YURT, Türkiye’nin içine sokulduğu çatışma ve kaos ortamında, gaz bombalarının sisi içinde kaybolan gerçeği çekip çıkaran bir gazetecilik yapıyor. AKP hükümetinin oynadığı oyunu deşifre eden, haber ve analizleriyle gerçekte ne olup bittiği konusunda kamuoyunu aydınlatan Yurt, elbette Davutoğlu Ahmet Bey’in Dolmabahçe Sarayı’ndaki toplantısına davet edilmeyecekti.

O toplantıya gazeteci ve genel yayın yönetmeni sıfatıyla katılanlar şunu bilmelidirler ki, yaptıkları tek iş, iktidarı işgal eden bir hükümetin gerçeği karartma (dezenformasyon) operasyonuna alet olmaktır.

Yandaş ve gerici gazetelerin durumu belli, onlar mezhepçi faşizan bir iktidarın kamuoyu yapıcıları olarak çalışıyorlar. Ancak, Dolmabahçe Sarayı’nın müştemilatındaki o toplantıya Hürriyet gazetesinin katılarak bir asma yaprağı rolünü üstlenmesi üzücüdür.

Belli ki, AKP ve Erdoğan ne pahasına olursa olsun iktidarı bırakmak istemiyor.

Çünkü 6 ay bile iktidardan uzaklaştırılsa AKP’nin dağılacağını biliyorlar. Bu nedenle siyasal gerginliği tırmandırıyor, bir çatışma ve korku ortamı yaratarak siyasal ömürlerini artırmak istiyorlar.

Bu nedenle, IŞİD’e karşı mücadele ediyorum bahanesiyle sola saldırıyor, toplumu bölüyor, gerginliği artırma siyaseti izliyorlar. Ortada tam bir sahtekârlık var. Son 5 günde gözaltına alınanlar yaklaşık bin kişi, bunlardan sadece 150’si IŞİD şüphelisi, iyi mi!

Suruç’ta 31 sosyalist genci katleden, sınırda bir Türk subayını öldüren bu dinci /mezhepçi örgüt elemanlarının nasıl gözaltına alındığını gördünüz mü? Bağcılarda yargısız infaz yaparak sosyalist bir genç kadını öldüren polis, katliamcı ve ortaçağ artığı IŞİD’cileri incitmemek için neredeyse ayaklarının altına halı serecek!

Polis, IŞİD şüphelileri dâhil hiç kimseye kötü muamele yapmamalıdır. İnsan hakları hukukuna uygun davranmalıdır. Biz her türlü polis şiddetinin karşısındayız.

Ama bir sorumuz var; polisin, bu IŞİD sempatisi nereden gelmektedir?