Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Bir başkadır Gündoğdu Meydanı

15 Temmuz miladı, tüm ülkede olduğu gibi CHP İzmir örgütünü de birleştirdi.
Darbe ve diktatörlük tehdidi, demokrasiye sahip çıkma iradesi tüm farklılıkların, özellikle parti içi fikir aykırılıklarının,  bir kenara atılmasına vesile oldu.
Söz konusu memleket olunca gerisi teferruattır!
Yarın, 4 Ağustos Perşembe akşamı saat 19.30 da CHP İzmir İl Başkanlığı’nın ev sahipliğinde tüm İzmirliler, hatta Egeliler darbe ve diktatörlüğe hayır diye haykırmak için GÜNDOĞDU MEYDANI’nı ve Kordon Sahil Boyu’nu dolduracaklar.
Parlamenter demokrasiye, laik, sosyal ve hukuk devletine sahip çıkacaklar.
İzmir, çağdaşlığın ve demokrasinin beşiğidir. İzmir tarihi boyunca güzelliği ve geleceği temsil etmiştir.
Yağızdır, uyumludur, güzeldir, efendidir  ama aynı zamanda  kadını ve  erkeği yiğit efedir Egelilerin.
Parti farkı gözetmeksizin hep özgürlüğü ve demokrasiyi seçmiştir.
Ege ve İzmir öyle caziptir ki, diktatörler bile olursa emeklilik hayallerine hep ege bölgesini yerleştirmişlerdir, Kenan Evren misali.
Darbe kalkışması demokrasi sevdası ve özellikle CHP başta olmak üzere parlamento içi muhalefetin kararlı karşı çıkışıyla engellenmiştir.
 
OHAL
AKP’nin tüm önlem ve kararları darbe girişimcileri ve fiili destekçilerine karşı olduğu sürece toplumun hemen bütünü ve parlamentodaki siyasi partilerce desteklenecektir.
Darbe girişimiyle doğrudan ilgili olmayan temel değişiklik ve yapılanmalar orta ve uzun vadede siyasi ve toplumsal sıkıntılar doğurabilir.
Hukuka ve vicdana aykırı, meşruiyeti tartışmalı yeni yaratılacak mağduriyetler kısa bir süre sonra bile dağ gibi yeni problem odakları yaratacaktır.
Özellikle ordu başta olmak üzere güvenlik güçleri ve yargı kurumlarının temel yapılarıyla ilgili aceleye getirilen, toplumsal mutabakata dayanmayan esaslı  yapısal değişiklikler korkarım toplumsal barışımızı ve demokrasimizi tehlikeye atacaktır.
OHAL’de yapılan büyük yapısal değişikliklerin hukuki meşruiyeti ve geçerliliği tartışmalı olur.
Özellikle devletin ana yapısı kısa vadeli ve kişisel öngörülere veya menfaatlere feda edilmemelidir.
Bu tür değişiklikler aceleye getirilmemeli ve toplumsal uzlaşma ile TBMM çatısı altında yapılmalıdır.
İktidar, varlığını borçlu olduğu muhalefetin kıymetini unutmamalıdır.
Aksi halde yapılanlar fırsatçılık olarak değerlendirilir.
Yakalanan beraberlik ve birlikte demokrasiye sahip çıkma ruhu da zarar görür.
FETÖ cemaatinin dini devleti yani şeriatı temel aldığını unutmamak gerek. Aynı şekilde diğer tarikat ve cemaatler de öyledir.
Laiklik ve özgürlük, darbe tehdidi ortadan kalkınca bir kenara bırakılacak  kullanılacak eşya değildir.
Aynı demokrasi gibi tramvay hiç değildir.
Daha onlarca örgütlenmiş cemaat ve tarikat FETÖ terör örgütüne dönüşemez mi?
Tüm dini tarikat ve cemaatler, özellikle güç odağı haline gelenler ve dini siyasete soyunanlar tehdit değiller mi?
Darbecilerin ana insan gücü bu tarikatçı cemaat yapıları değil mi?
Esas kapatılması gereken bunlar değil mi?
Çocuklara tecavüzhane haline gelen cemaat yurtları yasadışı cemaat örgütleriyle birlikte kapatılmadan ülke huzura erer mi?
Unutulmamalı, en önemli sorun, en yeni sorundur!
Hemen daldık derin konulara…
Yarın, 4 Ağustos 2016, Perşembe günü  saat  19.30’da neredeyiz?
GÜNDOĞDU MEYDANI ’nda!


Önceki ve Sonraki Yazılar