Türk futbolunun gelişmesi önünde yeni bir engel

TFF’nin 31.07.2015 tarihinde yayınlanan ‘2015 – 2016 SEZONU SPOR TOTO SÜPER LİG MÜSABAKALARI STATÜSÜ’ başlıklı talimatına göre yepyeni bir futbol sezonuna merhaba diyoruz.

Bu yeni statünün ülke futboluna nasıl bir etki yapacağını tartışmadan önce, statünün önemli maddelerine bir göz atalım. Bu statüde öne çıkan 2.maddede “A Takım Listesi en fazla 28 futbolcudan oluşur. A Takım Listesinde yer alacak en az 14 futbolcunun, Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğuna sahip futbolcu olması zorunludur” diyor.

Böylece, daha önce kadroda 8 yabancı bulundurma hakkı birden 14’e çıkartılmış oluyor. Aynı statü ile eskiden aynı anda en fazla 5 yabancı oynatabilme kuralı da ortadan kaldırılarak, bu sayı 11 futbolcuya yükseltilmiş oluyor.

Kadroda bulunması gerekli olan 14 yerli futbolcudan ikisinin alt yapıdan yetişmiş olma zorunluluğu var. Geriye kalan yerli futbolcuların ise 15-21 yaş arasında Türkiye’de futbol oynamış olma kuralı getirilmiş. Maç kadrolarında ise 18 futbolcudan 7’sinin Türk olması isteniyor. Bir de üç kaleciden birinin Türk olması şartı var.

Basında “Devrim” olarak nitelendirilen bu karar aslında Türk futbolunun idam kararı anlamına geliyor. Çok acımasız gibi görünen bu iddiamızın dayanaklarını paylaşmak isterim:
Bu kararı alkışlayanların en büyük dayanağı, Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya gibi Avrupa’nın önde gelen liglerinde de benzer uygulamaların olmasıdır. Bu ülkelerde yabancı futbolcu kısıtlamasının çok sınırlı olduğu doğrudur.

Bunun başlıca nedeni, Avrupa Birliği ülkeleri futbolcularının yabancı statüsünde oynatılmadığıdır. Avrupa dışındaki ülkelerden gelen futbolcu sayısında ise bir sınırlama vardır.

Bu ülkelerin ortak özelliği alt yapıya önem veren ve futbolcu ‘üreten’ ülkeler olmalarıdır. Alt yapı yatırımlarını tamamladıklarından, yetiştirdikleri futbolcular hem kendi liglerinde hem de yabancı liglerde forma bulabilmektedirler.

Milli takımlar ölçeğinde baktığımızda, başarılı olan ülke takımlarının en önemli özelliği, kadrolarındaki futbolcuların büyük çoğunluğunun uluslararası liglerde forma giyiyor olmalarıdır. Bir ülke ne kadar fazla futbolcu ‘ihraç’ edebiliyorsa o kadar başarılı olmaktadır. Ya da tam tersi!

TFF yetkilileri bu yeni statünün alt yapıyı geliştirici olduğunu iddia ediyorlar.

Sahaya çıkan 18 kişilik kadroda 2 alt yapı oyuncusunun bulunmasını bir devrim olarak nitelendiriyorlar. Şöyle gözümüzü kapatıp bir düşünelim; son 10 yılda alt yapıdan gelip Süperlig’de başarılı olmuş kaç futbolcu hatırlıyorsunuz?

Avrupa liglerinde uzun süre top oynamış futbolcular deyince aklımıza Tugay Kerimoğlu, Nihat Kahveci, Emre Belezoğlu ve Arda Turan geliyor. Başka?

Bu tablo Türkiye liglerinde alt yapının yetersiz olduğunu ve kulüplerin halen alt yapının önemini kavramadığını göstermektedir. Bu konudaki detaylı görüşlerimizi Yurt Gazetesi’nde 7 Haziran 2015 tarihinde yayınlanan ‘Futbol Endüstrisinde Öz Kaynak Düzeni’ adlı makalemizde anlattığımızdan detaya girmeyeceğim.

Ülkedeki yabancı futbolcu sayısının artmasının ülke futbolunu kalkındıracağı düşünülmektedir. Liglerimizde Alex, Hagi, Carew, Guti, Drogba gibi oyuncuların gelmesi elbette önemlidir. Ancak, bu ‘generallerin’ yanında koşturacak kaliteli yerli oyuncular başarıyı getirecektir.

Galatasaray’ın UEFA şampiyonu olduğu kadroya baktığımızda, Tafarel, Popescu ve Hagi sahada görev yaparken yanlarında 8 yerli futbolcu oynamakta idi.

Yabancı futbolcu sayısının artması ile birlikte Türk futbolunda düşüş başlamıştır. Kulüpler bazında Avrupa kupalarında çeyrek finale çıkmak dışında bir başarı olmamıştır. Milli takım ise uzun yıllardır ne Avrupa ne de Dünya Kupasına katılamamaktadır.

Şenol Güneş yönetiminde 2002 yılında kazanılan Dünya üçüncülüğünden sonra büyük bir düşüş yaşanmış, günümüzde fikstür çekiminde dördüncü torbaya kadar gerilemiş bulunmaktayız.

Kulüplerimizin en önemli hedefi yerel ligde şampiyon olmaktır. Kimsenin Avrupa’da final oynama gibi bir ciddi hedefi yoktur. Şampiyonluk yıldızlarını artırmak onlar için yeterlidir. Hedef böyle olunca ülkeye gelen yabancı futbolcu kalitesi de düşmektedir.

Avrupa liglerinde ununu eleyip, eleğini asmış ‘yıldız’ futbolcular ile ligde tepeye oynamak nasıl olsa mümkün olabilmektedir. Emekliliği gelmiş eski yıldızlar futbolcular için Türkiye ligi, Katar’a gitmeden önceki son durak haline gelmiştir.

Benzer bir durum teknik direktörler için de geçerlidir. Ülkemize gelen teknik direktörler hedeflerinin Türkiye liginde şampiyon olmak olduğunu net bir şekilde açıklamaktadırlar. Kimse de bu ligde şampiyon olmak için sizin kariyerinizde birine ihtiyaç yok, Türk teknik adamlar da şampiyon yapabilirler, demiyor.

Nitekim geçtiğimiz sezonun ilk iki sırasını yakalayan takımların teknik direktörleri Türklerdi.

Yeni sezonla birlikte kulüplerimiz yabancı futbolcu atağına kalktılar. Özellikle Fenerbahçe çok önemli transferler yaptı. Ya da yaptı gözüküyor. Zira bu yıldız oyuncular takımı Avrupa liglerinde üst sıralara taşısın diye transfer ediliyorlar.

Şampiyonlar Liginden daha ilk turda eleniyorsan bu kadar para verip, bu oyuncuları transfer etmeye ne gerek var. Yerli futbolcularla da şampiyonluğun iddialı takımı olabilirsin. Ne yazık ki yabancı futbolcular da kulüp yöneticilerinin en önemli hedefinin yerel ligde şampiyon olmak olduğunun farkındalar.

Önümüzdeki sezon sahaya 10 ya da 11 yabancı futbolcu ile çıkmanın ülke futboluna bir katkısı olacağına hiç inanmıyorum. Bu karar kulüplerimizin alt yapılarını iyice ihmal etmesine neden olacaktır. Hazır yetişmiş bir futbolcuyu transfer etmek varken kim alt yapı yatırımı ile uğraşır?

TFF, Türk futbolunu geliştirmek istiyorsa acilen bu kararından geri dönmelidir.

Yabancı futbolcu sayısı sınırlandırılmakla kalmamalı, alt yapıdan gelen futbolcular özendirilmelidir.

Aklıma gelen bazı teşvik edici önlemleri paylaşmak isterim;

- Kulüplerin alt yapılarının reorganize edilmesi için TFF’nin bir master planı yapıp, bu planın uygulanması için gerekli yatırımları sağlaması, planlaması ve denetlemesi,

- Yirmi sekiz kişilik A takımı kadrosuna ne kadar fazla oyuncu alınırsa, TFF tarafından bu oyuncuların her biri için yüksek teşvik primleri verilmesi,

- İlk on birde oynayan alt yapıdan yetişmiş oyuncular için TFF tarafından her oyuncu başına ekstra teşvik primleri verilmesi,

- Önemli dünya liglerine, kendi alt yapılarından yetişmiş futbolcuları satacak/kiralayacak kulüplere özel destek primleri verilmesi,

- Avrupa’da başarılı olan takımlar için özel teşvik primleri verilmesi. Ülke puanını yükselten takımların ödüllendirilmesi,

- Bir yandan yabancı sayısını kısıtlarken bir yandan da İngiltere liglerindeki gibi yabancı futbolcular için de bazı kriterler getirilmesi,

- Biraz radikal bir önerme olacak ama NBA’deki gibi, kulüplerin futbolcu kadrolarının dengeli dağılımı için bazı kurallar geliştirilmesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar