Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde medya temsilcileri ile bir araya geldi. 15 Temmuz'daki darbe girişimine ve Gülen'in Türkiye'ye iadesine ilişkin açıklamalarda bulunan Yıldırım, "15 Temmuz'dan sonra ABD'nin tutumu daha iyi ve harekete geçtiler, ABD Başkan Yardımcısı Biden de gelecek. (FETÖ) Örgütten olanlarla direkt ilişkisi olmayanları ayırmakta zorluklar var ama hatasız iş yapmak için çok çaba harcıyoruz. Bunların kendi iletişim ağları var. 50 bin kişilik bir yapı. Direk örgütte olanlarla hasbel kader bulaşmış olanları titizlikle ayıracağız. Elimizdeki bilgiler sınırlı ama biz minimum hata ile normalleşme için çaba harcıyoruz. Asker, sivil bürokrasi, iş dünyasından olanları belirliyoruz" diye konuştu. Yıldırım, soruşturmalar kapsamında bugüne dek kamuda açığa alınanların da rakamını paylaşarak, "Açığa alınanların sayısı 76 bin 597 kişi. Memuriyetten çıkarılanların sayısı 4 bin 897. Bunların 3 binden fazlası asker. Genel toplam 84 bin 494" dedi.

Bizim için ölçü 17-25 Aralık sonrasıdır

FETÖ'nün kapalı bir örgüt yapısı bulunduğunu söyleyen Yıldırım, dolayısıyla üyelerinin tespit noktasında da zorlukların olduğunu dile getirdi. Yıldırım, "Peki ne yapacağız? Biz belirli kriterleri ortaya koyduk. Bu örgütle irtibatı, kendi isteğiyle, kendi azmiyle olanlarla hasbelkader buraya ilişki içinde olmuş olanları birbirinden ayırmamız gerektiğini düşünüyorum. Burada da ölçüyü 1973'ten beri alamayız, bizim için ölçü 17-25 Aralık sonrasıdır. 17-25 Aralık sonrasındaki örgütle ilişkilerde eğer bilerek ve isteyerek bizatihi örgütün, bizatihi ekonomik faaliyetlerine, sosyal faaliyetlerine, siyasi faaliyetlerine katılmışsa bunları tespit edecek araçlarımız var. Bu bir ölçü. Buna bakıyoruz. Bunların kendi kurdukları iletişim ağları var. Özel. Yani hiç kimsenin kullanmadığı bir iletişim altyapısı kurmuşlar, o iletişim altyapısında 50 binin üzerinde isim var. Bunlar üzerine gidiliyor" diye konuştu.

Emniyetin kayıtlarından yararlanılacak

Yıldırım, örgütün elemanlarının belirlenmesinde emniyet istihbarat biriminin kayıtlarının da dikkate alındığını kaydederek, "Buradaki kayıtlar da tabi 17-25 Aralık öncesine de var, sonrasına da var. Burada milat 17-25 Aralık olarak belirlediğimiz için önceki kayıtları dikkate almayacağız. Bir başka konu, MİT'in tespitleri var. Devlet Denetleme Kurulu'nun tespitleri var. Bir de Bakanlıkların kendi tespitleri var. Yani bilinen herkesin ortak kanaati şu şu isimler, örgütle doğrudan temaslı, bunlar biliniyor. Yani ne denir, kuvvetli şüphe böyle bir şey var, kanaat var. Eskiden beri biliniyor ama örgüt masum kabul edildiği için darbe girişimine kadar veya 17-25 Aralık, o da değil 7 Şubat 2012 bir adım, örgütün hükümete karşı ilk yönelmesi odur. Ondan önce Balyoz, Ergenekon gibi davalarda etkin oldu, hükümete karşı orada başlıyor. Dershanelerin kapatılması, MİT Başkanının alınmaya çalışılması, Gezi olayları sonrası tutumları ve 17-25 Aralık ve sonrasında gelişen olaylar" dedi.