen ilginç haberleri de http://ayral.wordpress.com/ adresindeki bloğumdan izlemeniz olanaklı.
 
Bu devir böyle devam etmeyecek.
 
Türkiye huzurun ve gerçeğin yaşandığı zamanlara da kavuşacak. İşte o gün; yandaşlar, sansürcüler, otosansürcüler nasıl bir geri dönüş yapacaklar ve kendilerini nasıl aklayacaklar, gerçekten merak ediyorum. Yaşarken en önem verdiğim insan özelliği ‘yeryüzü duruşunu değiştirmemek’ olmuştur; bunun bedelleri ağır olabilir ama size rahat ve huzurlu bir uyku kazandırır.

Önceki ve Sonraki Yazılar