Merkez Bankası faiz indirimi yaparken dolar neden artmıyor?

Merkez Bankası faiz indirimi yaparken dolar neden artmıyor?

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası(TCMB) faizi bir kez daha indirdi. Faiz tek haneye inerken doların neden artmadığı ise merak konusu oldu. Peki, faiz indirilirken dolar neden artışa geçmiyor?

Sözcü'de yer alan habere göre, ekonomistler Hakan Kara, Murat Kubilay ve Enver Erkan faiz indirimlerine rağmen kurlardaki istikrarın nedenlerini, bunun yanında seçim öncesi yaşanabilecekleri anlattı. 

bank-number-usa-bills-dollar-1232-3931.webp

"FAİZ ARAÇ OLMAKTAN ZİYADE AMAÇ HALİNE GELDİ"

"Maalesef faiz bir süredir bir araç olmaktan ziyade bir amaç haline geldi" diyen Prof. Dr. Hakan Kara, şu anda yurt içinde finansal sistemin enflasyona göre çok düşük tutulan politika faizine uyum sağlamaya çalıştığına dikkat çekti.

"FİYATLAMALAR BASTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR"

Resmi enflasyonun yüzde 85 olduğu bir dünyada faizi tek haneye indirmeye çalışmanın bütün piyasaları zorladığını vurgulayan Kara, "Kur piyasası, mevduat, kredi, devlet tahvili piyasası… Bütün fiyatlamalar tek tek düzenleme ve müdahalelerle bastırılmaya çalışılıyor" dedi.

billie-dollar-money-background-1150-737.webp

"FAİZ ARKA KAPIDAN ARTIRILIYOR"

Bir yandan faizin düşük tutulduğunu, öte yandan kurun kontrol edilmeye çalışıldığını ancak bu yapılınca da hem TL mevduat getirisinin hem de kur korumalı mevduat (KKM) getirisinin enflasyona göre çok düşük kaldığını belirten Kara, faizin arka kapıdan artırıldığına dikkat çekti:

"Vatandaşı TL mevduatta tutmak giderek zorlaşıyor. Bir taraftan da düzenlemeler de dolarizasyonu cezalandırıyor. Bu durumda bankalar da mevduat faizlerini artırmak zorunda kalıyorlar. Yani resmi faiz düşüyor ama arka kapıdan artırılıyor. Bu şekilde, kovalamaca oyunu devam ediyor."

"MÜDAHALELERLE KUR SABİTLENMEYE ÇALIŞILIYOR"

Döviz piyasasında da kapsamlı bir müdahale mekanizmasının kurulduğunu, döviz likiditesinin tek bir merkezde toplanıp oradan sisteme dağıtılmakta olduğunu dile getiren Kara, döviz işlem kısıtlamaları ve mikro düzeydeki müdahalelerle de kurun sabitlenmeye çalışıldığını söyledi.

billie-dollar-money-background-1150-744.webp

"SEÇİME KADAR SÜRDÜRÜLEBİLİR"

Enflasyondaki risklere “Anladığımız kadarıyla kur sabit tutularak enflasyon düşürülmeye gayret ediliyor ve ekonomik istikrar algısı pekiştirilmeye çalışılıyor. Fakat enflasyonun tek sebebi döviz kuru değil. Reel faiz düşük olduğu için talep hâlâ güçlü. Beklentiler ve fiyatlama davranışları da henüz düzelmedi. Bu nedenle enflasyon eğiliminin eski seviyelere dönmesi zor” sözleriyle işaret eden Kara, şöyle devam etti:

"Bütün bunları dikkate alırsak, döviz kurunu bu seviyelerde tutmanın zor olacağını söyleyebiliriz. Yine de son dönemde TCMB rezervindeki artış, küresel risk iştahındaki iyileşme ve enerji fiyatlarındaki göreli istikrar mevcut politikanın en azından seçim dönemine kadar sürdürülebileceğine işaret ediyor."

business-man-counting-dollar-banknote-online-business-concept-1150-6406.webp

"ATILAN ADIMLAR EKONOMİDE YAVAŞLAMAYI DA BERABERİNDE GETİRDİ"

Türkiye ekonomisi; yüksek enflasyon ve düşük faiz ortamında, küresel piyasalarda işlerin gelişmekte olan ülkeler lehine gitmediği bir dönemde, bu yöntemlerle dış ödemeler dengesi riskini kısmen dindirmeyi başardı. Böylece Sri Lanka'nın durumuna düşmedi ve Mısır, Pakistan ile Tunus gibi karşılaştırılan diğer ülkeler gibi IMF kaynaklı döviz kaynaklarına başvurmadı” diyen ekonomist Murat Kubilay ise, atılan adımların ekonomide yavaşlamayı da beraberinde getirdiğine dikkat çekti:

"Diğer taraftan bu önlemlerin kısa vadede ekonomik aktiviteyi bozucu, yani büyümeyi düşüren olumsuz etkisi oldu. Ayrıca kara para merkezi haline gelindiğine dair yurt içinde ve dışında kötü bir zan altında kaldı."

billie-dollar-money-background-1150-745.webp

"TCMB'NİN BANKALARA BASKI YAPTIĞI KONUŞULUYOR"

Kış aylarına işaret ederek “Geride kalan 6 ayı bırakıp önümüzdeki 6 aya odaklanırsak eğer, kaynağı belirli sermaye akışının olmaması ve cari açığın kış aylarında doğal olarak artması neticesinde, Türkiye'yi yine zor günler bekliyor” uyarısında bulunan Kubilay, “TCMB'nin elindeki satılabilir rezerv kısıtlı; bu nedenle Rusya ile yapılan doğalgazın ruble ödenmesi ve Suudi Arabistan'dan sağlanacak döviz mevduat önemli olacak. Bir taraftan Türkiye yurt dışından pahalı da olsa hâlâ borçlanabiliyor, diğer taraftan borçlanma miktarı düşük olduğu için net döviz çıkışı sürüyor. Hatta bu noktada TCMB'nin bankalara sürekli baskı yaptığı konuşuluyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu esnada seçimlere doğru önümüzdeki 6 aya ilişkin en kritik faktörlerin; kredi politikasının ne derecede genişletileceği ve ekonomi yönetiminin benzer döviz kaynaklarına alışılmadık yöntemlerle ne derece erişmeyi başarabileceği olduğunu dile getiren Kubilay, şöyle devam etti:

"BU DURUM YIKICI SÜRECİ 2023'E ÖTELERKEN, İSTİKRARIN KORUNMASINI ZORLAŞTIRIYOR"

"Çünkü mevcut rezervler finansal istikrarı korumaya bir süre daha yeterli olsa bile bu haliyle oldukça genişleyici kamu harcamalarının ve kredi musluklarının açılmasının yan sonucu olan dövize talebi dengeleyecek durumda henüz değil. Bir taraftan iktidar bir şekilde ve başarılı olarak endişe ettiğimiz senaryoları öteliyor, diğer taraftan eldeki imkanlarını gittikçe tüketiyor. Bu durum yıkıcı süreci 2023'e ötelerken, seçimlere kadar istikrarın korunmasını daha da zorlaştırıyor."

transparent-bills-with-buildings-1160-900.jpg

"ÖNÜMÜZDEKİ 6 AYDA TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GELECEĞİ TAYİN EDİLECEK"

"Tabii ekonomi politikası seçim odaklı yürütüleceği için, anketlerdeki durum ve iktidarın kaybetme ihtimali arttıkça daha çok ekonomide gaza basacağı da dikkate alınmalı" diyen Kubilay, "Son olarak küresel piyasalar ve dünya ekonomilerindeki çalkantı ve yavaşlama da önümüzdeki 6 ayda Türkiye ekonomisinin geleceğini tayin edecek" yorumunu paylaştı.

"SEÇİM ÖNCESİ PARA VE MALİYE POLİTİKALARI GEVŞEK OLACAK"

Normal şartlar altında lira üzerinde ciddi sorun teşkil etmesi gereken yüzde -76,5’lik reel faiz pozisyonuna rağmen döviz kurundaki statükonun bozulmayacak gibi göründüğünü, 2021'deki benzer 500 baz puanlık faiz indirim döngüsünün aksine içinde bulunduğumuz koşullarda muhtemelen marjinal bir lira amortismanının görülmeyebileceğini belirten Erkan, “Banka, durumu alternatif araçların kullanılacak olmasına ileriye dönük bir referans vererek açıklıyor ve lira/enflasyon döngüsüne karşı olan planın perspektifinin para politikasıyla değil, alternatif araçlarla yürütüleceğini ortaya koyuyor. Seçimler öncesinde para ve maliye politikaları gevşek olacağından herhangi bir politika perspektifi dönüşü beklemiyoruz” dedi.

Bu durumun dönemsel fiyat oynaklıklarını tetikleyerek baz etkisi silindikten sonra enflasyon eğiliminin tekrar yukarı doğru olmasına yol açabileceği çekincesini taşıdıklarını belirten Erkan, “Baz etkisi 2023'ün ortalarına doğru enflasyonu yüzde 40-50 bandı içine indirdikten sonra ana eğilim, fiyat katılığı, talep asimetrisi, beklenti kanalı ve atalet olgusunun enflasyonun konusu olacağını değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

various-different-euros-1101-2626.jpg

"BU SENE LİRANIN YÜZDE 28,6 ORANINDA DEĞER KAYBI SÖZ KONUSU"

Öte yandan liranın gelecek dönem değer ve oynaklık göstergelerinin zeminin de kaygan olduğunu düşündüklerini belirten Erkan, “Bu sene liranın yüzde 28,6 oranında gerçekleşen bir değer kaybı söz konusu. TCMB ve ekonomi otoriteleri liranın seviyelerini sabit tutmak adına başta rezerv tamponları ve döviz talebini azaltmaya yönelik tedbirler konusunda aktif olduğundan bu seviyeler korunmaya devam edebilir. Rezerv yeterlilik ölçütleri standardizasyonu ve dış finansman sürekliliği gibi konuları ele aldığımızda bu durumun ne kadar süre etkili olduğuna bakacağız.” dedi.