Yardımcı doçentlik neden gündeme geldi?

Yardımcı doçentlik neden gündeme geldi?

Prof. Dr. Burhan Şenatalar, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Dünyanın kaç yerinde yardımcı doçentlik var? Bizim hocalara ihtiyacımız var ve yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz" açıklamasını neden yaptığını madde madde anlattı.

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı, TÜSES üyesi Profesör Dr. Burhan Şenatalar, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Dünyanın kaç yerinde yardımcı doçentlik var? Bizim hocalara ihtiyacımız var ve yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz" açıklamasını neden yaptığını madde madde anlattı.

Atalar'ın sosyal medyadan "Yardımcı doçentlik neden Gündeme geldi?" başlığı ile yayınladığı yazısı şu şekilde:

AKP Başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan gündeme beklenmedik bir şekilde yeni bir konu attı. Dediği şu:"Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Dünyanın kaç yerinde yardımcı doçentlik var? Bizim hocalara ihtiyacımız var ve yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz". Birisi doktorayı bitirmişse, doçentliğin önünü açmayı savunuyor. Bazı kişiler bu tartışmaya hemen daldı ve aşırı genellemelerle genel başkanını desteklemeye girişti. Şimdi önce birkaç noktayı açıklığa kavuşturalım:
BİR: Dünyada yardımcı doçentlik ifadesi aynen kullanılmıyor. Ama ABD, Kanada gibi ülkelerde üç basamaklı bir sistem var: doktoradan sonra "Assistant professor", sonra "associate professor", sonra professor". İngiltere'de aynı sözcükler kullanılmaz, fakat "lecturer", "senior lecturer" veya "reader", sonra "professor".Almanya 2001 reformundan sonra iki alternatif rota öngörmüştür. Bunlardan biri için "Junior Professor" kavramı kullanılmaktadır. Yani "yardımcı doçentlik bu isimle yoktur, ama başka adlarla kesinlikle vardır.
İKİ: Türkiye'deki yardımcı doçentlik de esas olarak Kuzey Amerika'dan esinlenerek alınmış ve adı yardımcı doçentlik olmuştur. Çok önemli nokta şudur: Yardımcı doçent bir öğretim üyesidir, yani zaten HOCADIR. Tam yetkiyle ders verir. Cumhurbaşkanı'nın bunu bilmemesi de mümkün gözükmüyor bana. Yardımcı doçentlikten önce, yani 1981'den önce doktorasını bitirenler asistanlığa devam ediyordu, dolayısıyla öğretim üyesi değildi. En az dört yıl bekledikten sonra doçentliğe başvurabiliyordu.Bence genç kadrolardan daha çok yararlanma açısından yardımcı doçentliğin getirilmesi doğru bir karardı.Yardımcı doçentlik kadrosu ile öğretim üyesi zaman içinde yükseldi. Bugün de 35 000 kadar yardımcı doçent var,profesör 22 000'den fazla, doçent de 15 000 kadar.
ÜÇ: Şimdi cumhurbaşkanı istiyor ki, doktoradan sonra hemen doçentliğe geçilsin. Bir kere bu hoca sayısını etkilemez, çünkü yardımcı doçent zaten hoca. Öte yandan üç basamak olması akademik üretim açısından daha teşvik edici ve Türkiye'nin akademik performansı açısından daha doğru.
DÖRT: Peki, bu konu neden böyle küt diye gündeme düştü. Birincisi, 5000'in üzerinde üniversite mensubu atılınca, önemli bir açık doğdu ve kadroları doldurmak ihtiyacı doğdu. İkinci olarak, siyasi iktidar için önemli bir kadrolaşma olanağı yarattı bu durum. Bu kadrolaşmayı da hızla yapmak isteniyor, kısa yoldan doçent olsun girenler ve üniversitelerde ağırlığımız artsın. Niyet budur.
Aslında yapılması gereken (Türkiye'nin akademik performansı açısından bakarak): FETÖ bağlantısı dışında, sadece özgürlükçü, demokrat duruşları dolayısıyla ve temel hukuk ilkelerine aykırı biçimde atılan tüm öğretim elemanlarının üniversiteye dönmesi sağlanmalıdır. Bugünkü iktidarın buna kolay yanaşmayacağının bilincindeyiz. Ancak siyasi amaçla üniversitelerde yeni kadrolaşmalar Türkiye'nin hiç de yararına değildir.