En yüksek reytingli 12 dizi incelendi! Ortak noktaları...

En yüksek reytingli 12 dizi incelendi! Ortak noktaları...

"Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi" hayata geçirildi. Çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı .

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) televizyon dizilerinde kadının toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun konumlanmasını desteklemek amacıyla dizi sektörü paydaşları ile birlikte "Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi"ni hayata geçirdi.

Proje kapsamında Türkiye'de ulusal televizyon kanallarında yayınlanan popüler dizilerde toplumsal cinsiyet kalıplarının ve rollerinin yer alış biçimlerini tespit etmek amacıyla Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyeleri tarafından TV Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği-Mevcut Durum Araştırması hazırlandı.

Söz konusu araştırma kapsamında, 1-31 Mayıs 2017 tarihleri arasında yayınlanan ve bu dönemdeki reyting oranlarına göre altı ulusal kanaldan toplam 12 dizi seçildi.

12 dizinin dörder haftalık bölümlerinin her birinde yer alan ana ve yan karakterler üzerinden kadın-erkek karakterlerin sayısal dağılımı, görünürlükleri, yaş aralıkları, medeni durumları, fiziksel halleri, karakter özellikleri, işe ve eve dair sorumlulukları, rolleri, söz ve eylemleri incelendi.

'KADIN KARAKTERLER KALIPLARA SIKIŞIYOR'

Araştırmanın ortaya koyduğu bulgular şöyle:

Dizilerdeki ana ve yan karakterlerin sayısı, yüzde 47 kadın ve yüzde 53 erkek olmak üzere dengeli. Ancak en çok izlenen dizilerde toplam görünürlüğün yaklaşık üçte ikisi erkek karakterlere ait. Bu anlamda görünürlük dengesiz.
Kadın karakterler kalıplara sıkışıyor ve fiziksel özellikleriyle ön plandalar.
Kadınların iş hayatında görünürlüğü sınırlı. Dizilerde kadın karakterlerin yüzde 80'ini iş dışı mekânlarda bulunurken, ev işi içerikli sahnelerin yüzde 92'si kadın karakterler için, iş içerikli söz ve eylemlerin yüzde 82'si erkek karakterler için yazılıyor.

''KADIN GİBİ OLMAK' AŞAĞILAMA ANLAMI TAŞIYOR'

 Genç kadın' karakter sayısı, erkek karakterlere oranla 2.5 kat daha fazla. Kadın oyuncularda yaş aralığı 16-39 ile sınırlı tutulurken, erkek oyuncularda bu seviye 64 yaşa kadar çıkıyor.

'Kadın gibi olmak' ifadesi, kadınlar için kullanıldığında dahi yüzde 62 oranında aşağılama anlamı taşıyor. Ağlama ve hüzün içeren sahnelerin yüzde 73'ü kadınlar için, şiddet ve tehdit içeren sahnelerin yüzde 79'u erkekler için yazılıyor. Buna göre her üç kadından ikisi zayıf karaktere sahip.
Erkeklerin aksine bütün kadın karakterlerin medeni durumu biliniyor. Dul ve boşanmış kadın karakterler, aynı medeni durumdaki erkek karakterlerden beş kat fazla.
Erkekler, babalık rolünde görünmüyor. Ebeveyn rollerinin yüzde 79'unu kadınlar canlandırırken, bu oran erkeklerde yüzde 21'de kalıyor.

'KADINLA ERKEĞİN DÜNYASINI BU KADAR AYRIŞTIRMAYA GEREK YOK'

TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl, cinsiyet eşitliğinin TV dizilerinde gözetilmesi için yol haritası çıkardıklarını ifade ederek, dikkat edilmesi gereken hususları şöyle anlattı:

"Karakter, duygu ve meslek çeşitliliğini artırmak önemli. Kadınla erkeğin dünyasını bu kadar ayrıştırmaya gerek yok. Hayata, işe ve eve dair sorumlulukları dengeli paylaşmak çok kıymetli. Bunu daha iyi gösterebilirsek dizilerimizde çocuklarımıza iyi bir mesaj olacak. Şiddeti sıradanlaştırmamak mühim. Bunun yanı sıra eşitlik zihinde ve dilde başlar. Dilin kullanılmasına dikkat. Son olarak da iş hayatında kadın, güçlü kadınlar ve kararları verebilen kadın figürleri muhakkak yer almalı."

'HÜZÜN İÇEREN SAHNELER KADINLAR, TEHDİT SAHNELERİ ERKEKLER İÇİN'

 Toplantıda, "Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması"nın yazarları Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. İrem İnceoğlu, araştırma sonuçlarının aktarıldığı sunumda, dizilerde kadın karakterlerin yüzde 80 iş dışı mekanlarda bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

"Ev işi içerikli sahnelerin yüzde 92'si kadın karakterler için, iş içerikli söz ve eylemlerin yüzde 82'si erkek karakterler için yazılmış durumda. 'Genç kadın' karakter sayısı, erkek karakterlerden 2,5 kat daha fazla. ‘Kadın gibi' olmanın, kadınlar için dahi yüzde 62 aşağılama ifadesi olarak kullanıldığı göze çarpıyor. Araştırma, ağlama ve hüzün içeren sahnelerin ise yüzde 73 gibi bir çoğunlukla kadınlar için, şiddet ve tehdit içeren sahnelerin yüzde 79'unun ise erkekler için yazıldığını ortaya koydu."