Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Mihenk taşı

Politikada, ama özellikle dış politikada mihenk taşları vardır.

Bu mihenk taşları taktik veya şahsi kaygılarla oynak hale gelirse büyük stratejik yanılgılara ve kayıplara yol açar.

Büyük emperyal devletlerin ilgi odağı olacak bir coğrafyada bulunmak zor bir durum.

Hele Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından sonra yerleşik haldeki “yurtta sulh, cihanda sulh” temel politikasından uzaklaştığımız son 15 yıl içinde giderek daha karmaşık ve riskli bir ilişkiler sistemi içinde kaldık.

Bizi zayıf ve hasta adam rolüne sıkıştırmaya ve sokmaya çalışan sözde “dost ve stratejik ortaklar” canımızı yakmak için yarışıyorlar.

Tabi aslında kendi siyasi tercihlerimiz, hatalarımız, eğitim ve demokrasi yoksunluğumuz buna fırsat ve zemin veriyor.

Esas olan budur!

***

Korkarım Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) son hızla halen uygulanıyor.

Temel kadrosu da pek değişmiş sayılmaz!

Zira Libya’nın acınacak halinden hiç bahsetmeyeyim, güney komşularımız Irak’tan sonra Suriye de neredeyse kalıcı olarak bölünmüş durumda.

Güney komşularımıza karşı uzun vadeli barış ve işbirliği politikalarına dönüp dönmemek konusu siyasetimizin ve siyasetçilerimizin en gerçekçi samimiyet ölçüsüdür.

Yani Bağdat ve Şam ile barış ve işbirliği sağlamak günümüzün mihenk taşıdır.

İlgili tüm ülkeler karmaşık çok bilinmeyenli denklem çözümünde taktik savaşlarıyla birbirine sarılıyorlar.

Kimin eli, kimin cebin… O da belli değil.

Bir gün dost, öteki gün terörist, düşman…

Ama sevişiyorlar mı, savaşıyorlar mı bazen doğrusu pek anlaşılmıyor.

Hem de hepsi birlikte dar alanda.

Kafalar karışıyor, ülkeler bölünüyor.

İnsanlar acı çekiyor.

Ancak fillerle, ayılarla, aynı yatağı paylaşmanın ne olduğunu Büyük Ortadoğu Projesi hepimize öğretiyor.

Hem de en acı şekliyle.

Hem de yok, yok, koy, koy, kısmen kayıkçı kavgası eşliğinde

Önceki ve Sonraki Yazılar