Süleyman Karan

Süleyman Karan

2021'İN ÜÇÜNCÜ ÇEYREĞİNE KADAR HİÇ IŞIK ARAMAYIN TÜNELİN UCUNDA...

SARS-CoV-2 salgını günlerinde, ekonomi kanallarına, daha doğrusunu söyleyeyim sadece Bloomberg HT’ye kitlenip kalıyorum, sabahın köründen itibaren... Bir parça iktisat biliminden haberdar olanlar için, çok net anlaşılıyor ki, virüs sakinleştikten sonra bizi bekleyen en az bir yıllık cehennem hayatı. Cehennemde bir mevsim değil, bir yıl geçireceğiz. İşsizler ordusu, kent yoksulları, işçiler, küçük esnaf büyük bir yıkımla karşı karşıya kalacak. İflası geçtim, açlık ile yüzleşmek bile çok mümkün. KOBİ’ler ve hatta bazı sektörlerde faaliyet gösteren büyük firmaların kepenk kapattığına tanık olacağız, GSYİH’de ciddi bir daralma yaşanırken, işsizlik oranları tavan yapacak.

Pandemi ile sistem krizi
Şu anda artık alıştığımız küresel finans krizinin ötesinde bir kriz söz konusu. Zira ortada insanlığı tehdit eden bir pandemi var. Bu sebeple, önlemleri sadece bir noktaya odaklayarak bu krizden çıkmak mümkün görünmüyor. Şu anda, başta ABD olmak üzere, gelişmiş ekonomiler ile IMF, Dünya Bankası, G-20 gibi oranizasyonlar ilk etapta finans sisteminin çökmemesi için ortalığa para saçıyor. Bunu yapmak zorundalar, çünkü eğer finans sistemi çökerse reel ekonomide büyük bir yıkım olacak. Ama şu bir gerçek ki, her ne yapılırsa yapılsın, bu sistem içinde çok büyük bir hasar yaşanacak.

Her veri belayı işaret ediyor
Hemen hemen gelen her veri, tahminlerin de ötesinde bir daralmayı ardından da durgunluğu işaret ediyor. İkinci çeyrekte istisnasız tüm ekonomiler ciddi oranlarda daralacak. Fransa yüzde 6, İtalya yüzde 7, Almanya yüzde 10, ki bunlar bile iyimser kalabilir. ABD’de sadece üç hafta içinde yapılan işsizlik maaşı başvuruları 16 milyonu buldu. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), salgın sebebiyle 195 milyon çalışanın işsiz kalacağı tahmininde bulunuyor. Bu rakamın 125 milyonu Asya-Pasifik Havzası’nda, yani dünyanın üretim merkezinde ortaya çıkacak. Küresel ekonominin ise yüzde 13 ila yüzde 32 arasında daralacağı tahmin ediyor. Bu tahminlerdeki makas açıklığının sebebi, kimsenin net olarak bir öngörü geliştirememesi. Ki tüm bu tahminler, salgının ikinci bir dalgasının olmayacağı üzerine yapılıyor.

Küresel boç hacmi 255 trilyon dolar

Bu salgın öncesinde, yani geçen yılın verileriyle küresel borçluluk hacminin 255 trilyon dolar olduğunu da hatırlatalım. Belki bu rakam bu yıl içinde 300 trilyon doları zorlayacak. İşte sistemin ne durumda olduğunun apaçık göstergelerinden biri daha... Reel ekonomiden kopuk fiktif bir yapıyı daha açık ne anlatabilir ki?

Siz bakmayın bazı analistlerin “Borsalar biraz toparlanıyor, krizden fırsat çıkabilir” benzeri laflarına... Keriz silkelemek, yani bireysel yatırımcıyı bu zor dönemde manipüle etmek için uyduruklar bunlar. Siz siz olun, satın alma yöneticileri endeksini (PMI-purchasing manager index) takip edin. Kısa vadede ekonominin gidişatını en somut biçimde anlamak için en net göstergelerdir. Ve hepsi de ciddi düşüşler yazıyor.

Yangına köpük sıkmak
Gelelim yine dolar bolluğu meselesine... Dolar bolluğu sadece sistemin tümüyle çökmesini önlemek için bir ilaç. Bir bölümü halka, bir diğer bölümü reel sektöre, en yağlı kısmı da finans sektörüne aktarılacak. Onlar da batan geminin deliklerini tıkayacaklar. Fırtına tümüyle bittikten sonra, ortaya saçılan dolarları ise başta büyük bir darbe alan gelişmekte olan ekonomiler kapabilmek için birbiri ile yarışacak. Geçici bir dipten dönüşün ardından, bu kez o para bolluğunun yarattığı piyasalardaki köpüğü almak şart olacak. Salgını bir kenara koyun, zaten uzun bir süredir daralan vadeler ile yaşanan krizler, işte bu döngünün sonucu. Sistem error vereli on yıllar oluyor, ama hala bir başka sisteme geçmeye kimsenin meylettiği yok. Çevre ve insan düşmanı finans ve hidrokarbon temelli küresel kapitalizm artık sürdürülebilirlikten çok uzak. Yerine konabilecek nedir, o da çok net değil.

Bir buçuk yılda toparlar

En iyi ihtimalle, 2020 yılının dördüncü çeyreğine kadar hiçbir umut yok. Dördüncü çeyrekte dipten dönüş gerçekleşirse de, küresel ekonominin toparlanması için 2021’nin üçüncü çeyreğine kadar sabretmek gerekecek. Bir toparlanma olsa bile, bu kez merkez bankalarının saçtığı paralar sebebi ile bir finansal köpük içinde kriz alametleri belirecek. Kısır döngü yeniden başlayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar