Varşova NATO zirvesi ve Türkiye

FARUK LOĞOĞLU YURT İÇİN YAZDI

NATO’nun 8-9 Temmuz tarihlerinde Varşova’daki zirvesi uluslararası güvenlik sorunlarının iyice çoğalarak boyut değiştirdiği ve çeşitlendiği bir döneme rastlamaktadır. Zirve gündeminde Rusya’nın NATO’nun hem doğu, hem güney kanadında artan güç gösterisi, terör, hibrid ve vekâlet savaşları, sığınmacılar, enerji ve kilit alt yapı güvenliği, kitlesel imha silahları gibi konuların tartışılması beklenmektedir. NATO’nun hızla değişen ve çetrefilleşen bu yeni güvenlik ortam ve sınamalarına hazırlıklı olabilmesi için zirvede köklü kararların alınması gerekmekte ve beklenmektedir.

Ancak zirvede alınacak kararların etkin bir şekilde uygulanabilmesi için NATO’nun önce iç işleri sayılabilecek bazı ikilemleri aşması lazım:

1. Doğu ve güney kanatlarındaki güvenlik öncelikleri arasında bir denge sağlanmalıdır. Bir yanda, doğu kanadı, Ukrayna ve Baltık ülkelerinin Rusya’ya ilişkin güvenlik kaygılarının karşılanması gereği vardır. Diğer yanda ise Rusya’nın Doğu Akdeniz ve Suriye’deki askeri varlığının artmasının yarattığı yeni durum ile Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin büyüyen sorunları bulunmaktadır. NATO bu iki kanadın ihtiyaçlarını bir bütünlük içinde ele almalıdır.

2. NATO’nun artan ve genişleyen tehdit ve sınamalara etkin karşılık verebilmesi için savunma harcamaları konusunda isteksiz davranan Avrupalı müttefiklerin bu tutumlarını değiştirerek güvenlik yatırımlarını yükseltmeleri gerekecektir. NATO’nun yükünü çeken ABD bu noktada ısrarlı davranacaktır.

3. NATO müttefiklerinin iç siyasi, ekonomik vb. sıkıntıları nedeniyle alan bulan NATO karşıtı çevrelerin söylemlerini etkisiz kılacak kamu diplomasisi politikaları oluşturmak gerekecektir.  

4. NATO ile AB arasında etkili işbirliğini önleyen Kıbrıs Rum Yönetimi engelini kaldıracak kararlı bir hamle yapılmalıdır. NATO ülkelerinin güvenliği Kıbrıs Rum ipoteğine rehin edilmemelidir.  

5. İttifak dayanışması ve birliği teyit edilmeli, savunduğu evrensel değerler vurgulanmalı ve NATO’nun değişen koşul ve ihtiyaçlara gerekli uyumu sağlayacağına kamuoyu inandırılmalıdır.

Varşova zirvesinin iç mutfağı bir düzene koyduktan sonra eğilmesi geren öncelikli alan ise güney kanadının sorunları olmalıdır. Rusya bugün Suriye ve Doğu Akdeniz’deki askeri güç ve konumunu çok yönlü ve kalıcı ölçülerde genişletmiştir. Rusya artık Türkiye ve NATO’nun güneyden de komşusu haline gelmiştir. Suriye, Irak, Yemen, Libya’da çatışmalar, Körfez ülkelerinin İran korkuları ve İran füzelerinin tehdidi, terör ve göç dalgaları NATO ülkelerinin güvenliğini sorgulayan gelişmelerdir. Yakın tehlike ve tehdit odağı doğudan güneye kaymaktadır. Güney kanadı bağlamında Varşova’da aşağıdaki adımların atılması beklenmelidir.

1. Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun olarak NATO tarafından 2015 Aralık ayında belirlenmiş özel yardım paketi tam olarak hayata geçirilmelidir.

2. Bu bağlamda, İran veya Suriye’den gelebilecek füze saldırılarına karşı Türkiye’nin hava savunma sisteminin etkinleştirilmesi öncelik taşımaktadır. Türkiye’ye caydırıcı silahlar konuşlandırılmalıdır.

3. Bütüncül bir strateji dâhilinde Karadeniz’in bir Rus gölü haline gelmesi önlenmeli, Doğu Akdeniz’de ise NATO deniz kuvvetlerinin gücü ve mevcudiyeti artırılmalıdır.

4. Bölge ülkeleri ile NATO arasındaki işbirliği geliştirilmeli ve derinleştirilmelidir. Irak ve Ürdün için uygulanan güvenlik destek paketleri bölgede ortamları uygun olabilecek diğer ülkeler için de öngörülmelidir.

5. NATO bölge ülkelerinin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü savunan politikalar izlemelidir.

Üyeliğimizin anlamını sürdürmesi NATO’nun güvenlik ve ilerlememize katkı yapmasına bağlıdır. Güney kanadındaki gelişmeler Türkiye’yi yeniden kilit ülke konumuna getirmiştir. Türkiye bu durumu akıllıca değerlendirmeli, NATO müttefikleri de bu bilinçle Türkiye’ye daha somut adımlarla sahip çıkmalıdır. Varşova zirvesi Türkiye’nin beklentilerine cevap vermelidir. Ancak, Türkiye de beklentilerinin ciddiye alınması sağlayacak bir dış politika izlemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar