Erdoğan İzmir'den seslendi

Erdoğan İzmir'den seslendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi akademik yılı açılış töreninde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi akademik yılı açılış töreninde konuştu. Erdoğan, döviz kurundaki dalgalanmaya ilgili olarak, 'Son günlerde malum döviz kuru biraz yükseldi. Faizler aynı şekilde biraz arttı, enflasyon kıpırdadı diye birileri ellerini ovuşturmaya başladı. Yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da hüsrana uğradı' dedi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"6,5 milyarlık bir yatırım olan Star Rafinerisi'nin ülkemize ve halklarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Bu büyük yatırımın ülkemize kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Yeni eğitim öğretim yılında üniversitelerimizin hocalarına ve öğrencilerine de ayrıca başarılar diliyorum. Yaklaşık 90 bin öğrencisiyle ülkemizin en büyük yüksek öğrenim kurumları arasında bulunan Dokuz Eylül Üniversitemizin başarısını daha da ileriye taşıyacağına inanıyorum.

Son günlerde her biri kendi alanlarındaki birikimleri, başarıları, eserleriyle, gençlerimize örnek olan üç önemli kayıp yaşadık.

'ARA GÜLER SON NEFESİNE KADAR ÜLKEMİZİ TEMSİL ETMİŞTİR'

Bunlardan biri fotoğraf sanatçısı Ara Güler'dir. Dünyanın son yarım asrına damga vurmuş, tüm önemli liderlerle foto röportajlar gerçekleştirmiş, objektifiyle tarihe tanıklık etmiş büyük ustayı yad ediyorum. Kendisiyle ve objektifiyle ailece ayrıca şahsen tanışma imkanı bulduğumuz bu büyük usta, son nefesine kadar ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil etmiştir.

İkinci olarak, Ihlamurların çiçek açtığı mevsimlerin şairi, şiirimizin Beyaz Kartal'ı Anadolu şiirinin ulu çınarı Bahattin Karakoç'tur. Her ölüm hüzünlüdür, ama şairin ölümü yürekleri bir başka burkar. Bize düşen büyük aşk ve dava şairi Abdurrahim Karakoç'un da ağabeyi olan Karakoç'u şiirleriyle yad edmektir.

Üçüncü kaybımız, siyaset bilimi alanındaki akademik çalışmaları yanında, siyasetçi kimliğiyle tanıdığımız Prof. Dr. Oya Akgönenç’tir. Allah’tan rahmet diliyorum.

Bu üç isim, her biri kendi alanındaki başarılarıyla gençlerimizin çok iyi tanımaları, öğrenmeleri gereken şahsiyetlerdir. Başarı; hangi işi yaptığınızla değil, işinizi nasıl yaptığınızla ilgilidir. Fotoğrafçıysanız, en iyi fotoğrafları çekiyorsanız gönüllerde yer edinirsiniz. Şairseniz, yürekleri fetheden şiirleri yazıyorsanız isminiz tarihe altın harflerle yazılır. Akademisyenseniz, bunu insanlık için doğru şekilde kullanıyorsanız asla unutulmazsınız. Siyasetçiyseniz, ülkenize yaptığınız hizmetler oranında, kalıcılık ve itibar edersiniz.

'BİR ŞEYLERİ UNUTTUK, İHMAL ETTİK'

Biz kadim bir devlete ve medeniyete sahibiz. Sadece Anadolu’daki varlığımızı korumak için verdiğimiz mücadelenin her biri dahi tek başına bir destandır. Malazgirt’ten 15 Temmuz’a şanlı zaferler silsilesinden bahsetmiyorum. Mesela bugün içinde bulunduğumuz yüksek öğrenim kurumlarımız, dünyanın eski öğretim müesseselerinin mirasçılardır. Şanlıurfa’daki Harran Okulu dünyanın en eski üniversitelerinden biri olarak kabul edilir. Ege bölgemizdeki binlerce yıllık geçmişe sahip şehirlerimiz, aynı zamanda birer kültür ve ilim yuvasıdır.

Nasıl oluyorsa, dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında esamesi okunmuyor? Demek ki bir şeyleri kaybettik, bir yerde bir sıkıntı var. bir şeyleri unuttuk, ihmal ettik. Yitik, kaybedildiği yerde bulunur. Madem cevher bu topraklarsa saklı, öyleyse sorunun çözümünü de bu yerde arayacağız. Bu süreçte en büyük yatırımı biz eğitim-öğretime yaptık. Ama henüz arzu ettiğimiz neticeleri elde ettiğimizi maalesef söyleyemiyorum.

 Dün gece Milli Eğitim Bakanımızla uzun uzadıya eğitim öğretimde neler yapacağız, ne gibi adımlar atacağız, değişim neler olacak? Bunlar üzerinde konuştuk. Tabi bakanımızın anlattıklarını dinledikçe umudum daha da arttı. Önümüzdeki kısa zaman içerisinde atacağımız adımlarla, yeni bir çıkış, diriliş gerçekleşecektir diye düşünüyorum. İçerik ve sistem konusunda hala sıkıntılarımız var.

İnşallah yeni dönemde öncelikle hedefimiz eğitimi hem içerik, hem sistem olarak Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak bir seviyeye çıkartmaktır. Aileden başlayıp üniversiteye, oradan iş hayatına kadar uzanan tüm alanlarda eğitime bakışımızı ve uygulamamızı ülkemizin ihtiyaçlarına göre değiştireceğiz. Bu meseleyi çözmeden diğer hiçbir konuda istediğimiz sonuçlara ulaşamayız.

'8 MİLYON ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİMİZ VAR, DEMEK Kİ ASLINDA BİZ İYİYİZ'

Kendi bireysel çekişmelerinin, ideolojik saplanmalarının ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla üniversitelerin böyle hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir. Kısa bir süre önce malum Almanya’daydım. Almanya’da şansölye ile görüşürken üniversitelerinizde ne kadar öğrenci var diye sordum. Ve tabi kendisinden aldığım rakam enteresandı. Tüm akademi vesaire; 3 milyon civarında bir rakamdan bahsetti. Bizim ise şu anda 8 milyon üniversitelerimizde öğrencimiz var. demek ki biz aslında iyiyiz. Yani nitelik noktasında sıkıntılarımız olabilir ama bizim önümüz şu anda açık. 10 yıl sonra yapacağımız çalışmalarla ben inanıyorum ki, siz değerli hocalarımız sayesinde bu nesil çok daha güçlü ve farklı şekilde yetişecek ve biz yarışta o diğer ülkeleri de aşacağız. Aynı şekilde özel sektörümüzü çok zorlu bir süreç bekliyor. Organize sanayi bölgeleriyle okullarımızı iç içe getirmekte kararlıyız. Ve organize sanayi bölgelerinin içinde orada ağırlıklı ne varsa orada okulumuz da olacak. Ve teori-pratik buluşmasını buralarda sağlayacağız.

'ORDUMUZUN YÜZDE 65 İHTİYACINI KARŞILAR DURUMDAYIZ'

2002 sonunda göreve geldiğimizde enteresan olan şudur. Ordumuzun yüzde 20 ihtiyacını karşılar durumdaydık. Ama biz şu anda yüzde 65’e çıkarmış vaziyetteyiz. Ve artık bugüne kadar kapılarına gidip alamadığımız bir çok savunmaya veya taarruza yönelik ihtiyaçlarımızda söyledikleri şu “kongreden izin çıkmıyor” ama şimdi o izin çıkmıyor dediklerini… Biz bunları üretir hale geldik.


İnlerine gireceğiz dedik ve girdik. Şu anda artık kaçacak delik arıyorlar. Bizim İHA’larımız, SİHA’larımız yoktu. Şimdi hepsi var. Ve İHA ile koordinatlar belirleniyor ve F16’larla gereği yapılıyor. Bazen F-16’ya gerek kalmadan İHA’lar işi bitiriyor. Ve bunlar yerli. İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır.

'ELLERİNİ OVUŞTURANLAR HÜSRANA UĞRADI'

Daha düne kadar ancak 10 yılda 20 yılda bir kez büyük yatırımlara imza atılırken, şimdi dünyanın en önemli 10 yatırımından 6’sına aynı anda ev sahipliği yapıyoruz. Son günlerde malum döviz kuru biraz yükseldi. Faizler aynı şekilde biraz arttı, enflasyon kıpırdadı diye birileri ellerini ovuşturmaya başladı. Yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da hüsrana uğradı. İşte bugün açılışını yapacağımız tesis örneği gibi, cari açığı ortadan kaldırmaya yönelik adımları da birer birer atıyoruz. Türkiye bölgenin yükselen yıldızı olarak gelişmesine, büyümesine devam edecektir.