CHP'yi karıştıran rapor ortada kaldı

CHP'yi karıştıran rapor ortada kaldı

CHP’li Mehmet Bekaroğlu’nun hazırlayıp genel başkana sunduğu rapor partiyi karıştırdı. CHP’ye laikliğin yeniden tanımlanması çağrısı yapılan rapora ilişkin Yurt’un ulaştığı CHP grup başkan vekilleri yorum yapmadı.

YURT Gazetesi-Selçuk ARSLAN/ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Mehmet Bekaroğlu’nun hazırladığı rapor partiyi karıştırdı. CHP’li Mehmet Bekaroğlu’nun hazırladığı ‘Tarihi dönüm noktasında CHP’ başlıklı rapor partiye ilişkin çok ciddi eleştirilere yer verdi.

Parti içerisinde de tartışmalara neden olabilecek raporda,  “66 yıldır CHP, tek başına iktidar olacak kadar oy alamamaktadır. Çünkü CHP’ye dindarlar, Kürtler ve yoksullar oy vermemektedir. 70’li yıllardaki Ecevit dönemi bir yana, CHP, zengin, seküler ve ‘Beyaz Türk’ diye tabir edilen seçmen kesimine sıkışıp kalmıştır. Aslında başörtüsünün (dahası dinin) siyasette güçlü araç olmasının nedeni sadece dindarlığın değil, aynı zamanda çevre ve yoksullukla ilgili bir sembol olmasındandır, yani burada dini de içine alan bir sınıfsallıkla karşı karşıyayız. Hiç kuşku yok ki bu durumu besleyenler, imkânları paylaşmayan, diğerlerine kibirle bakan, onları geri, köylü, aşağı (göbeğini kaşıyanlar, bidon kafalılar vb) gören seçkinlerdir. CHP’liler 66 yıldır halkın oyu ile iktidara gelememenin nedenini hiçbir zaman hakkıyla sorgulayamamışlardır” ifadelerine yer verildi.

Raporunda, CHP’yi halka inememekle suçlayan Bekaroğlu, “Tek parti dönemi CHP’si, devlet eliyle toplumu değiştirmeye çalışmıştır. Şimdi CHP, bu devleti ele geçirmeyi değil de değiştirmeyi/dönüştürmeyi/demokratikleştirmeyi önüne hedef olarak koymalıdır. Tabi buna bağlı olarak; devlet, ulus-devlet, millet/ulus, laiklik, kamusal alan... gibi kavramları da radikal bir şekilde gözden geçirmelidir.  Bugün ‘Erdoğan devleti’ diye eleştirdiğimiz heyulayı Tayip Erdoğan icat etmemiştir, bu heyula dün de vardı. Tamam; ‘Türk milleti’ hiçbir zaman ırk temelinde tanımlanmadı ama bundan böyle hiçbir Kürt’e ‘Türküm’ dedirtemezsiniz; anayasal olsa da, kâğıt üzerinde olsa da, bu mümkün değil. Bunun için ‘Türkiyeli’ kavramı en doğru seçenektir” ifadelerini kullandı.

CHP’de mezhep sorunu


CHP’de mezhep sorunu olduğuna dikkat çeken Bekaroğlu’nun raporunun devamın ise şöyle: “Bu çerçeveden CHP’nin bir de mezhep sorunun olduğunu unutmamalıyız.

Devletin, Sünniliği neredeyse resmi mezhebi olarak kabul etmesi, Diyanet İşleri Başkanlığının Sünni/Hanefi mezhebine göre hizmet vermesi, diğer mezhep ve inanç gruplarının dışlanmasını getirmiştir. Öte yandan; yıllarca, özellikle AKP döneminde Aleviler devletten uzak tutulmuş, önemli görevlere gelmeleri engellenmiş, ayrımcılığa tabi tutulmuşlar, dahası AKP döneminde hâkimlik, savcılık, müfettişlik gibi görevlere Aleviler hiç alınmamıştır. Bunu sonucunda Aleviler ‘laiklik’ konusunda duyarlı olan CHP’de toplanmışlar, bu durum da zamanla CHP’yi Aleviler için bir tutunma, sığınma aracı haline getirmiştir. Neticede CHP’nin ‘Alevi partisi’ olduğu algısı oluşmuştur. Öte yandan CHP içindeki iktidar mücadelesinde de Alevilik ve Cemevleri alabildiğine kullanılmakta, bu durum da bu algıyı beslemektedir. Artık özellikle büyük şehirlerde parti içindeki Alevi temsili toplumdaki Alevi oranının çok çok üstüne çıkmıştır.”

‘Laiklik yeniden tanımlanmalı’


Raporda “Tekrar bir millet olmamız için laiklik kavramını da yeni baştan tanımlamak zorundayız. Elbette laikliğin bir tanımı var, uygulama örnekleri de. Türkiye’de laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrı olması şeklinde uygulanmamıştır. Devlet, uzun yıllar boyunca, hayata geçirdiği ulus inşa sürecine uygun olarak yeni bir din tanımını yaptı ve bu din yorumunu ‘DİB, eğitim...’ gibi araçlarla halka dayattı; bunun travmaları hala devam ediyor. Türkiye’de kamusal alanın halkın alanı olduğu, özgürlükler alanı olduğu ihmal edildi.

Devlet, kendinin olduğu inandığı kamusal alana kayıtlar koydu, kurallar koydu, halkın düşünce ve inançlarını ifade etmesini kısıtladı. Buna bağlı olarak insanlar haklarını (eğitim, çalışma...) kullanamadılar. Bütün bunların faturaları da CHP’ye kesildi. Bugün CHP ‘laik eğitim’ dediğinde, muhafazakâr halk kitleleri nezdinde anlaşılan hak kısıtlanmasıdır, din eğitiminin ortadan kaldırılması, imam hatip okullarını kapatılmasıdır. CHP, eğitimde ve yaşamın tüm alanlarında ‘özgürlükleri’ öne çıkarmalıdır. Eğitim özgürleştirici olmalıdır.

Sosyal demokrat bir siyasi parti ‘laiklik’ten asla dinin hayattan çıkartılmasını, kamusal alandan kovulmasını anlamamalıdır. Laiklik elbette inançlar konusunda (sadece inançlar değil inançların belirleyici olduğu kimlikler ve yaşam tarzları) devletin tarafsız olmasını gerektirir. Devlet, hiçbir inancın taşıyıcısı, taraftarı ya da karşıtı olmamalıdır. Bu, asla tüm inançların bir şekilde devletin varlık gösterdiği alanlardan çıkartılması anlamına gelmez. Tam tersi, laiklik, inanç özgürlüğü demektir; laik devlette tüm inançlar özgür olur” denildi.

Örgütten ‘istifa etsin’ tepkisi

Raporun genel merkeze sunulmasının ardından CHP’liler Bekaroğlu’na istifa çağrısı yapmaya başladı. Kendisine yönelik istifa çağrıları ve eleştirilere RS FM’de yanıt veren Bekaroğlu, “Beni eleştirenlerin sosyal demokratlıkla ilgisi yoktur. Eleştirenler parti tabanından gelmeyen faşistlerdir” ifadelerini kullandı. RS FM’de Yavuz Oğhan’ın hazırlayıp sunduğu ‘Bidebunudinle’ programında konuşan Bekaroğlu, şunları söyledi: “Siyaset seçmen davranışları algılar üzerinden ortaya çıkar. Bu devlet yapısı itibariyle bir türlü demokratikleşemeyen hukuk devletine evrilemeyen seçilmişlerin  söz sahibi olamadığı bir devlet. 2002’de AKP iktidara devletin bütün aygıtlarını kurumlarını ele geçirecek şekilde geldi. Paranın ihalenin kararını her şeyin merkezde toplandığı bir devlet yapısıyla iktidar oldular. Kendi yandaşların lehine diğerlerini aleyhine kullanmaya başladı.  Şimdi diyorum ki ben burada CHP bu devleti AKP’nin elinden almaya kalkmasın. Bu devleti demokratikleştirmek ve hukuk devleti haline getirmek gerek. Bunu söylemekle olmaz. Söylüyoruz karşılık bulamıyoruz.”

Gürsel Tekin: RAHATSIZIM

RAPORA dair ulaştığımı isimlerden sadece CHP İstanbul Milletvekilli Gürsel Tekin açıklamada bulundu. Tekin, “Arkadaşımız pariye ilişkin düşüncelerini dile getirdi. Bu doğal bir durum. Bütün milletvekilli arkadaşlarımız benzer düşünce ve önerilerini sunabilirler. Bu parti içinde bir ayrışma yada başka bir şey değil. Biz demokratik bir ortamda siyaset yapan bir parti olarak herkesin düşünce, eleştiri ve önerilerini ifade ettiği bir yapıyız. Biz AKP değiliz. Herkesin kendisini ifade ettiği ortam uzun süredir arzuladığımız bir şey. Türkiye’nin bunca sorunu varken böylesi bir parti içi meselesinin gündeme gelmesinden de rahatsızım bir partili olarak” dedi.

Grup başkan vekilleri sessiz

CHP’DE tartışmalara neden olan rapora ilişkin CHP grup başkan vekilleri konuşmak istemedi. Yurt’un ulaştığı grup başkan vekilleri Özgür Özel, Levent Gök ve Engin Altan, herhangi bir yorumda bulunmadı.

Muharrem İnce: Beni karıştırmayın

MUHARREM İnce, “Topun ağzına gelmek istemiyorum. Bu konuya dahil olmak istemiyorum. Beni karıştırmayın” dedi.

Ve söz savunmanın

CHP’Yİ karıştıran raporu hazırlayan Mehmet Bekaroğlu bir cenaze nedeniyle  müsait olmadığını ifade ederek kendisine yönelik  eleştirileri cevaplamadı.