Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ay Akkuyu nükleer santralinin temel atma törenini gerçekleştirdi. Santralin 2023'te faaliyete geçirilmesi planlanıyor. Aynı yıl, Japonya da ikinci nükleer santralin inşaatına başlayacak. Öte yandan Rusya ile anlaşma Mayıs 2010'da, Japonya ile anlaşma da 2013 yılında imzalanmıştı.

Bu noktada inşa çalışmalarına anlaşmaların imzalanmasının üzerinden neden bu kadar zaman geçtikten sonra başlandığı merak konusu. Bu durum üzerinde ne gibi faktörler etkili? Fukuşima 1 nükleer santralinde gerçekleşen kazanın yurtdışında nükleer santral inşa etme konusu üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Rus nükleer haberleri sitesi AtomInfo'nun Genel Yayın Yönetmeni Aleksandr Uvarov, tüm bu soruları Sputnik'te yanıtladı.

'ÇOK SAYIDA ANLAŞMA GEREKİYOR'

Uvarov, projelerin inşasına neden geç başlandığını "Nükleer santral inşasına yönelik anlaşma imzalandıktan sonra, bu nerede olursa olsun, çok sayıda başka anlaşma ve yoğun bir hazırlık çalışması gerekiyor. Zaman zaman siyaset de duruma müdahil oluyor. Ancak her halükarda hazırlık süreci gerekiyor. Buna inşaat, ekolojik alanda izinler, yerin yapısının incelenmesi, jeolojik ve sismik araştırmalar, lojistik imkanların değerlendirilmesi ve yerel tedarikçilerin araştırılması, santrale çıkan yolların inşası ve altyapı inşası için gerekli olan diğer hazırlıklar da dahil" sözleriyle açıkladı.

‘SİNOP'TAKİ NÜKLEER SANTRALLE İLGİLİ ŞİMDİLİK BİR ÇALIŞMA YOK'

"Japonya'nın inşa edeceği projeye gelince" diye başlayan Uvarov, şöyle devam etti: "Basında her ne kadar Japonya'nın adı daha sık geçse de, bu Fransa-Japonya ortak projesi. Bildiğim kadarıyla baş rolü Fransa oynayacak. Japonya ise finanse edecek. Ayrıca orada Fransa'nın Atmea 1 reaktörünü inşa etmesi planlanıyor. Bu arada Japonya da bir süre önce projenin gerçek maliyetinin başlangıçtaki tahminin çok ötesine geçeceğini açıkladı. Bu noktada Türk tarafına santrale 2023 yılında başlayamayacaklarını belirttiler ve Ankara bu durumdan rahatsız olduğunu ifade etti. Genel anlamda şimdilik Sinop'ta bir çalışma yürütülmüyor, olayların ileride nasıl gelişeceği ise bilinmiyor. Santralin 2028'de de faaliyete geçirilmesi planlanıyor."

‘FUKUŞİMA'DAN DERSLER ÇIKARILDI'

Fukuşima'daki kazanın ardından Türkiye'nin santrallerdeki güvenlik konusunda ciddi ölçüde dikkatli olmasını gerektirdiğini belirten Uvarov "Fukuşima'da olanlar sonrasında uzmanlar tarafından dersler çıkarıldı. Bazı güvenlik tedbirleri oluşturuldu. Elbette bu tedbirler projeleri daha pahalı ve inşa sürecini daha uzun hale getiriliyor. Hatta bazıları bence çok katı tedbirler. Fakat toplum endişe duyduğundan bu masrafları göze almak gerekiyor" dedi.