Otobüs kaptanları '3. köprü zorunluluğu resmi haraca döndü' diyor

Hafta içinde bir toplantı nedeniyle Ankara’ya gitmem gerekti. Sabaha karşı Alibeyköy garından otobüse bindim, ‘köprüyü geçince biraz uyurum’ diye düşündüm ama köprüye ulaşmak mümkün olmadı. Yaklaşık 40 dakikalık bir yolculuğun ardından kırmızılar içindeki 3. köprü karşımızda belirdi. Benim cahilliğim elbette ama şehirlerarası otobüslere de 3. köprü zorunluluğu getirildiğini o an anladım. Akşam dönüş için Ankara otogarındayım, yıllardır duymaya alıştığımız “Hemen İstanbul, İstanbul kalkıyor” çağrıları yoktu. İstanbul’a seferi olan, hatta yoldan gelen tüm şirketleri dolaştım, en erken otobüs 2 saat sonraydı. Nedenini otobüs kaptanlarıyla sohbetimiz sırasında öğrendim. 


İki ana nedeni var, birincisi yolcu sayısı yok denecek kadar az. Gerçekten de ülkenin başkentinin otogarında toplasan 300 yolcu bile yoktu. Türkiye’nin en büyük otobüs firmalarından birinin şoförü, “Yakında iflas edeceğiz” dedi. Birkaç yılda bir otobüs yenilemek zorunda olduklarını söyleyen kaptan, “Artık borcu ödeyemez duruma geldik, bu yıl turizm çok kötüydü. Manavgat’tan 2 yolcu ile geldiğim zamanlar oldu. İnsanlar evden çıkmıyor, garın haline bakın Anadolu’da bir kasabanın garı gibi” dedi. Üstüne bir de 3. köprü maliyeti çıkmış. Hal böyle olunca da şirketler, İstanbul seferlerini azaltmış. “Maliyeti kurtarması mümkün değil” diyor başka bir otobüs firmasının kaptanı.


3. köprü çilesini dönüşte de yaşadık. Anadolu yakasındaki terminalden hareket ettikten tam 1,5 saat sonra hem de ışığın bile olmadığı yollardan geçerek Avrupa yakasına ulaştık. Yolda otobüsün kaptanıyla sohbetimizde 3. köprü zorunluluğun maliyetini sordum. Tek tek hesaplayarak açıkladı. 


En azından yol 100 kilometre daha uzuyor, bu nedenle harcadığımız benzin de artıyor. Sadece köprü geçiş parası vermiyoruz, kilometre başına da 1 TL kesiliyor. Dolayısıyla Avrupa’dan Asya’ya geçişin maliyeti 145 TL yol ve köprü, 100 liranın üzerinde de akaryakıta ekstra harcıyoruz. Yani 245-250 TL arasında, bu da en az 5 koltuk parasının köprüye gittiği anlamına geliyor. Yaşadığınız yorgunluk, zaman kaybı da cabası... 


Kaptanımız “Oysa akşam 22.00-sabah 06 saatleri arasında şehirlerarası otobüslere Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden geçiş izni verilmeli. Bu zorunluluk devam ederse yakında hem kaptanlar otobüslerinin borcunu ödeyemediği için bireysel iflas edecekler hem de otobüs şirketleri” öngörüsünde de bulundu. Sohbeti tamamlarken de “Bunun adı resmi haraç, başka bir şey değil” diyerek son noktayı koydu.


Hükümet bir an önce bu yanlışından dönmek zorunda, hem şirketlere hem de vatandaşlara bu eziyeti çektirmemeli. Trafiğin rahat olduğu saatlerde her iki köprünün de kullanımına izin vermeli. Köprüyü yapan şirket para kazansın diye ceremesini halk çekmemeli!

Önceki ve Sonraki Yazılar