Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Tunus dersleri.

'Arap Baharı'nın henüz ilk günleri idi.
Tunus'ta Bin Ali devrilmiş, Mısır'da ayaklanma devam ediyor, NATO henüz Libya'yı bombalamıyor ve ben henüz yasaklı değildim. O günler çeşitli televizyonlara çıkıp bu 'Bahar'ın bir tezgah olduğunu ve bölgenin kargaşaya sürükleneceğini söyleyip duruyordum.
Ocak 2011'de Ortadoğu'da Kanlı Bahar kitabımı yayınladım.
O kitapta ve o sıralar Akşam Gazetesindeki köşemde oynanan büyük ve çok tehlikeli oyunlara dikkat çektim ve sürecin bu noktaya geleceğini onlarca kez anlattım.
Siyasal İslamın çökeceğini ama 'bahar' ülkelerinde iktidara getirilen İslamcı partilerin desteği ile radikal İslamcı grupların güçleneceğini en detaylı bir şekilde anlattım.
Tunus'taki seçimler tüm söylemlerimin doğruluğunu kanıtladı..
'Bahar'ın başladığı bu ülkede İslamcı Nahda Partisi iktidarı kaybetti.
Ekim 2011 seçimilerinde 217 sandalyanın 89'nu alan bu parti bu kez 68 sandalye alabildi.
Çünkü Tunuslu seçmenler  Nahda'nın ' ılımlı' görünüm ve söylemlerinin ne denli yanıltıcı olduğunu kısa bir  sürede anladı.
Tunus halkı Nahda'nın iktidarda olduğu iki yıllık kısa dönemde radikal İslamcı hareket ve örgütlerin güçlendiğini, iktidarın desteği ile binlerce Tunuslu gencin Türkiye üzerinden Suriye'ye gittiğini ve yüzlerce Tunuslu kızın 'cihat nikahı' için yine Türkiye üzerinden Suriye'de savaşan cihatçılara taşındığını gördü.
Ama Tunuslu halkı İslamcı Nahda'yı iktidardan uzaklaştırmakla yetinmedi aynı zamanda 2011'de Nahda ile koalisyon kurarak onu iktidara taşıyan iki sol, sosyal demokrat ve milliyetçi partiyi de siyasal arenadan uzaklaştırdı.
'İşbirlikçi' ve İslamcı Nahda'yı iktidara taşıyan iki parti toplam 5 sandalye kazanabildi. Oysa 2011 seçimlerinde iki parti toplam 50 sandalya kazanmıştı.
Tunus, Türkiye'ye çok benzer.
Tunus Arap ülkeleri içinde Atatürk Cumhuriyetinden en çok esinlenen ve etkilenen ülke.
Tunus Arap ülkeleri içinde tek laik ülke.
2011'de sol, sosyal demokrat ve milliyetçilerin desteği ile İktidara gelen İslamcı Nahda bu yapıyı değiştirmek için çok uğraştı ama başaramadı ve sonunda bu çabasının bedelini iktidardan uzaklaştırılarak ödedi.
Tunus halkı Müslüman Kardeşler ve AKP'nin en çok güvendiği Nahda'nın toplum ve  devleti İslamlaştırma çabasına izin vermedi.
Tıpkı Mısır halkının yaptığı gibi.
Tunus halkı son seçimlerde bu çabaya net karşı koyan partilere sahip çıkarak ya iktidara taşıdı ya da meclise güçlü bir şekilde gönderdi.
Ama en önemlisi Tunus halkı İslamcılardan kurtulmak için Mısır'da olduğu gibi askeri provake etmedi ve bu işi direkt olarak kendisi yaptı. Üç yıl önce iktidarda şans tanıdığı İslamcılara 'Geldiğiniz gibi gidin' dedi.
Yazılacak çok şey var ama Türkiye'de herkes Tunus seçimlerinden gerekli dersleri çıkarmalıdır.
'Arap Baharı' ile büyük hayallere kapılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu artık bu coğrafyada yalnızlar.
Müslüman Kardeşler Nahda artık iktidarda değil. Yakında bu ülke de Mısır çizgisine yanaşarak Ankara'ya düşman olabilir. Yeni yönetim hiç bir Tunuslu gencin Suriye'ye gitmesine izin vermeyecektir. Libya'ya komşu Tunus Mısır ile birlikte Libya'da İslamcılara karşı yürütülen savaşa destek verecektir. Geçen hafta Başbakan eski Yardımcısı Emrullah İşler'i Libya'ya gönderen Ankara'nın oradaki Müslüman Kardeşler ve genel olarak İslamcılara devam ettirdiği destek işe yaramayacaktır.
Tunus'un yeni iktidarı ayrıca İslamcılara karşı amansız mücadele eden Cezayir  ile işbirliği yaparak komşu Fas'ın İslamcı koalisyon hükumetinin dağılması için özel bir çaba içinde olacaktır.
Özetle Tunus seçimleri Erdoğan-Davutoğlu için bölgesel projeler açısından son nokta demektir.
Tunus seçimlerinin bölge yansımalarını da yarına bırakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar