Kabataş'a Beton Martı Projesi tam gaz

Kabataş'a Beton Martı Projesi tam gaz

Kent ve çevre örgütleri temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında, İstanbul Kent Savunması adına açıklama yapan Selen Bilgör, "İnşaatın başlama tarihi 10 Ağustos 2016 iken revize edilen projenin Koruma Kurulu kararı 6 Ekim 2016, ÇED gerekli değildir kararı ise 26 Ekim 2016 tarihlidir. Üstelik plan değişikliği de hala askıya çıkartılmamıştır" diyor.

YURT Gazetesi-Ali AVCU/ İSTANBUL’UN Avrupa yakasını kuzey-güney ekseninde bölecek olan Kanal İstanbul Projesi; bu projeyle birlikte düşünülen ve Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bakırköy, Başakşehir, Esenler, Eyüp, Küçükçekmece ilçelerini kapsayan Yeni Şehir Projesi; kuzey ormanlarının kalbinde yer alan

76.500.000 m²’lik 3. Havaalanı Projesi; bilirkişi raporunda planlama ilkeleri, şehircilik esasları ve kamu yararına uygun olmadığı belirtilen Kuzey Marmara Otoyolu Projesi ve onun bir parçası olan 3. Köprü inşaatı, Türkiye’nin en büyük köyü için anılan başlıca büyük projeler. Bunların haricinde onlarca irili ufaklı başka projeler de mevcut elbette.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Yapı İşleri Daire Başkanlığı tarafından, 2009 yılında satın alınan Kabataş Projesi de yukarıda anılan onlarca projeden sadece biri. Önce projeden bahsedelim biraz…


Proje başladı ama planlar hala yok


Kent ve çevre örgütleri temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında, İstanbul Kent Savunması adına açıklama yapan Selen Bilgör, "İnşaatın başlama tarihi 10 Ağustos 2016 iken revize edilen projenin Koruma Kurulu kararı 6 Ekim 2016, ÇED gerekli değildir kararı ise 26 Ekim 2016 tarihlidir. Üstelik plan değişikliği de hala askıya çıkartılmamıştır" diyor.


İstanbul’dan gayri her şey


Projenin durdurulmasına yönelik 15 bin imza toplandığını vurgulayan Selen Bilgör, “İBB Başkanı Kadir Topbaş, ‘bir otobüs durağının yerini dahi halka soracağım’ sözünü unuttu. İstanbul’un tarihi ve kültürü tahrip ediliyor” diyerek, İstanbul’un, İstanbul’dan gayri her şeye benzetildiğini haykırıyor, belki sesimiz duyan birileri çıkar diye çaresizce. Selen Hanım projenin mimarına da yükleniyor, "Biz betona ‘beton’, bu kenti Betonkent eylemeyi düşünene de mimar değil ‘BetonKafa’ deriz" sözleriyle.


Transfer merkezi olacak


İSTANBUL Kabataş sahilinde geçtiğimiz aylarda yapımına başlanan, kanatları açık bir martı şeklinde tasarlandığı için kamuoyunda "Martı Projesi" olarak bilinen "Kabataş Transfer Merkezi Projesi"nde denize doğru uzanacak iskeleler için kazık çakma işlemleri tüm hızıyla sürüyor. İskelelerin yüksekliği, şehrin siluetini bozmaması için 9.5 metreyi geçmeyecek. Projede deniz otobüsü, vapur ve deniz otobüsü iskeleleri yenilenecek. İnşaat nedeniyle Kabataş 2 yıl deniz trafiğine kapalı kalacak. Proje kapsamında yaklaşık 90 bin metrekarelik alanın yeniden düzenlenmesi bekleniyor. 2016 yılında metro ilavesi kararı verilen projede otomobillerin geçtiği yol yeraltına alınıp, tüm entegrasyon bu alanda sağlanacak. Proje ile Kabataş İskelesi, Kabataş-Taksim füniküler hattı ve yapımına başlanan Mahmutbey - Kabataş metro hattı entegre olacak.


Kamu-toplum yararı araştırılmadı


Proje öncesinde kamu yararı, insanların ihtiyacı gibi farklı konularda ne tür çalışmalar yapıldığına yönelik hiçbir bilgi bulunmadığını dile getiren İstanbul Kent Savunması, “Beton Martı Projesi” olarak adlandırdığı Kabataş Transfer Merkezi Projesine ilişkin ödevini iyi çalışmış. Oluşum, planların keyfi biçimde ve kamuoyunun bilgisi dışında oldubittiye getirilerek hayata geçirildiği konusunda ısrarlı.


İstanbul Kent Savunmasının, söz konusu projeyle ilgili itirazlarının bazılarını şöyle sıralayalım;


*Kabataş halihazırda bir transfer noktasıdır. Tramvay, otobüs, iskele ve füniküler Kabataş’ta birbirine entegre durumdadır. Dolayısıyla projenin bu hatları entegre hale getireceği söylemi gerçeği yansıtmamaktadır. Bu hatların kesiştiği noktada rehabilitasyon çalışmaları yeterli ve gereklidir.


*Proje İstanbul çevre düzenleme planında olmadığı gibi, Boğaziçi imar yönetmeliğine, koruma mevzuatına ve planlama disiplinine aykırıdır. Bunların dışında ÇED raporu ve sahil güvenliği onayı yoktur. Üstelik yaklaşık 3 yıl boyunca Kabataş iskelelerinin kullanılamayacağı da düşünüldüğünde, plan kamu yararına da aykırıdır. Oysa ki iskelelerde yapılacak bir rehabilitasyon çalışması etap etap ele alınabilir ve iskeleleri kullanan vatandaşların mağduriyetinin önüne geçilebilir


*Bir tarafında Dolmabahçe Sarayı ve Bezmiâlem Valide Sultan Camii, diğer tarafında ise Mimar Sinan’a ait Molla Çelebi Camii bulunan Kabataş İskelelerinin olduğu alanın dolgu yapılarak boğaza doğru genişletilmesiyle hem boğazın silueti bozulacak hem de martı şeklindeki devasa bir beton yapı nedeniyle bölgenin tarihi dokusu geri dönüşü olmayacak şekilde zarar görecektir.


Gelelim sorulara


Evet, Kabataş Transfer Merkezi Projesi hızla ilerliyor, tüm eleştiriler rağmen. Ancak biz yine de İstanbul Kent Savunmasının “acil yanıtlanması gerekiyor” dediği soruları tekrarlayalım bir kez daha.


*Her gün on binlerce insanın kullandığı bir transfer noktasının, alternatif ulaşım ağları olmamasına rağmen oldubittiye getirilerek kapatılacak olması karşısında yaşanan mağduriyet nasıl giderilecek?


Belki de daha önemlisi, bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde inşa edilecek devasa beton martının, sit alanına vereceği zarar nasıl telafi edilecek? Edilebilecek mi?


Ne dersiniz Kadir Başkan,


“İstanbul’da bir otobüsün yerini dahi halka soracağım” sözünü veren siz, “ben otobüs durakları için söyledim, mega projeler için değil” diye mi cevap vereceksiniz?