CHP'li Tezcan: Hükümet terör örgütleri ile masaya oturma şampiyonu

CHP'li Tezcan: Hükümet terör örgütleri ile masaya oturma şampiyonu

CHP Basın Sözcüsü Bülent Tezcan, partisinin Genel Merkezinde basın mensupları ile buluştu.

CHP Basın Sözcüsü Bülent Tezcan CHP'nin 36'ncı Olağan Kurultayı'ndan sonra ilk kez CHP Genel Merkezi'nde basın mensupları ile buluştu. Tezcan Kurultay ile ilgili olarak bilgiler verdi. CHP liderinin ilk Parti Meclisi Topalntısı'nı Cumartesi günü yapacağını ve MYK'yı burada açıklayacağını söyledi.

Tezcan, Zeytin Dalı Hareketı kapsamında Afrin'e düzenlenen operasyonlarla ilgi 'Türkiye'nin güvenliği nerede sağlanıyorsa oraya kadar gidilir' dedi.  

Meclis'teki internet tasarısını Tezcan, 'sanüsür' olarak değerlendirdi. Tezcan, "Dijital çağda dijital diktatörlük peşindeler" dedi.

AKP Hükümetleri'ni terör örgütleri ile masaya oturma şampiyonu ilan eden Tezcan, Hükümete FETÖ, IŞİD, El Nusra, PYD ile ilgili kritik sorular yöneltti. Türk yargısının PYD'yi terör örgütleri listesine alındıktan sonra PYD Sözcüsü Salih Müslim'in Ankara'da kırmızı halılarla karşılandığını söyledi. Tezcan AKP'nin FETÖ'yü nasıl devletin mahrem yerlerine soktuğunu anlattı.

CHP Sözcüsü Bülent Tezcan'ın basın açıklamasından satı başları şu şekilde:

 Kurultaylarda demokrasi yarışının unutulduğu dönemde, CHP demokrasinin tek temsilcisi olduğunu gösterdi.

Saray darbeleriyle, seçilmiş Başbakanların, Genel Başkanların istfa ettirildiği bir dönemdeyiz.

Siyasette demokrasiyi yaşatma kararlılığında olmanın kıvancını yaşıyoruz.

488 PM adayından 121'i kadın arkadaşlarımızdı. Arzumuz kadın adayların daha çok olduğu kurultaylar yaşamaktır.

 Gençlere ve kadınlara pozitif ayrımcılığı tüzüğüne yazan tek partiyiz. 60 kişilik PM'nin 39'u erkek, 21'i kadındır.

 PM, yönetmelik gereği Cumartesi günü saat 10.00'da toplanacak. Genel Başkanımız MYK'yı belirleyecek.

Enis Berberoğlu tutsak alınmış durumda, rehin alınmış durumda. Kurultayımız oy birliğiyle Berberoğlu'nu PM'nin onur üyesi seçti.

Türkiye'de kendi içinde de demokrasiyi yaşatan bir partiyiz. Demokrasinin en önemli koşullarından biri basın özgürlüğüdür, Türkiye'de olmayan şeylerden biri de budur.

İktidarın güdümüne girmeyen medyanın saldırılara maruz kaldığı dönemde, şimdi iktidar yeni bir planla internet sansürünü hayata geçirmek istiyor.

Basılı ve görsel medyayı kontrol altına aldılar, şimdi sosyal ve internet medyasını da kontrol altına almak istiyorlar.

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde yayın yapılmadan denetim olmaz.

Türkiye'yi Kuzey Kore modeline mahkum etmek isteyen bir iktidar ile karşı karşıyayız.

İktidar dijital çağda, dijital diktatörlük peşinde.

Yargı kararıyla PYD'nin terör örgütü olduğu tespit edilmişti. AKP bu karara rağmen onu el üstünde tuttu.

Mahir Ünal çıkmış, yakışıksız olan diliyle Genel Başkanımıza 'Devlet görüştü' diyor. Biz bu söze aşinayız, ilk kez duymuyoruz. Bu ne pişkinlik, ne utanmazlık?

Siz yargı kararıyla terör örgütü ilan edilmiş bir yapıyla görüşünce 'devlet görüştü' oluyor. Legal bir parti adalet için bizimle yürüyünce 'CHP terörle birlikte' diye kıyameti kopardınız.

Siz terör örgütü liderinin altına kırmızı hale seriyorsunuz, 'devlet görüştü' oluyor. Bu utanmazlık karşısında söz bitiyor.

Dün Genel Başkanımız, AKP Genel Başkanına şunu sordu: El Nusra terör örgütü müdür sizce?
Aynı soruyu sayın Başbakana soruyorum: El Nusra terör örgütü müdür?

Paralel Sözcü İbrahim Kalın'a soruyorum: El Nusra terör örgütü müdür?

Bu iktidar terör örgütleriyle masaya oturma şampiyonudur.

Devletin bütün mahremlerine FETÖ'yü yerleştirdiler ama kendileri FETÖ'cü olmadı. Hayatı boyunca FETÖ'yle mücadele eden gazetecileri hapse tıktılar.

AKP'nin utanmazlığı karşısında dil tutuluyor, vicdan susuyor.

Türklüğü ve Türkiye adını tahsis etme hakkı ellerindeymiş gibi, TTB'nin içindeki Türklüğü kaldıracaklarını söylüyorlar. Kimsiniz siz?

Canınız isteynce TC tabelalarını kaldıracaksınız, andımızı kaldıracaksınız, sonra da Afrin'e operasyon yaparken konjonktürel milliyetçilik yapacaksınız. Yok öyle şey!

Milleti böldüğünüz yetti de arttı. Toplumu bölecek tutumlardan uzaklaşın artık.

2017'de Cumhurbaşkanına sorduk, halen cevap vermiş değil. MAN Adası belgelerinde 5 liralık şirket 150 milyon dolarlık şirket satın almış. Nasıl oldu bu?

Sayın Erdoğan, yakınların hangi şirketi sattı? Bu şirketlerin adını söyleyeceksiniz. Ne kadar kar etmiş, ne kadar vergi ödemiş? Bu soruların cevabını millete vermek zorundasınız.

Ayrıntılar geliyor.