Yalanlar ve Denktaş

“Küçük Moiz ilkokul çağına gelmiş, okulda ilk günün akşamı eve dönmüş.

Annesi: ‘Oğlum öğretmenin bu gün neler anlattı size bakayım?’ diye sormuş.

Moiz: ‘Anne, Musa diye bir adam varmış, bir gün Ramses diye biriyle kapışmış, adamlarını alıp kaçmaya başlamış.

Kaçmışlar, kaçmışlar bir nehrin kenarına gelmişler. Arkadan Ramses’in ordusu geliyormuş.

Musa hemen cep telefonundan Mossad, CIA ve Orduyu aramış.

Hemen helikopterlerle askerler gelmiş, nehrin üzerine bir köprü yapmışlar.

Musa ve adamları geçmiş. Ramses’in adamları köprüye girerken savaş uçakları gelmiş, köprüyü bombalamış, hepsi suya düşüp boğulmuş…’

Diye anlatırken, Anne, ‘İnanamıyorum!..  İnanamıyorum!... Öğretmenin cidden böyle mi anlattı?’ diye sormuş.

Moiz gülümsemiş ve : ‘Anne, ben sana öğretmenin anlattığı şekliyle anlatsam hiç inanmazsın’ yanıtını vermiş.”

Bu öyküyü, e postama bir zamanlar, TRT’nin Televizyon Daire Başkanlığını yapan özel televizyonların kuruluşunda büyük çaba harcamış olan Yılmaz Dağdeviren göndermiş.

Moiz, çocuk aklı ile nerede ise tüm insanların kabullendiği Hz. Musa öyküsüne inanmamış. Ve öyküyü günümüze uyarlamış.

Ya biz; inanılması güç, yalanlara inanıyor, söyleyenlerin peşinden koşuyoruz. 

Yani bir çocuk kadar olamıyoruz.

Sonra yakınıyoruz, seçimler geliyor, yine “alternatif yok” yalanına inanıp, oy veriyoruz.

Bu kader mi, cehalet mi, yoksa çıkar peşinde koşmak mı?

Denktaş’ın ilkesi
Rauf Denktaş'ı yitireli tam üç yıl olmuş…

Biliyorsunuz Denktaş, yalnız Rumlarla mücadele etmedi. Kıbrıs’ta da düşüncelerini kabul ettirebilmek için büyük bir uğraş verdi. Hem Rumlarla, hem Kıbrıs'taki liberallerle, hem de Türkiye'deki iktidar yetkilileri ile mücadele etmek zorunda kaldı.

AKP iktidarının “bir adım önde olma” sevdasına da, 2004'de halk oyuna sunulan Annan planına da karşı çıktı. Ancak, Kıbrıslılar, Annan planına oy verince AKP iktidarına da Kıbrıslılara da kırıldı.

Rauf Denktaş, gencecik yaşında başladığı Kıbrıs'ın Türk kesiminin bağımsızlık mücadelesini ömrü boyunca sürdürdü. Mustafa Kemal’in “Bağımsızlık benim karakterimdir” sözünü ilke edinmişti.

Denktaş'a göre, Kıbrıs sorunu 1974 yılında çözülmüştü ve bu dünyaca kabul edilmeliydi. Bu inancından da son anına kadar ödün vermedi.

Denktaş'la gerek Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, gerekse sonrasında yaptığım programlarda bu tezini sonuna değin savundu.

O halkına yalan söylemeyen bir devlet adamıydı.

Kıbrıslılar O’nun düşüncelerini yaşama geçirdiklerinde, Denktaş huzur bulacaktır. Ki bunu da Kıbrıslılar gerçekleştirecektir diye umuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar