
İş Gücü Piyasasının Geleceği ve Ekonomik Kalkınma Üzerine: Dr. Neslihan Gökçe Uygur ile Söyleşi
Küresel iş gücü piyasası, dijitalleşme, uzaktan çalışma modelleri ve ekonomik dönüşüm süreçleri ile büyük bir değişimden geçiyor.
İstihdam politikaları ve iş gücüne erişim konularında önemli akademik çalışmalara imza atan Dr. Neslihan Gökçe Uygur, özellikle iş dünyası, girişimcilik ve ekonomik sürdürülebilirlik alanlarında yürüttüğü araştırmalarla dikkat çekiyor. Macaristan ve Türkiye’de işletme ve yönetim bilimleri alanında önemli akademik katkılar sağlayan Dr. Uygur, doktora eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra ABD’de çalışmalarına devam ediyor.
Bugün Dr. Neslihan Gökçe Uygur ile iş gücü piyasasının karşılaştığı zorluklar, istihdam politikalarının etkileri ve geleceğin iş dünyasını şekillendiren dinamikler üzerine konuşacağız.
Öncelikle merhaba, sizi biraz tanıyabilir miyiz? Akademik kariyeriniz ve araştırma alanlarınıza nasıl yöneldiniz?
Elbette. Akademik kariyerime işletme ve yönetim bilimleri alanında başladım. Macaristan ve Türkiye’de işletme ve yönetim bilimleri üzerine çeşitli akademik çalışmalar yürüttüm. Doktora eğitimim boyunca özellikle iş gücü piyasaları, girişimcilik ve ekonomik kalkınma konularına yoğunlaştım. Şimdi ise ABD’de çalışmalarımı sürdürüyorum. Araştırmalarımın temel odağı, iş dünyasının değişen dinamiklerini anlamak ve bu dönüşümün ekonomik sürdürülebilirlik üzerindeki etkilerini analiz etmek.
İş gücü entegrasyonu ve ekonomik kalkınma üzerine çalışmaya nasıl başladınız? Bu alana yönelmenizin özel bir sebebi var mı?
Küresel iş gücü piyasaları hızla değişiyor. Dijitalleşme, göç hareketleri ve istihdam politikalarındaki dönüşüm, ekonomik büyümenin temel bileşenlerinden biri haline geldi. İş gücü piyasasının nasıl geliştiğini, hangi faktörlerin bu değişimi yönlendirdiğini ve şirketlerin bu sürece nasıl adapte olabileceğini araştırmak benim için her zaman ilgi çekici bir konu oldu. Özellikle göçmen iş gücünün entegrasyonu, iş dünyasında verimliliği artırabilecek bir faktör olmasına rağmen, bazı bölgelerde ciddi zorluklara da yol açabiliyor. Bu nedenle iş gücü entegrasyonu ve ekonomik kalkınma arasındaki bağlantıyı anlamaya yönelik akademik çalışmalara ağırlık verdim.
Çalışmalarınızın odak noktalarından biri, nitelikli iş gücüne erişim ve istihdam politikaları. Şirketlerin bu konuda karşılaştıkları en büyük zorluklar neler? Göçmen iş gücünün bu noktadaki rolü nedir?
Şirketlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, hızla değişen iş gücü ihtiyaçlarına uyum sağlamak. Dijitalleşme ve yeni teknolojilerin iş dünyasına entegrasyonu, iş gücünün yetkinliklerini sürekli güncellemesini gerektiriyor. Ancak birçok şirket, nitelikli çalışanları bulmakta ve mevcut iş gücünü yeni becerilerle donatmakta zorlanıyor. Aynı zamanda iş gücü piyasalarındaki küresel rekabet ve farklı ülkelerde uygulanan istihdam politikaları da bu süreci etkileyen önemli faktörler arasında. Göçmen iş gücü, özellikle yaşlanan nüfus ve iş gücü açığı yaşayan ülkeler için önemli bir kaynak haline geldi. Nitelikli göçmenler, teknoloji, mühendislik, sağlık ve girişimcilik gibi alanlarda ekonomiye büyük katkı sağlarken, düşük vasıflı işçiler ise tarım, inşaat ve hizmet sektörlerinde iş gücü açığını kapatıyor. Ancak, göçmenlerin iş gücü piyasasına entegrasyonu, dil bariyerleri, kültürel adaptasyon süreçleri ve yasal düzenlemeler gibi çeşitli engellerle karşı karşıya kalabiliyor. Bu nedenle, göçmenlerin ekonomik sisteme katkılarını artırmak için eğitim, sertifikasyon ve sosyal entegrasyon programlarının güçlendirilmesi gerekiyor.
Girişimcilik ve KOBİ’lerin istihdam yaratma süreçlerine katkısı üzerine de çalışmalarınız var. Sizce girişimcilik ve yerel ekonomi arasındaki ilişki nasıl şekilleniyor?
Girişimcilik, ekonomik büyüme ve istihdam yaratma açısından kritik bir faktör. Özellikle KOBİ’ler, yerel ekonomilerin güçlenmesinde ve istihdam yaratılmasında önemli bir role sahip. Yeni girişimlerin desteklenmesi, inovasyon ekosisteminin güçlendirilmesi ve girişimcilerin finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması, sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın temel taşlarından biri. Ancak girişimciliğin istihdam üzerindeki etkisi, ülkeden ülkeye farklılık gösterebiliyor. Bu nedenle girişimciliği destekleyici politikalar ve iş gücü piyasasına yönelik stratejiler birlikte ele alınmalı.
Dijitalleşme ve uzaktan çalışma modelleri, iş gücü piyasasını nasıl şekillendiriyor? Bu trendlerin ekonomik sürdürülebilirliğe etkisi nedir? Göçmen iş gücü için bu yeni çalışma modellerinin avantajları veya dezavantajları var mı?
Dijitalleşme, iş dünyasını köklü bir şekilde değiştirdi ve uzaktan çalışma artık birçok sektörde kalıcı bir model haline geldi. Bu dönüşüm, iş gücü piyasalarına hem fırsatlar hem de yeni zorluklar getirdi. Bir yandan, şirketler küresel yetenek havuzuna daha kolay erişebilir hale geldi; diğer yandan, dijital yetkinlikleri düşük olan bireyler için iş gücü piyasasına katılım daha zor hale geldi. Ekonomik sürdürülebilirlik açısından bakıldığında, dijitalleşme iş gücünün verimliliğini artırırken, eğitim ve beceri geliştirme politikalarının da bu dönüşüme ayak uydurması gerekiyor. Göçmen iş gücü açısından değerlendirildiğinde ise, bu durum hem fırsatlar hem de yeni zorluklar doğuruyor. Bir yandan, uzaktan çalışma sayesinde coğrafi sınırlamalar ortadan kalkıyor ve göçmenler kendi ülkelerinde ya da farklı lokasyonlarda çalışarak uluslararası iş gücüne katılım sağlayabiliyor. Öte yandan, dijital yeterliliklere sahip olmayan veya çalışma izinleri konusunda sınırlamalar yaşayan göçmenler için bu dönüşüm, iş bulma süreçlerini daha da karmaşık hale getirebilir.
Son olarak, iş dünyası ve politika yapıcılara ne gibi önerilerde bulunursunuz? İş gücü piyasasının geleceği için hangi stratejiler ön plana çıkmalı?
İş gücü piyasalarının sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayabilmesi için üç temel strateji öne çıkıyor. Birincisi, eğitim ve beceri geliştirme programlarının güçlendirilmesi. Çalışanların dijital becerilere ve yeni iş modellerine adapte olabilmesi için sürekli öğrenme kültürünün desteklenmesi gerekiyor. İkincisi, girişimciliğin ve yenilikçi iş modellerinin teşvik edilmesi. KOBİ’lerin desteklenmesi, yerel ekonomilerin gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Üçüncüsü ise, istihdam politikalarının küresel ekonomik değişimlere uygun olarak yeniden şekillendirilmesi. Özellikle göçmen iş gücü ile ilgili daha kapsayıcı politikalar geliştirilerek, yetenekli göçmenlerin ekonomiye daha etkili bir şekilde dahil edilmesi sağlanmalıdır. Çalışanların esnek çalışma modellerine uyum sağlaması, iş gücü piyasalarının daha kapsayıcı hale getirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen politikaların benimsenmesi, geleceğin iş dünyası için kritik öneme sahip.