Seda Keten yazdı: Çocuğum neden konuşmuyor?

Seda Keten yazdı: Çocuğum neden konuşmuyor?

Gecikmiş dil ve konuşma; dil ve konuşma gelişiminde normal dil ve konuşma gelişim sürecine uyumsuzluk olarak karşımıza çıkar...

Gecikmiş dil ve konuşma; dil ve konuşma gelişiminde normal dil ve konuşma gelişim sürecine uyumsuzluk olarak karşımıza çıkar. Gecikmiş dil ve konuşma bozukluğu olan çocukların konuşması, yaşıtlarının konuşmasına göre bariz bir farklılık gösterir.

Erken çocukluk döneminin gelişim aşamalarından biri de dil ve konuşma gelişimidir. Her çocuğun gelişim süreci farklı olmakla birlikte, yaklaşık 24 ay (2 yaş) civarında bir çocuğun en az 50 sözcük ve ikili sözcük kullanımıyla oluşmuş cümleler kullanılması beklenir.

Gecikmiş dil ve konuşması olan çocukların sözcük dağarcığı (kullandığı kelime sayısı) kısıtlı veya hiç yoktur. Anlamı olmayan sesler çıkarır. İletişim kurmaktan kaçınıp, yalnız kalmayı tercih edebilirler. Düşünce ve isteklerini ifade ederken sözel iletişim yerine jest, mimik, işaret kullanmaya yönelebilirler. Kendilerini ifade etme zorluğuna bağlı olarak vurma, bağırma, ağlama gibi davranışlar sergileyebilirler. Cümle kurmakta zorlanabilirler. Katıldıkları yeni ortamlara uyum sorunu yaşarlar. Etrafındaki seslere ve konuşmalara karşı ilgisiz olabilirler.

Çocukluk döneminde sıklıkla karşılaşılan , ‘nasılsa konuşur’, ‘babası da geç konuşmuştu’, ’okula başlayınca konuşur’ gibi yanlış inanışlarla göz ardı edilebilen bu durum bazı hastalıkların ya da bozuklukların belirtisi olabilmektedir. Çocuğunda dil ve konuşma gecikmesinden şüphe duyan aileler çevresel yanlış önerileri dikkate alarak veya kendiliğinden geçmesini bekleyerek tanı ve müdaheleyi geciktirmiş olurlar böylece çocuğun gelişim alanları da olumsuz etkilecektir. Oysaki; erken tanılama ile erken müdahalenin önemi ve faydası tartışılamaz.

Gecikmiş dil ve konuşma; mental reterdasyon (zihinsel gerilik),genetik bozukluklar (Down sendromu, yarık damak, Fragile-X vs.), işitme kaybı, nöropsikiyatrik ( Otizm spektrum bozukluğu / Yaygın gelişimsel bozukluk v.s),özgün dil bozukluğu, bilingualism (iki dillilik), mutizm, nörolojik (çocukluk apraksisi, serebral palsi, dizartri vs.), psikososyal uyaran eksikliği gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Gecikmiş dil konuşma herhangi bir bozukluğa bağlı olmaksızın da görülebilir. Kalıtımsal özellikler, erken doğum ,düşük doğum ağırlığı gibi risk faktörleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Dil ve konuşma gelişiminde gecikmeye neden olan bir diğer faktör ise televizyon, tablet, bilgisayar, internet, playstation vb. teknolojilerdir. Dil ve konuşma gelişiminin desteklenmesi sosyal iletişim ile gerçekleşir. Çocukların televizyon izleme ve bilgisayar kullanma süresinin uzun olması , hem yaşıtlarıyla hem de aile bireyleriyle iletişim eksikliğine neden olmakta dil ve konuşma gelişimini olumsuz etkilemektedir. Yapılan bir araştırma ; çocuğun ekran başında geçirdiği her 30 dakikalık artışın, çocuğun kendini ifade etme yeteneğinde görülebilecek geriliklerin riskini % 50 arttırdığını ortaya koymuştur. Dil ve konuşma gelişiminin üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle , özellikle beyin gelişiminin en hızlı olduğu 0-3 yaş döneminde çocukların bilgisayar ,televizyon gibi teknolojilerden uzak tutulması önerilmektedir.

Dil ve konuşmada gecikme, çocuğun zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimini önemli ölçüde etkiler. Bunun yanı sıra sözel iletişimde yaşanan sıkıntılar uzun vadede çocuğun akademik başarısını düşürürken , sosyal uyumunu da güçleştirir.

Gecikmiş dil ve konuşma bozukluğunun anlaşılması ve tanılanması çocukluk dönemine denk gelmekte olup bu dönem çocuğun zamanın büyük çoğunluğunu evinde ve ailesi ile geçirdiği bir dönemdir. Bu yüzden ailelerin çocuklarının dil ve konuşma gelişimini dikkatle takip etmesi gerekir. Erken müdahale (3 yaş öncesi başlayan ) sayesinde , çocuğun dil ve konuşma gelişiminde yaşıtlarının performansını yakalayabilmesi mümkün olabilmektedir. Çocuğunun dil ve konuşma gelişiminin yaşıtlarından farklı ya da geride olduğunu düşünen ailelerin vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmaları gerekir.

Seda Keten

Odyoloji Ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı

İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu,
Odyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Seda Keten