Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Viyana-Ankara gerginliği

Son zamanlarda Avusturya ile Türkiye arasında yıllardır çok iyi işleyen ekonomik, kültürel ve bilimsel ilişkiler ciddi sıkıntılı bir döneme girdi.
Avusturya’da yaşayan, hatta bir kısmı oranın vatandaşı olmuş yüzbinlerce insanımız ve orada üniversite eğitimini sürdüren binlerce öğrencimiz var.
İstanbul’da ülkemizin en güzide okullarından Avusturya Koleji, Sankt Georgs- Kollegs, yıllardır hizmet veriyor.
Yaklaşık 120 yıldır EFES Kazıları Avusturyalılar tarafından yapılmakta. Elbette Kültür Bakanlığımızın izni ve gözetimi altında…
Efes kazıları bir kaç yıl önce Avusturya’da yılın bilim kadını seçilen Türkiye dostu Arkeoloji Enstitüsü Başkanı Sabine Ladstaetter tarafından yıllardır bizzat yürütülüyor.
Orada Türkiye dâhil 20 den fazla ülkeden 120 kadar Arkeoloji öğrencisi aynı zamanda staj eğitimi görüyor.
Maalesef bu çalışmalar politik gerginliğe kurban edildi. Ağustos sonu itibarıyla sona erdirildi. Daha 2 ay kazı çalışması ve eğitim yapılacaktı.
Yani bu ilişki önemli, köklü ve uzun vadeli bir ilişki. İki tarafça da özenle korunmalı.
Özellikle eğitim ve bilim alanları günlük siyasi tepki ve kararların dışında tutulmalıdır.
Çünkü sonuçları tüm insanlığı ilgilendirir.
İlle bir tepki gösterilecekse ekonomik veya siyasi alanda yapılabilir.
Bilim, Eğitim ve öğretim alanları tepki göstermek için en kolay, ama sonuçları bakımından her iki taraf için en ağır olanıdır.
Umarım bu hatadan en yakın zamanda dönülür.
Geçen hafta Viyana’ da özellikle Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle bu bence anlamsız gerginliğin bitirilmesi konusunda katkım olur mu diye bazı görüşmelerim oldu.
Kendimce durumdan vazife çıkardım. Zira darbenin ne demek olduğunu 1980 evren darbesi döneminde en acı şekillerde bizzat yaşamıştım.
Sadece demokratik haklar yoktur. Darbecilerin kötü niyetini anlatmayı demokratik görevim olarak gördüm.
Fetö darbesini, durumun ciddiyetini, anlatmaya çalıştım.
Gerçi henüz 30 yaşındaki Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz darbeye karşı hemen sabahında tweetle sert tepki göstermişti. İlk tepki gösteren yabancı devlet adamlarındandı.
Keşke bu çizgi daha ön planda tutulabilseydi.
ÖVP partisi milletvekili ve Türkiye ile parlamentolar arası komisyon başkanı Brigitte Jank’ a da darbe gecesi bombalanan TBMM’yi bir heyetle ziyaret etmesini önerdim.
Böyle bir ziyaret kuşkusuz gerginliğin azalmasına yardımcı olur.
Kim yaparsa yapsın darbelere karşı tüm ulus olarak karşı olduğumuzu daha çoook anlatmamız gerek.
En çok da dostlarımıza…

İzmir’de 9 Eylül
İzmir’de bu yıl 9 Eylül bir başka geçti.
Belediye, CHP ve AKP başta olmak üzere birçok siyasi parti demokratik kitle örgütleri (DKÖ) yan yana, birlikte 9 Eylül’ü kutlama yürüyüşü yaptılar.
AKP İl Başkanı Bülent Delican ve CHP istifa etmiş önceki İl Başkanı Alaattin Yüksel yan yana yürüdüler.  
Daha önce hep yürüyüşlerde Aziz Kocaoğlu kendisini 2004 de Büyükşehir koltuğuna taşıyanların başında olan Alaattin Yüksel ile kol kola yürürdü.
Bu sefer ayrı ayrı yürüdüler.
Belki tesadüftür. Önümüzdeki günler göreceğiz.
CHP’nin mevcut İl Başkanı Asuman Ali Güven, Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, diğer birçok belediye başkanı, Mustafa Balbay, Musa Çam Tacettin Bayır, AKP’ den Necip Kalkan ve diğer birçok milletvekili oradaydı.
Keşke tüm ülkede İzmir hoşgörüsü ve birlikteliği olabilse.
Bu durum elbette İzmir’ deki güç dengesiyle de ilgili.
Yürüyüş sonunda hep birlikte TSK mensuplarıyla beraber Cumhuriyet Meydanı’ndaki resmi törenlere katıldık.
İzmirliler birlik içinde 9 Eylül İzmir’in kurtuluş yıldönümünü kutladılar.
Güzel bir tabloydu.
9 Eylül,  aynı zamanda ülkemizin sadece demokrasisi için değil, varlığı, birliği ve güvenliği için en önemli kurumun, yani CHP’nin doğum günü.
Cumhuriyet’imizin kurucu gücü CHP’ nin doğum günü kutlu olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar