2021 YILI ENFLASYON HEDEFİ ve GERÇEKLER

3 Ocak 2022 günü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Aralık ayına ilişkin resmi enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre yıllık tüketici enflasyonu yüzde 36,08 ile Eylül 2002'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Bu rakamlarla AK Parti iktidarı devraldığı 2002 Aralık ayındaki yüzde 29,5’luk TÜFE rakamını aşmış oldu.

Üretici enflasyonu (ÜFE) yüzde 79,89 ile Şubat 2002'den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. ÜFE ile TÜFE arasında 45 puanlık fark oluşmuş oldu, diğer bir ifadeyle yıllık TÜFE oranı ÜFE oranının iki katından fazla. Bu fark başka hiçbir dönemde görülmemiş ayrı bir rekor. 2001 kriz döneminde bile bu kadar fark yoktu. Anlaşılan ÜFE’deki artışlar TÜFE’ye gelirken TUİK’de yolda teknik kayba uğruyor, kayıp kaçağa dönüşüyor. Çünkü, akademisyenlerin ve sektörlerden uzmanların oluşturduğu ENA Grup 2021 yılı TÜFE oranını yüzde 82 olarak yayınladı.

Sevgili dostlar;

Her yeni yıl bir önceki yılın muhasebesini ve yeni yıla ilişkin hedef ve beklentilerini içerir. Yukarıdaki veriler ışığında değerlendirme yapması gereken başta TCMB ve hükümet gerçeklerle yüzleşmeli, iktisat literatüründe hiçbir yeri olmayan “faiz sebep, enflasyon netice” türü deneyleri bırakmalı ve bilimsel yöntemlere dönmelidir.

Bir kurumun başarılı olması tutarlı, inandırıcı olmasına ve ilişkili olduğu kesimlere güven vermesine bağlıdır. Ülkemiz özelinde siyaset kurumunu niteliği itibariyle bir kenara koyarsak, konu başta TCMB gibi ciddi olması gereken kuruluşlar olunca inandırıcı olmak için öncelikle doğru verilere dayalı tahmin ve hedefler gerekir. Gelin, TCMB’nin geçmiş siciline bakalım. Aşağıdaki tabloda 2010-2021 arası hedef enflasyon ve gerçekleşmeleri var.

img-20220104-141725.jpg

Bu tabloya göre, son 10 yılda sadece 2010 yılında hedefe yakın bir gerçekleşmeyi görüyoruz. 2012 yılından itibaren ısrarla yüzde 5 enflasyon hedefi konduğunu ancak gerçekleşmelerin bazı yıllar yüzde 30-50 sapmayla, 2017 yılından itibaren ise yüzde yüze yakın sapmalara şahit oluyoruz. En dramatik sapma ise bu yıl 2021 yılında yaşandı, yıl başında yüzde 9,2 olarak açıklanan enflasyon hedefi yıl sonunda tam 4 katı oranda yüzde 36 olarak gerçekleşmiş durumda. Ne demeli bilemedim?

TCMB, 2021 yılı içinde tam 4 defa enflasyon hedefini revize etti, yıl başında yüzde 9,2 Mart ayında yüzde 12, Temmuz başında yüzde 14, Ekim ayında ise yüzde 18 olarak açıklamıştı. Bugün geldiğimiz nokta yüzde 36; üç ay öncesine göre yüzde 100 fark, yıl başına göre ise bağışlayın ama yüzdesini yazamıyorum.

Bir de TCMB Enflasyon raporu yayınlıyor. Bugün yayınlanan raporda şu ifadeler yer almakta. “Tüketici fiyatları Aralık ayında yüzde 13.58 oranında artmış, yıllık enflasyon 14.77 puan yükselişle 2021 yılını yüzde 36.08 seviyesinde tamamlamıştır. Enflasyondaki yükselişe en belirgin katkı temel mal ve gıda alt grubundan gelmiştir. Bu dönemde birçok kalem üzerinde döviz kuru gelişmelerinin yansımaları hissedilirken, kur geçişkenliğinin yüksek olduğu temel mal grubunda fiyatlar özellikle dayanıklı tüketim malları öncülüğünde yüksek bir oranda artmıştır. Gıda grubunda girdi maliyetlerinin etkisiyle taze meyve ve sebze dışı kalemlerde kayda değer bir oranda yükselmiştir. Uluslararası enerji fiyatlarında bu dönemde gerileme izlenirken, döviz kuru gelişmelerinin yansımalarıyla başta akaryakıt, tüp gaz ve kömür olmak üzere yurt içi enerji fiyatlarındaki artışlar devam etmiştir. Hizmet grubunda da yükselişler genele yayılırken, bilhassa lokanta-otel grubu fiyatlarındaki hızlanma gıda enflasyonundaki görünümün de etkisiyle belirgin olmuştur. Türk lirasındaki değer kaybı, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir ile tedarik zincirlerinde devam eden aksamalar neticesinde üretici fiyatları kaynaklı baskılar oldukça güçlü seyretmiştir. Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonları ve ana eğilimleri belirgin bir yükseliş göstermiştir."

Özetle, bugün yayınlanan Enflasyon Raporu’nda yüksek çıkan yıllık enflasyonun nedenleri arasında gerek Sn. Cumhurbaşkanı’nın gerekse Sn. Kavcıoğlu’nun savundukları yüksek faiz ibaresi yer almamakta, aksine kurdaki artışlar, girdi maliyetleri, emtia fiyatları, tedarik zincirlerindeki aksamalar dile getirilmektedir. Diğer bir ifadeyle, ‘Enflasyonun nedeni faizdir, faiz sebep enflasyon neticedir’ söylemini teyit eden herhangi bir tespit raporda yer almamaktadır.

Döviz kurlarındaki artışların nedenini açıklamaya gerek var mı, bence artık yok, ülkede herkes son dört ay içinde finansal okur yazar oldu, öyle ki, marketlere denetime giden görevli memurlar ve vatandaşlar fiyatların artmasının nedenini doların artışından bilmekte, doların bir ara 18 liradan 11 liraya düşmesi karşısında fiyatların neden aşağıya düşürülmediğinden şikayetçi olmaya başladılar. Halbuki, Eylül ayından başlayarak son dört ay içinde 500 baz puan faizleri indirmiştik, dolayısıyla fiyatlarda, enflasyon oranları da düşmeli değil miydi?

Hayat böyle bir şey işte, ekonomik gerçekler yaşanarak öğreniliyor. Ümit edelim ki, öğrenenler sadece vatandaşlar değil, bu ülkenin yöneticileri ve yetkilileri olsunlar. Yukarıdaki raporu okuyunca kendi kendime TCMB yetkilileri anladılar, galiba dedim, darısı diğerlerine.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar