Kamu kurumları da bu duruma ses çıkarmadı

Kamu kurumları da bu duruma ses çıkarmadı

Kars Sarıkamış’daki Karakurt köyünde yapılacak Karakurt Barajı ve HES Projesi’nin ÇED raporunda “proje alanı ve yakın çevresinde (yer altı ve yerüstünde) kültür ve tabiat varlıklarına rastlanmadı” ifadesinin yer aldığı ortaya çıktı. Ancak köyde tescilli kültür varlıkları tarihi evler, Urartu dönemi kaya mezarları, eski karakol binası ile Karakurt Kilisesi bulunuyor. Köylülerin ÇED raporuna açtığı dava halen sürüyor. Ayrıca firmanın bir süre proje için kaçak maden işlettiği de belirtildi.


Kars Sarıkamış’daki Karakurt köyünde yapılacak Karakurt Barajı ve HES Projesi’nin ÇED raporunda “proje alanı ve yakın çevresinde (yer altı ve yerüstünde) kültür ve tabiat varlıklarına rastlanmadı” ifadesinin yer aldığı ortaya çıktı. Ancak köyde tescilli kültür varlıkları tarihi evler, Urartu dönemi kaya mezarları, eski karakol binası ile Karakurt Kilisesi bulunuyor. Köylülerin ÇED raporuna açtığı dava halen sürüyor. Ayrıca firmanın bir süre proje için kaçak maden işlettiği de belirtildi.

 Kars Sarıkamış’daki Karakurt köyünde yapılacak Karakurt Barajı ve HES Projesi nedeniyle tescilli kültür varlıkları da tehlike altına girdi. Köyde tarihi evler, Urartu dönemi kaya mezarları, eski karakol binası ile Karakurt Kilisesi bulunuyor. Projeye ilişkin hazırlanan ÇED raporunda ise “proje alanı ve yakın çevresinde (yer altı ve yerüstünde) kültür ve tabiat varlıklarına rastlanmadığı” ifadesi yer alıyor.

KÖYLÜLER ÇED’İN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTI

Köylüler ÇED raporunun iptali için Erzurum 2. İdare Mahkemesi’nde 2019/193 numaralı davayı açtı.  Dava dilekçesinde şu ifadelere yer verildi: “Tarihi yapıların yok gösterilmek suretiyle işlem yapılması 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 65 ve 67. maddeleri gereğince de suç teşkil etmektedir. Zira bu tür tescilli binaların bulunduğu alanlarda HES yapabilmek için Kültür Ve Turizm Bakanlığı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun  22 Nisan 2010 tarih ve 765 sayılı ‘Baraj Alanlarından Etkilenen Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunması’na dair ilke kararına göre hareket etmek gerekmektedir. Barajı yapan firma 765 sayılı ilke kararının öngördüğü kurallardan kurtulmak için tarihi yapıları yok saymış kamu kurumları da bu duruma ses çıkarmamıştır.” Açılan dava Danıştay’a gitti ve halen görüşülmeyi bekliyor.

‘RUHSATSIZ TAŞ OCAĞI İŞLETTİ’

Ayrıca projeyi yapan şirketin bölgede ruhsatsız maden işlettiği tespit edildi ancak şirkete para cezası kesilmedi ve şirket ruhsat alarak işlerine devam etti.  Taş ocağının kapatılması için Erzurum 2. İdare Mahkemesi dava açıldı ve 2019/983 esas numarasıyla dava sürüyor. Şirkete ruhsatsız taş ocağı nedeniyle şirkete para cezası kesilmedi. Köylüler Maden Kanunu’nun 12. Maddesi’ne dayanarak, şirkete para cezası kesilmesi için de aynı mahkemede 2019/984 esas sayısıyla ayrı bir dava daha açtı.

Proje hakkında açıklan davalar bitmeden şirket çalışmalarını yapmaya başladı ve proje için su tuttu. Su altında kalacak ancak henüz kamulaştırması yapılmayan yerler de var. Koronavirüs nedeniyle keşif çalışması da yürütülemedi. Kamulaştırma yapılan yerlerin bazılarının da paraları ödenmedi.

‘BİR ŞEKİLDE RUHSATLANDIRDILAR’

Köylülerin müvekkilliğini yapan avukat Mehmet Kaya, madenle ilgili şunları söyledi: “2018’de taş ocağının ruhsatsız olduğunu tespit ettirip durdurttuk. Taş gelmeyince projeleri de durdu. Taş ocaklarını ellerinden almış olduk. Şirket Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurdu ve bir şekilde burayı ruhsatlandırdılar.”

‘KAMU KURUMLARI SES ÇIKARMADI’

“Karakurt köyünde birden çok tescilli kültür varlığı bulunuyor. Örneğin bu köyde bulunan ‘Karakurt Kilisesi’ tescilli kültür varlığı. ÇED raporundaki ifadeleri gerçeklere aykırı. Tarihi yapıları yok sayıldı, kamu kurumları da bu duruma ses çıkarmadı.”

‘FİRMA VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADI’

“Kamulaştırma işlemleri bitmediği halde sanki işlemler bitmişçesine bilgiler verilerek suyun tutulması sağlandı. 2019 yaz aylarında Sayın Valimizin de araya girmesiyle barajı yapan firma köylülerle anlaşma sağlayacağını duyurmuş ve bazı toplantılar yaptı. Köylülerle tek tek görüştü. Ancak firma verdiği sözlerden sonradan döndü. Firma köylülere teklif ettiği ve köylülerin de kabul ettiği kamulaştırma bedellerini ödemekten vazgeçti.”

‘DERDEST DAVALAR BEKLENSİN’

“Köylülere yerleşim yeri hazırlanmadan koronavirüs salgının tam da ortasında yurtlarından çıkarılması bir hukuk devletinde kabul edilemez. Yetkili makamların bir an önce olaya el atıp su tutma işlemini durdurmaları gerekiyor.  ÇED raporunun iptali için açtığımız dava, kaçak taş ocağının işletilmesiyle ilgili olarak açtığımız davalar hala derdest. Bu davaların sonucu tüm Karakurt halkını etkileyecek. Bu nedenle alelacele yapılan su tutma işlemi bir emrivaki ile köylüleri köyden uzaklaştırıp firmaya mahkum etme amacı taşımakta.  Bunun önüne geçmek kamu gücünü kullanan idarecilerin görevidir.”