Arena'daki söylemim üstüne (2)

Adnan Toraman Almanya’dan yazıyor:

“Halk Arenası’nda fikirlerinizden yine faydalandık. Orada bulunan konuşmacılar ve dinleyi-ciler, hayal dünyasında yaşamaktalar. Bu tür program ve katılımcıların, bugünün memleket sorunlarına çözüm getirecek tezler üretme kapasiteleri yok.”

“Oturumlarını, AKP’ye veya RTE'ye sövme seansı olarak geçiren yaklaşım, ‘Mustafa Ke-mal'in askerleriyiz’  diye ortalıklarda dolaşa dursun, iktidarı elinde bulunduranlar seçimlerde yine ülkenin başına geçecek. Çünkü karşılarında ortaya tez koyacak kadrolar yok! Olmadığı müddetçe de, memleketin kaderini uzun süre daha belirleyecekler.”

“Siz mertçe, açıksözlülükle, iktidar partisinin karşısında bir rakip olmadığını söylerken, rozet/ slogan Atatürkçüleri sizi karamsar olmakla itham ediyorlar. Siz, Kur’an’dan alınacak koordi-natlarla pratik çözümlerin üretilmesi gerekiyor dedikçe, konuşmacıların yüzlerindeki garip ifadeyi görmek pek zor olmuyor.”

“Velhasıl, siz yine haklı çıkacaksınız. 25 yıl önce olduğu gibi. 90'lı yılların başında, Türkçe ibadet konusunu kahvehanelere kadar indirdiğiniz günlerde, bu ülkenin Diyanet İşleri Kurumu başta olmak üzere, birtakım yobazlar akıl almaz iftira kampanyalarına başvurma alçaklığını göstermişlerdi. Sizin o gün dediklerinizi bugün kendileri savunuyorlar.”

“Bizi bekleyen yarınlarda, eserlerinizde vermiş olduğunuz kurtuluş reçeteleri eyleme dönüşe-cektir. Tarih sizi haklı çıkarmakla kalmayacak, sizin anlınızdan da öpecektir. Türk halkının kadirşinas zümrelerinin sizin anlnınızdan öptüğü gibi.”

Serdar Aygün yazıyor:

 

“Yaşım 30. Üniversite mezunu olmama rağmen tamamen boş bir hayat sürmüş olduğumu, si-ze kulak vermeye başladığım gün anladım. Anadolu’nun Batı Karadeniz’inde, Allah ile alda-tanların arasında büyüdüm. Bu sebeple de dinden, Müslümanlık’tan soğudum. Sizin ışığınızla aydınlanana kadar ne dini ne Kur’an’ı tanıyordum. Bartın’da geçmiştir çocukluğum. Bartın’da Ebudderda isimli sahabenin türbesi varmış. Biz oralara götürülüp elimiz yüzümüz toprakla sü-rülerek medet ummak bilinçaltımıza yerleştirerek büyütüldük. Ebudderda’nın kim olduğunu sizin ‘Ebu Zer’ kitabınızı okuyana kadar bilmiyordum.”

 

“Müslüman âlemini yattığı uykudan uyandırmaya çalışan büyük islam âlimlerinin arasında isminiz altın harflerle yazılacaktır. Tarih, sizi bu şekilde ödüllendirecektir. Sizi dinlemeye başladığım günden beri Allah’a olan inancım arttı, bu ülke için umutlarım yeşerdi.”

 

“İmamı Âzam’ı da sizin kitaplarınızdan öğrendik. Vaktiyle İmamı Âzam’a, Ebu Zer’e yapılan zulümlerin bugünkü şartlarda, formatı değiştirilmiş bir biçimini size uygulamaya kalkıyorlar. Bu İslam âlemi sizi anlayacaktır. İş işten geçer mi bilinmez ama anlayacaktır. Siz programla-rınızda, Allah’a şükrediyorsunuz, size bu eserleri yazma imkânı verdi diye. Esas bizler Al-lah’a şükretmeliyiz, sizi topraklarımızdan çıkarıp dünyaya kazandırdığı için.”


Önceki ve Sonraki Yazılar