Yapısal şiddet: Kötü beslenme

  Türkiye’de kötü beslenme yapısal bir şiddet midir? Vatandaşlar fastfood restoranlarında yedikleri kızarmış patateslerde kanserojen trans yağları olup olmadığını bilemeyebilirler. Eğer belediyeler ve diğer kamu kuruluşları bunu önlemek için bir şey yapmıyorsa kanser olan kişiler aslında yapısal bir şiddetle karşı karşıya kalmışlar demektir. Bu bilgi üretilmeden önce kamu kuruluşlarının bir sorumluluğu olmayabilirdi. Ama artık yok.     Örneğin ayçiçek yağı sağlık açısından hayli sorunlu. Omega 3 yağ asitleri düşük ve omega 6 yağ asitleri yüksek. Bu durum bu yağları kullananları kalp, damar hastalıkları ile beyin ve sinir hastalıklarına açık hakle getiriyor. Ancak ıslah ile omega 6 düşürülerek omega 9 (yani oleik asit) arttırılabiliyor. Oleik asit zeytinyağında olan faydalı bir yağ asidi. İnsanı sağlıklı yapıyor. Ülkemizde de bu çalışmaları yapanlar var. İşte bu çeşitler yaygınlaştırılırsa sorunun bir kısmı çözülmüş olacak.    9 Mayıs Pazartesi günü İzmir’de ‘Türkiye’de Kötü Beslenme’ başlıklı bir çalıştay yapıyoruz. Bu ve benzeri konuları konuşacağız. Bütün gün sürecek olan (saat: 9.00’da başlıyor) çalıştay Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu’nda gerçekleşiyor. Bekleriz.        Acaba tarımsal araştırmalara başka bir yön versek, örneğin çalıştayda sunulacağı gibi oleik asitçe zengin ayçiçek çeşitleri ıslah etsek, bunları yaysak, kamuca desteklesek ve daha az insanın hasta olmasını sağlasak kötü mü olur? Bunlardan ve var olan ayçiçeği çeşitlerinin sağlık sakıncalarından neden yeterince söz edilmez. Bu kimin çıkarınadır. Islahta neden hep verime takıldık? Benzer şekilde Türkiye’de neden glisemik indeksi düşük çeltik çeşitlerinin geliştirilmesi düşünülmez.      Kronik hastalıklar ile kötü beslenme ve onlarla tarım sistemi arasında ne gibi ilişkiler vardır? Bu ilişkilerin çok net ortaya çıkması acaba bazılarının çıkarlarına zarar mı veriyor?       Gıda sanayii hijyene çok önem verir görünürken besinlerin bizi güçlendirmesi acaba ihmal mi ediliyor? Gıda standartları hijyeni sağlar görülürken acaba tekelleşmeye mi hizmet ediyor?       Tarımda agro-ekolojik yöntemlerin yaygın kullanımı neden sağlanamıyor? Tarım politikalarında bu açılardan neler değişmeli?        Bu sorular şüphesiz bu etkinlik öncesi sorabileceğimiz sorulardan bazıları. Öğleden önce kısa sunumlarla bu konularda bilgileneceğiz. Öğleden sonra kürsü herkese açık. İstediğiniz gibi soru sorun veya katkı yapın. Etkinlik bittiğinde herkes olabildiğince kısıtlanmadan konuşmuş olacak.  Memur

Önceki ve Sonraki Yazılar