Galatasaray'ın ezeli rakibi Fenerbahçe ile oynayacağı basketbol final serisinin son maçına çıkmamış olmasının yankıları sürüyor...
Her kafadan bir ses çıkıyor, herkes kendini haklı görüyor, yanlışı yapanın karşı taraf olduğunu söylüyor... Hal böyle olunca yaşanan hadisenin gerçek amacını, mesajını anlamamış oluruz!.. Meselenin özünden uzaklaşmış oluruz!..
Elbette gelinen noktada, yaşanan olaylarda iki taraf da suçludur...
Abdi İpekçi de yaşanan hoş olmayan durumları da unutmuş değiliz. Bütün bu rezaletlerin bitmesi için teşhis ve tespitleri doğru yapalım!..
Şimdi ben sizlere soruyorum; Galatasaray, Ülker Arena'da oynanması gereken şampiyonluk maçına neden çıkmadı?
Galatasaray maça bazılarının iddia ettiği gibi Fenerbahçe'den korktuğu için mi,yoksa 'gücümüz yok nasıl olsa kaybedeceğiz, rakip bizden daha iyi bir takım, bizim şampiyon olmamız mümkün değil, en iyisi kaçmak mı?' diye düşünerek kolay yolu seçti ve maça çıkmadı...
Eğer böyle olsaydı, daha önce oynanan maçlara da çıkmazdı...
Serinin 3-3 berabere olduğunu düşünürsek, işin içinde çok daha farklı şeylerin olduğunu görürüz!..
Gayet net ve kesin bir şekil de biliyoruz ki, Fenerbahçe özellikle başkan Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu marifetiyle, federasyonları şu veya bu şekilde, zaten kendileri de bunu açık açık söylüyorlar avuçlarının içine almışlar!..
Başta futbol ve basketbol olmak üzere federasyonlara, başkan ve yöneticilerine her istediklerini kolayca yaptırıyorlar... Hakem atamalarından tutun da her konuda kendilerine avantaj sağlayıp rakipleri kolayca ekarte ediyorlar!..
Özellikle kendi sahalarında oynadıkları maçlarda yarattıkları korkulu, gerilimli ortamlarla rakip takım oyuncu ve hocalarının can güvenliklerini tehlikeye sokarak maçları kazanma adına avantaj sağlıyorlar.
Ayrıca böyle bir ortamda hakemlerinde zaten sağlıklı, tarafsız kararlar vermesi de mümkün olmuyor!..
Cezalı oldukları halde her maça gelip en ön sıralarda oturup,TBF yöneticileri başta olmak üzere sürekli herkesi, hakemleri, görevlileri tehdit edip, sporculara varıncaya kadar tehdit ve küfrün yanı sıra tribünlerde adeta amigolar gibi davranışlar sergileyen malum şahıslar nedeniyle maçlar maç olmaktan çıkıyor, herkes korkudan siniyor hiç kimse görevini can güvenliği içinde yapamıyor!..
Yapılan tüm bu kural dışı davranışların karşılığı olan cezaları da federasyon. kendilerine veremediği için adaletsizliğin boyutları giderek büyüdü...
Rakipler cezalandırılırken nedense aynı cezalar Fenerbahçe'ye verilmedi ya da verilemedi!..
Hakem rezaletlerini, adaletsiz ve taraflı yönetimleri zaten herkes biliyor!..
İşte bütün bu rezaletlerin, adaletsizliğin, çirkinliklerin adeta orman kanunlarının geçerli olduğu sporu spor olmaktan çıkaran Azizi Yıldırım-Mahmut Uslu odaklı organizasyonların bitmesi için, son bulması için, spor sahalarına dostluğun, barışın, can güvenliğinin, eşit şartlarda yarışma adaletinin sağlanması için, kuralların, hukukun üstün olması için, eli sopalı sağa sola korku dehşet salan, mafyavari yönetici modelinin bitmesi için, Türk sporunun yarınlarının daha aydınlık olması için, güvenlik içinde olması için, taraflı, uzaktan kumanda edilen federasyonlardan kurtulmak için, huzur için, aydınlık için can güvenliği olan spor sahaları için Galatasaray bir şampiyonluğu, bir kupayı feda etti.
Bu anlamlı protestonun, büyük bir yalaka, yandaş topluluğu tarafından 'kara bir leke' olarak görülmesi son derece vahim,t ehlikeli ve karanlık bir durumdur!..

Bu tür protesto ve eylemlerin giderek artması, diğer camialar tarafından da destekleniyor olması Türk sporuna kısa zamanda büyük bir huzur ve selamet getirecektir...
Spor dışı karanlık güç odakları, siyaset, kayırma kollama, yağcılık, yandaşlık, her türlü rezaletin bitmesi için Galatasaray'ın açtığı bu kapıdan içeri girenlerin sayısı arttıkça, bugüne kadar yaşanan adaletsizliklere, isyanlar büyüdükçe sporumuzun YARINLARI; daha güvenilir tarafsız, hukuka, adalete, mahkemelere, kanun ve kurallara saygılı spor ahlakına sahip kişilerin sayesinde daha aydınlık olacaktır!..