AKP'li Çelik'e soru: 'God Save the Qeen!' nedir?

SORU benden, başlık kadim bir dostumdan. Türkiye’nin önemli aydınlarından, işadamı Mehmet Arif Demirer’den. Demirer’in Anayurt Gazetesi’ndeki son yazısının başlığı aynen böyle:”God Save the QUEEN!” Yani, “Tanrı Kraliçeyi korusun” demek.

Hemen hatırlatmak istiyorum; Ben Halk Fırkası içinde en başından itibaren yer almış Rumelili bir aileden geliyorum. Demirer ise Demokrat Partili ve rahmetli Menderes’in en güvendiği bir bakan olan Mehmet Demirer’in oğlu. Ama bizi bıraksanız gün boyu siyasi ve sosyal sohbetlerde bulunuruz. Ve aramızda asla gerginlik olmaz. Aksine keyif alırız.

Bir ortak yanımız daha var; ikimiz de Atatürk’ü çok sever, Denktaş’ı çok sayarız. Peki, “God Save the Queen” aslında nedir? Demirer’den alıntılar yapacağım. Büyük Britanya'nın ulusal marşı böyle başlar. Üstelik dünyanın ilk ulusal marşı olarak kabul edilir. Resmi olarak ulusal marş ilan edilmedi, ama geleneksel olarak 1745 yılından beri ulusal marş olarak kullanıldı. (Kaynak: Vikipedi)
 
Bugün dünyanın en demokratik ülkesi kabul edilen Büyük Britanya’da, ‘Tanrı’nın Kraliçeyi Koruması’ ulusal marşa konu oluyor ve İngilizler bundan zerre kadar rahatsızlık duymuyor. O ülkede Hüseyin Çelik’ler yok mu? Çünkü kimseyi ırgalamıyor, hayret(!) Ama bizde, ant ve Atatürk’ün Gençliğe hitabesinden rahatsız olanlar ekranlara üşüştü.

Mehmet Arif Bey, Atatürk ile ilgili koruma yasasını da belgeleriyle incelemiş. Hani, Bay Çelik, Hz. Muhammet için koruma yokken Atatürk’ü Koruma Yasası olduğunu sanki marifetmiş gibi söyledi ya. Dostum o dönemin tüm belgelerini karıştırmış. 5816 sayılı yasanın yanlış olarak Atatürk’ü Koruma Kanunu diye bilindiğini vurguluyor.  “Bu yanlış” diyor:
“Kanun 1951 yılı Nisan – Temmuz arasında Meclis’te görüşüldü ve kabul edildi. Kanun hakkında doğrusu az, yanlışı çok yorumlar yapıldı ve yapılıyor. Birkaç örnek vermek istiyorum. Mümtaz Faik FENİK (Zafer Gazetesi) 5 Mayıs 1951. günkü Başyazıdan alıntı: Bugünkü demokratik telakkilere göre kimseye ‘ATATÜRK’ü muhakkak seveceksin’ diye bir telkin yapılamaz. Şurası muhakkak ki, bu kanunla istenen şey ATATÜRK’e karşı sevgi değil, inkılaplarımıza karşı yapılan tecavüzleri önlemektir.

Kanun 25 Temmuz 1951 günü Meclis’te ittifakla kabul edildi ve ertesi gün Zafer’in manşeti şöyle idi: İnkılapları Koruma Yolunda Meclis’in aldığı Büyük Karar: Tarihi İnkılap Kanunu çıktı. (ZAFER, o dönemde karşı devrimci sayılırdı ve DP’nin resmi organı idi.) ULUS’taki başlık: “ATATÜRK Kanunu Meclis’ten Geçti” idi. (26 Temmuz 1951)

Hüseyin Çelik bu bilgilerden haberi bile yok iken, Gençliğe Hitabe ile Peygamber ayetlerini kıyaslamaya kalkışarak fikir sahibi olduğunu göstermeye çalıştı, iyi mi! Ne hazin? Sen madem ki bilim adamısın, bilgi sahibi olmadan neden fikir sahibi olmaya kalkışıyorsun? Niçin iktidar partisi olan AKP’ye hava cıva konuşmalarınla gölge düşürüyorsun?

*****

Önce bilgi ve belge lazım

Mehmet Arif Demirer’i bulunca hemen bırakmayıp,. “Siz aslında Hüseyin Çelik ile aynı siyasi görüşten misiniz? Öyle ya, Sn. Çelik de Demokrat Parti’ye sahip çıkıyor, Doğru Yol’dan da mebus olmuştu değil mi?” diye sordum.

Önce güldü, yine belgelerle konuştu:  “2 Şubat 2012 günü Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK, yani DYP eski milletvekili, bugün AKP Gaziantep Milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü, Kültür ve Milli Eğitim eski Bakanı olan zat, “Kanunla kimseyi sevdiremezsiniz… Atatürk’ü kimsenin tartışmasına müsaade etmezseniz bu Atatürk’e yapılabilecek en büyük kötülüktür. Kendi ülkesinin Milli Kurtuluş Hareketini idare etmiş olan, bir imparatorluğun külleri arasından bir Cumhuriyet kuran, o ülkenin kurucusu olan bir insanın kanunla korumak zorunda bırakılması ne büyük bir hüsrandır öyle değil mi? Ne kadar garip bir durum. DP, CHP’nin ithamlarından dolayı bir kompleks neticesinde bu kanunu çıkartmıştı” dedi.

Ben de Sayın Çelik’e rica ederek öneriyorum; tüm partiler biraraya gelsinler ve bu kanunu elbirliği ile referanduma götürelim, halkımız istemiyorsa, kaldıralım. Var mısınız?

*****

Atatürk Yasası nasıl çıkmıştı?
           
Sohbetimiz iyice koyulaştı. Demirer, Atatürk Yasası’nın nasıl çıkarıldığını da anlattı:
          
5816 sayılı kanun tasarısı, Bayar ve Menderes’in girişimleri sonucu Meclis’e geldi. CHP’den en ufak bir talep ya da baskı gelmedi. Demokrat Parti grubunca Meclis’e getirildi ve önce Atatürk’ü koruma biçiminde ele alınmıştı. Ancak, bunun Anayasaya aykırı olduğu hatırlatıldığında, büyük hukukçu Prof. Ernst Hirsch’in önerisi ile “Atatürk hatırasına alenen hakaret etmek ve sövmek” şeklinde bir metne dönüştürülmüştü. CHP içinde tasarıya karşı çıkanları ise 23. Temmuz1951 günü ünlü CHP Grup Başkanvekili Faik Ahmet Barutçu Meclis’te yaptığı konuşma ile ikna etmişti. Tasarı ittifakla kabul edildi. Zafer manşetten, Ulus ise sayfanın ortasında habere yer vermişti.
 
Velhasıl bilen de konuşuyor, bilmeyen de. Bakalım Bay Çelik şimdi ne diyecek?

*****
          
6 -7 Eylül Olayları

Hüseyin Çelik 6 Eylül 1955 tarihinde İstanbul’da çıkan olaylar için TV NET’te “Kontrgerillanın bir tertibiydi” demişti. Demirer, bunun da doğru olmadığını vurguladı:
“Bilim adamı olarak kabul ettiğim için hatırlatıyorum: 6 Eylül (yedisi yok) Olayları Seferberlik Tetkik Kurulu’nun tertibi değildir. Olayları Yunan Derin Devleti tertip etmiştir, Londra’daki Kıbrıs Konferansı’nı torpillemek amacı ile düzenlemiştir. Nitekim konferans, Türkiye’nin lehine olan Sonuç Bildirisi’ni yayımlayamadan dağıldı.”

Ve sitemli bir öneride daha bulundu; “Sayın Çelik’in bir zamanlar üyesi bulunduğu DYP’nin kökeni olan DP hakkında daha doğru bilgilere ulaşması için 2010 yılında tamamladığım, 2 200 sayfadan oluşan  (3.3. GB) Belgesel DEMOKRAT PARTİ Ansiklopedisi’ni öneriyorum. Bkz. www.dp1946.org.”

Birazcık incele be Hüseyin bey, lütfen,  boş laflarla çıkma kamuoyu önüne!

Önceki ve Sonraki Yazılar