Yükseköğretimde ezber bozan değişiklikler!

Daha önceleri defalarca dile getirdiğim bir konu vardı. Tıp, hukuk, mühendislik öğretmenlik gibi bölümlerin taban puanlarının gittikçe düştüğünü ve neredeyse hukuk, mühendislik, öğretmenlik programlarına taban puanı geçen herkesin kolaylıkla yerleşebildiğinden bahsetmiştim.

Peynir ekmek gibi dağıtılan tıp, hukuk, mühendislik, öğretmenlik diplomalarının ileride yaşatacağı sorunları şimdiden düşünmek gerekiyor. YÖK Başkanı Yekta Saraç,  yükseköğretim içinden gelen deneyimli birisi olarak bu tehlikeyi gördü ki, tıp, hukuk gibi bölümlere bundan böyle “taban puan şartı getirileceğini” söyledi. Yani üniversite yerleştirme puanları bu bölümler için önceden belirlenen taban puanların altında olanlar tıp, hukuk gibi bölümleri tercih edemeyecekler. Başkan Saraç’ı bu konuda sonuna kadar destekliyorum. Ancak bu kararın sadece tıp, hukuk ile sınırlı olmaması, toplumsal önemi olan bölümler için de geçerli olması gerekir.

Ancak Yekta Saraç’ın, bu konuda yaptığı bir açıklamaya katılmak mümkün değil. Saraç, “herkesin kendi mesleğine sahip çıkmasını ve taban puan çıtasının yükselmesi için baskı grupları oluşturmasını beklediğini” söyledi. Sayın Saraç,  siz YÖK’te yıllarca görev yaptınız ve şu an başkanlık görevini yürütüyorsunuz. Bu sorunu görmeniz çok önemli, ancak bu işi meslek gruplarına bırakmadan öncelikle sizin çözmeniz gerekmez mi?

Devlet üniversiteleri ile vakıf üniversitelerinin ücretli hukuk fakülteleri arasında 260 puan makası olan yerler var. Bu durum hemen hemen bütün bölümler için geçerli.  Sonuçta hem eğitimin niteliği düşüyor hem de bu kadar önemli mesleklerin itibarı zedeleniyor. Bu konuda yetkililere bir önerim olacak. Taban puan şartı yanında özellikle vakıf üniversitelerinde tıp, hukuk ve öğretmenlik gibi toplumsal açıdan çok daha önem arz eden bölümlerin sadece yüzde 100 burslu bölümlerinin açılması alternatif olarak düşünülemez mi?

***

Diğer bir gelişme de, bildiğiniz üzere 2013 Eylül ayından itibaren bölümler ve üniversiteler arasında esnek yatay geçiş uygulamasına geçilmişti. Şimdi de öğrencilerin ara dönemde ve üstelik birinci sınıftan itibaren yatay geçiş yapmalarına olanak tanındı. İsteyen üniversite ara dönemde bir bölümün kontenjanın yüzde 20’si kadar öğrenciyi yatay geçişle kabul edebilecek. Bence çok yerinde ve önemli bir karar. Çünkü yanlış karar verip, yeteneğine ve beklentisine uygun olmayan bölümleri tercih eden birçok mutsuz öğrenci var. En azından bu öğrencilere için bir şans daha tanınmış oldu.

Ancak yatay geçiş yapmak isteyen öğrencilerin üniversiteye yerleştikleri yıl, geçmek istedikleri bölüm için yeterli taban puanı almaları şartı isteniyor. Bu durumun tekrar gözden geçirilmesinde yarar var. Çünkü öğrencilerin birden fazla alandan sınava hazırlanmaları ve yeterli puan almaları açıkçası bir zor.  En azından belli kriterlerin yanında üniversitelerde kendi sınavlarını yaparak yatay geçiş yapmak isteyen öğrencileri seçebilirler.

***

Ayrıca bundan böyle, öğrencilerin daha bilinçli tercih yapmaları için tercih kılavuzunda üniversitelerle ilgili ayrıntılı bilgiler yer alacak. Hangi bölümde kaç öğretim üyesi olduğu ve nereden mezun oldukları gibi ayrıntılar yer alacak. Vakıf üniversiteleri için bu bilgilerin yer alması mantıklı olabilir. Ama devlet üniversitelerinde yeterli ve donanımlı öğretim üyeleri yoksa bu onların suçu mu olacak? Burada asıl sorumlu YÖK değil midir? Bence bunun cezasını bu üniversitelerimiz çekmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar