Tehditler altında seçim

31 Mart 2019 seçimlerine tam yol ilerlerken, seçimleri kaybedeceklerini anlayanlar değişik tepkiler vermeye başlıyorlardı.
Süleyman Soylu, önce yağdı, gürledi, tehditler savurdu, sonradan baklayı ağzından çıkardı;
“Ne olursunuz bizi zayıf düşürmeyin, bu seçim ders verme seçimi değil.”

Tayyip Erdoğan önce Meral Akşener’i hedef aldı. Cezaevine atacağını bile söyledi ve şunları da ilave etti;
“Bunlar senin iyi günlerin, asıl fatura sana kesilecek.”
9 Mart 2019 tarihinde Elazığ'da Akşener'e yüklendi. Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ima eden Erdoğan, Akşener için "Birileri cezaevinde süre dolduruyor, aynı yola düşebilirsin" dedi.
Akşener’in cevabı gecikmedi. 1 Nisan’ı bekleme. Ne yapacaksan hemen yap.”
Ve şöyle devam etti;
“Tehditler, küfürler, iftiralar gırla gidiyor. Bir ittifaka ‘zillet’, ‘illet’ diyen o dilin sahipleri, bugün ağlaya ağlaya ‘Ben millete terörist der miyim?’ diyor. Dedin kardeşim, dedin. Ben de sana ayna tuttum. Buyur mahkemeye ver. Buyur hakimlerine ‘Bu kadını tutuklatacağım’ de. Sizin dertlerinizi konuşmamamız için bize böyle bir savaş dili ile saldırıyor. Yeni düşman benim. Hadi oradan. ‘Mazottaki ÖTV’yi, vergiyi kaldırın’ diyoruz. Dilleri lal, kulakları sağır olmuş."

Tayyip Erdoğan’dan her zamanki gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da nasibini alıyordu:
“Vekilliğine güveniyor. Avukatlara çalışma yaptırıyorum. Gereken ders verilecek…”

Mansur Yavaş da Erdoğan’ın tehditlerinden payına düşeni alıyor; “Kazansan bile görev yapamayacaksın.” Bu sözler de Mansur yavaş için;
"Bu seçime böyle girebilse dahi seçimden sonra çok ciddi bir bedeli kendisi ödeyeceği gibi Ankaralı hemşehrilerimize de ödetme durumuna düşürür"

Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile ilgili konuşurken şunları da söylüyordu:
"Bu ülkede bizler, bir hukuk devleti ilkesine saygısız davranan, teröristlerle el ele, omuz omuza yürüyenlere 'Hadi yürüyün' diyemeyiz, kalkıp da YPG'yi savunanı biz yanımızda, bu ülkede tutamayız."

2014 yılında PKK/PYD’lileri davul zurnalarla karşılamaları, kurdukları çadır mahkemelerinde PKK’lılar rahatsız olmasın diye Atamızın resimlerini ve bayrağımızı kaldırmalarını, Şiwan Perver gibi Türk düşmanı bir PKK’lı ile “mengri, mengri” sözleriyle ağlaşmaları, Şiwan Perver ve Barzani’ye hitaben, “Kürdistan’dan gelen kardeşlerim” diyerek el sallamaları, PKK’ya operasyon yapılmayacak emri vermeleri, PYD’lilere lahmacun ziyafetleri düzenlemeyi vs vs. bir yana bırakırsak şu sözleri 22 Ekim 2014 tarihinde Kılıçdaroğlu mu söyledi;

“PYD’ye Urfa üzerinden destek gönderilmesini ben teklif ettim…”

Önceki ve Sonraki Yazılar