Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Cami hamaseti

İsrail askerleri Müslümanların ilk kıblesi ve önemli kutsallarından biri olan Mescid-i Aksa'ya saldırarak büyük zarar verdi. Arap liderlerin çoğu sesini çıkarmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve hükümetin bazı bakanları bir hafta süre ile tüm konuşmalarında bu konuyu ön plana çıkararak İsrail aleyhinde en sert ifadeleri kullandılar, kullanıyorlar.
Aynı ifadeler son Gazze saldırısı sırasında ve sonrasında da kullanıldı.
Son 12 yılın tüm saldırılarında da durum aynı.
'One minute', Mavi Marmara ve 'alçak koltuk' hikayeleri.
Peki ne oldu ?
Hiçbir şey.
İsrail, yine aynı İsrail.
Erdoğan, Davutoğlu ve diğer tüm Arap ve Müslüman liderler de aynı.
İsrail bildiğini okur yani yapar, bizler ise yalnızca konuşuruz.
İş konuşmakla da kalmaz, İsrail ile her alanda iş yapmaya devam ederiz.
Hiç kimse İsrail ile diplomatik ilişkileri kesmeye cesaret edemez.
Hiç kimse İsrail ile olan ekonomik ve ticari ilişkileri sonlandırmayı ya da en azından askıya almayı düşünmez, düşünemez.
Oysa başta Türkiye olmak üzere Arap ve Müslüman ülkelerin ezici çoğunluğu daha olayların başlangıcında Suriye ile tüm ilişkilerini kesmişti.
Üstelik Suriye Mescid-i Aksa'ya saldırmamış ve bu ülkelerin hiç birine zarar vermemişti.
Üstelik bu ülkeler İsrail'in stratejik müttefiki ABD ve Batılı ülkeler ile birlikte Suriye'yi yıkmak için on binlerce ruh hastası katile destek verdiler, veriyorlar.
İsrail ise yaralanan bu katilleri kendi hastanelerinde tedavi edip yeniden Suriye'ye gönderiyor.
Çok acı.
Ama daha acı olan, bu palavra hamasetin topluma yutturulmasıdır.
Başta yandaş medya olmak üzere herkes yalan söylüyor ve insanları aldatıyor.
Tıpkı diğer konularda olduğu gibi.
Örneğin Gezi olayları sırasında Dolmabahçe'de camiye giren 'çapulcular'.
Binlerce kez konuşulup kullanıldıktan sonra konu kapanıp gitti.
Hatırlayan ve hatırlatan yok.
Peki IŞİD'in ruh hastaları Suriye ve Irak'ta Sünni, Şii, Hıristiyan ve Ezidilerin onlarca cami, kilise ve mabedini kirletip yıkarken neredeydik?
Yoksa IŞİD'çilerin bir dokunulmazlığı mı var?
Yoksa 2004'te Felluce'de 100 kadar camiyi bombalayan,  camilere sığınan insanları oralarda öldüren ve camileri kana bulayan Amerikan askerlerinin de mi dokunulmazlığı var ?
Bu soruların sonu yok ve bizim liderlerin palavrası da  son bulmaz.
İsrail'in kurulduğu 1947'den bu yana hikaye hep aynı.
Türkiye bu ülkeyi tanıyan ilk Müslüman ülke.
Arap ülkelerin birçoğu bu konuda hep ihanet içinde oldu.
Filistin halkı parçalansın diye her şey yapıldı.
Hamas-Fetih çatışması bunun en somut örneği.
İsrail sürekli bu ihanetlerden yararlandı, yararlanıyor.
Özetle Filistin konusunda herkes yalan söylüyor hem de en ağırından.
Gerçeği anlatmak isteyenlerin sesi kesiliyor.
Klasik bir söylem ama toplum her konuda olduğu gibi bu konuda da uyutuluyor ve hamasi bağırmalar ile kafası şişiriliyor.
Nasıl olsa insanlar robotlaştırıldı, robotlaştırılıyor.
Belki de hepsine muska yapılmıştır.
Mescid-i Aksa da olsa kutsal mekanların malzeme olarak kullanılmasında sakınca görülmüyor.
Tıpkı birçok kutsalın siyasal, sosyal ve ahlaki olmayan amaçlar için kullanıldığı gibi.
Ama IŞİD'in kaçırıp tecavüz ettiği Sünni, Şii, Türkmen, Kürt ve Ezidi kızlar hiç kimsenin umurunda değil.
Değişik, bir o kadar ilginç, utanç verici bir namus ve onur anlayışı!


Önceki ve Sonraki Yazılar