
Eğitim-İş: Öğretmene şiddetin sorumlusu MEB'in yanlış politikalarıdır!
Eğitim-İş Sendikası, öğretmenlere yönelik şiddetin sorumlusunun Milli Eğitim Bakanlığı'nın yanlış politikaları olduğunu söyledi.
Ayla Özdemir
Eğitim-İş, son örneği geçtiğimiz günlerde Ankara Çankaya’daki Bahçelievler Nebahat Keskin İlkokulu’nda yaşanan öğretmene şiddeti protesto etti. Eğitim-İş Ankara 1, 2, 3 no'lu sendika üyeleri, yaptıkları basın açıklaması ile öğretmene şiddetin sorumlusunun MEB’in yanlış politikaları olduğuna dikkat çektiler.
Bahçelievler Nebahat Keskin İlkokulu önünde toplanan ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın asli görevinin eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin güvenliğini sağlamak olduğunu hatırlatarak, öğretmene şiddetin son bulmasını isteyen sendika üyelerine öğrenciler ve veliler de destek verdi.
Eğitim-İş Ankara 2 No.lu Şube Başkanı Banu Günüç Kete, öğretmene şiddete yönelik şunları söyledi:
"Gerek medyada gerek eğitim ortamlarında sarfedilen sözlerin, ötekileştiren üslubun, sözleşmeli, ücretli diyerek öğretmenliğin sınıflandırılmasıyla mesleğin itibarsızlaştırılmasının bedelini, öğretmene şiddetle ödüyoruz ne yazık ki. Öğretmenlerin kimseden fazla bir beklentisi yok, biz yoktan da var ederiz, yeter ki çalışma ortamlarımız olan okullarımızda öğrencilerimizle birlikte kendimizi güvende hissedelim.”
Eğitim-İş'in basın açıklamasının tam metni ise şöyle:
'ÖĞRETMENE ŞİDDETİN SORUMLUSU MEB’İN YANLIŞ POLİTİKALARIDIR!'
"AKP iktidarının, toplumu kutuplaştırma ve öğretmenleri itibarsızlaştırma politikalarının bir sonucu olarak ne yazık ki eğitimcilere yönelik şiddet eylemleri son yıllarda giderek artmaktadır. Bunun bir örneği geçtiğimiz günlerde Bahçelievler Nebahat Keskin İlkokulu’nda yaşanmıştır. Bir öğrenci velisi, çocuğuna kötü davrandığı iddiasıyla öğretmenimize sözlü şiddette bulunmuş, 'Seni sürdürürüm, seni öldürürüm' şeklinde tehditler savurmuştur. Okul müdürünün odasında gerçekleşen bu saldırı, polis çağrılmasına rağmen devam etmiştir.
Bugüne kadar öğretmenlere uygulanan şiddete seyirci kalan Milli Eğitim Bakanlığı, her fırsatta öğretmeni değersizleştiren ve hedef gösteren uygulama ve açıklamalar yapmaktan çekinmemiştir. Bizler öğretmeni toplum nezdinde itibarsızlaştıran bu tür açıklamaların saldırılarda önemli bir rol oynadığını düşünmekteyiz. Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un talimatıyla kaldırılan ancak bu zamana kadar öğretmenler üzerinde bir baskı aracı olan Alo 147 hattı, performans ölçme uygulamaları, öğretmenlerin mesleki ve ekonomik haklardan yoksun bırakılması, adeta öğretmene köleymiş gibi yaklaşılmasına sebep olmuştur. Okulların güvenliğini sağlamaktan, eğitimin kesintisiz olarak devam etmesinden birinci derecede sorumlu olan siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, bu tür şiddet olayları karşısında kayıtsız kalmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’na hatırlatıyoruz, eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin güvenliğini sağlamak sizin oturduğunuz makamların asli görevlerindendir. Yaşanan bu şiddet olaylarının kendi yanlış politikalarınızın sonucu olduğunu artık görmeniz gerekmektedir.
'BU TÜR OLAYLARIN YAŞANMAMASI İÇİN SEFERBER OLACAĞIZ'
Bu vahim olayın son olmasını istiyor, Eğitim-İş olarak öğretmenlere yönelik her türlü şiddet eyleminin karşısında duracağımızı ve tepkimizi demokratik yollarla ortaya koyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Bizler, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen meslek onurumuza, haklarımıza ve emeğimize sahip çıkarak, bu tür olayların yaşanmaması için tüm gücümüzle seferber olacağız. Fakir BAYKURT’un sözlerini hatırlatıyoruz: Öğretmen yalvarmaz!!! Öğretmen boyun eğmez!!! Öğretmen el açmaz!!!" Öğretmen ders verir!!!"