Söylenene değil, söyleyene bakıyoruz

Ne dedi? ''Bizler teröristler kadar onurlu ve gururlu olmazsak başaramayız''
      Kim dedi? Recep Tayyip Erdoğan.
      Bu sözü, Kemal Kılıçdaroğlu söylemiş olsaydı, yer yerinden oynardı, kıyametler kopardı. Vay ki sen, teröristlere ''onurlu, gururlu'' dedin diyerek yandaş medya, şehit cenazelerinde daha büyük ''provokasyonlar'' için tahrik ve teşvik edici manşetler atardı.
       Sadece bu söz mü?
- ''Ben devletin en yetkili isimlerini Kandil'e gönderen Başbakanım. Bunu bugün de yarın da yaparım.
- ''Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alırım. Türk milliyetçiliğini de, Kürt milliyetçiliğini de.''
      Bu ifadelerden herhangi birisini Kılıçdaroğlu söylemiş olsa idi, yer göğe çıkar, gök yere inerdi. Ama bu sözleri RTE söyleyince kimsenin sesi çıkmıyor ve toplumda bu söylenenlere karşı bir tepki de oluşmuyor. Çünkü yandaşlar, söylenenin ne olduğuna ne anlama geldiğine bakmıyor, sadece kimin söylediğine bakarak, değerlendirme yapıyor ve '' o söylediyse doğrudur'' mantığıyla hareket ediyor.
       CHP'de de durum aynı. Eski Refah Partisi milletvekili, yeni CHP İstanbul milletvekili ve Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Mehmet Bekaroğlu'nun, CHP ile ilgili hazırladığı ''Tarihi dönüm noktasındaki CHP'' başlıklı rapor ortalığı karıştırdı. CHP'de kıyametler kopuyor.
      Bu raporu geçmişten beri CHP'li olan birisi hazırlamış olsa idi, hemen her partili en azından “bu raporda ne yazılmış, ne var” diyerek merak eder, önce raporu okur ve değerlendirmesini ona göre yapardı. Ama bu raporu, eski Refah Partili biri yazınca, onun CHP'li olmasına tahammül dahi gösteremeyen partililer Genel Merkezi ''faks'' yağmuruna tutarak Bekaroğlu'nun ''istifasını'' istedi.
Eğer bu rapor, CHP'nin büyümesine, oyunu artırmasına ve 66 yıldır tek başına iktidar olamamış CHP'nin iktidar olmasına ''yol'' gösteriyor ise, bu raporu hazırlayana teşekkür edilmesi gerekmez mi?
Raporu ben okudum. İki konu hariç rapordaki tespitlerin tamamına katıldığımı buradan açıkça ifade ediyorum.

Ne diyor Bekaroğlu?

- ''66 yıldır tek başına iktidar olacak kadar oy alamadı. Çünkü CHP'ye dindarlar, Kürtler ve yoksullar oy vermemektedir.'' Doğru.
- '' 70'li yıllardaki Ecevit dönemi hariç, CHP; zengin, seküler ve beyaz Türk diye tarif edilen seçmen kesimine sıkıştı kaldı.'' Doğru.
-'' Başörtüsü ve dinin siyasette güçlü bir araç olmasının nedeni, sadece ''dindarlıkla'' tarif edilemez, bu olay çevre ve yoksullukla ilgili bir sembol olmasındandır.'' Doğru.
- ''Tek parti döneminin CHP'si, devlet eliyle toplumu değiştirmeye çalışmıştır. Şimdi CHP, bu devleti ele geçirmeyi değil de değiştirmeyi, dönüştürmeyi, demokratikleştirmeyi önüne hedef olarak koymalıdır.'' Doğru.
''Türk Milleti'' kavramı, hiçbir zaman ırk temelinde tanımlanmamıştı ama bundan böyle hiçbir Kürt'e ''Türküm'' dedirtemezsiniz. Bunun için ''Türkiyeli'' kavramı en doğru seçenektir.'' Doğru.
- ''Devletin, Sünniliği neredeyse ''resmi mezhep'' olarak kabul etmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Sünni/Hanefi mezhebine göre hizmet vermesi, diğer mezhep ve inanç guruplarının dışlanmasına sebep olmuştur.'' Doğru.
- ''Geçmişteki sağ partilerin ve özellikle AKP iktidarı döneminde Aleviler devletten uzak tutulmuş, önemli görevlere gelmeleri engellenmiş ve ayrımcılığa tabi tutulmuşlardır.'' Doğru.
-''AKP döneminde; hâkimlik, savcılık, müfettişlik gibi görevlere Aleviler hiç alınmamıştır.'' Doğru.
-''Aleviler, laiklik konusunda duyarlı olan CHP'de toplanmışlardır. Bu durum da zamanla CHP'yi  Aleviler için bir tutunma ve sığınma aracı haline getirmiştir.'' Doğru.
Yukarıda ki tespitlerin tamamına katılıyorum ve altına imzamı atıyorum. Ama;

Bekaroğlu'na katılmadığım yanlışlar:


1- ''Tekrar millet olmamız için laiklik kavramını da yeni baştan tanımlamak zorundayız'' deniliyor. Katılmıyorum! Çünkü ülkemizde Laiklik yok ki yeniden tanımlayalım.
2- ''CHP içindeki iktidar mücadelesinde Alevilik ve Cemevleri alabildiğine kullanılmakta, özellikle büyük şehirlerde parti içindeki Alevi temsili toplumdaki Alevi oranının çok üstüne çıkmıştır'' deniliyor, Katılmıyorum! Çünkü Alevilerin neredeyse tamamı CHP'ye oy vermiş olmasına rağmen, CHP'nin toplam milletvekili sayısının ancak yüzde 10'u kadar Alevi milletvekili bulunmaktadır.  Parti Meclisi ve MYK'da ise özellikle Kılıçdaroğlu döneminde, Aleviler yok denilecek kadar azınlıktadır. Hele ki, Bekaroğlu'nun iddia ettiği büyükşehirlere baktığımızda kendisinin de milletvekili seçildiği İstanbul'daki 28 milletvekilinin kaçının ''Alevi'' olduğunu kendisinin araştırması çok daha isabetli olur. Çünkü bu tür konuları araştırmak ve sorgulamak kendi ''dünya görüşüme'' uygun düşmemektedir. Ben, insanların inancına ve kökenine göre değerlendirilmesini uygun görmemekteyim. İnsana insan olduğu için değer verilmesi ve bu tür görevler gelebilmek için ise, liyakat ve yeterlilik aranmasının çok daha uygun bir yöntem olduğunu kabul etmekteyim.
       Bekaroğlu'nun bu iki konudaki tespitlerinin yanlış olduğunu ifade ederek, rapordaki diğer tespitlerin tamamına katıldığımı bir kez daha belirtiyor, bu çalışmasından dolayı kendisine teşekkür ediyorum. İtiraz ettiğim bu iki konu ile ilgili tespitlerini yeniden gözden geçirmesini ve eğer olanaklı ise bu konuyla ilgili bir açıklama yapmasını da bekliyorum.



Önceki ve Sonraki Yazılar