
Ahmet Şık'tan AKP-MHP'ye 'Can Atalay' sorusu: "Erdoğan, Sinan Ateş suikastındaki MHP bağlantıları nedeniyle şantaj mı yapıyor?"
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Can Atalay için yapılan basın açıklamasında, AKP ve MHP'ye dikkat çeken bir soru yöneltti.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Çağlayan’daki adliye önünde Can Atalay'ın tahliye edilmemesi nedeniyle düzenlenen eylemde çarpıcı açıklamalarda bulundu.
SİNAN ATEŞ SUİKASTINA DİKKAT ÇEKTİ
Atalay’ın AYM kararlarına rağmen tahliye edilmemesinin Cumhur İttifakı ortakları AKP ve MHP arasındaki gerilimlerle ilgili olup olmadığını soran Şık, yüzde 40+1 üzerinden başlayan anayasa değişikliği tartışmasına ve eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş suikastına dikkat çekti. Şık konuya ilişkin açıklamasında “Ülkü Ocakları eski başkanı Sinan Ateş öldürüldü. MHP ile bağları olan birtakım tetikçiler ve onlarla ilintili, geçen dönem milletvekili olan birinin de adının karıştığı dosya ile ilgili bir soruşturma var” diyerek şöyle devam etti:
"SİNAN ATEŞ SUİKASTI İLE BİR İLGİSİ VAR MI YOK MU?"
“Adalet Bakanı’na soruyorum; Can Atalay ile ilgili olarak Anayasa’yı ilga etme suçunu işleyen bu yargı tasarrufunun, Sinan Ateş suikastı ile bir ilgisi var mıdır yok mudur? Sinan Ateş soruşturmasını yürüten savcının, avukat olan zanlılardan birinin telefonundan ele geçirdiği ve MHP’nin üst düzey bir yöneticisi ile Ülkü Ocakları’nın üst düzey bir yöneticisi arasında Sinan Ateş’e yönelik bir saldırı planlamasına dair konuşmanın tespit edilmesi ile ilgisi var mıdır?
"ERDOĞAN KÜÇÜK ORTAĞINA ŞANATAJ MI YAPIYORDUR?"
Bu krizi önünde bulan ve fırsata çevirmeye çalışan Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Bu krizden yola çıkarak cumhurbaşkanlığı seçimine dair yüzde 40 tartışması başlatan Erdoğan, kendi iktidarının küçük ortağına, Sinan Ateş suikastındaki MHP bağlantıları nedeniyle cumhurbaşkanlığı seçiminde bir değişikliğe gitmek yönünden şantaj mı yapıyordur? Can Atalay böyle bir iktidar kavgasının, böyle berbat bir yargı düzeninin parçası olarak bir kanunsuzluğun esiri olarak mı içeride tutulmaya devam edilmektedir?”
"ORTADA SADECE AKP-MHP'NİN, BAHÇELİ'NİN İSTEDİĞİ BİR YARGI DÜZENİ VAR"
Herhangi bir anayasa yok, hukuk yok, yargı yok, adalet yok, ceza kanunları yok. Ortada sadece AKP ve MHP'nin istediği, Devlet Bahçeli'nin istediği bir yargı düzeni var. Ve bize düşen tek şey, sadece buradaki avukat meslektaşları olarak değil aslında bir bütün olarak halkımıza düşen tek şey, yargının, adaletin, hukukun yerine gelmesi için, hakkın, hakikatin ortaya çıkarılabilmesi için sesimize ses katmak. Sesimizi yükseltmek dışında başka hiçbir çaremiz yok. Bu düzenden hiç kimse azade değil. Bizi burada dinleyen, dinlemeyen herkes 'Beni ilgilendirmez, benim başıma gelmez' diye düşünmesin. Son 5-6 senede yüz binlerce insan bu ceza mahkemelerinde yargılandı. Haksız, hukuksuz şekilde işinden, ailesinden, yurdundan edilir bir duruma geldi. Bunların hepsi AKP-MHP faşist iktidarının ve onun eli kolu olan yargı düzeniyle yerini bulmuş bir durumda. Bizim tek amacımız, hukukun, adaletin yerini bulması, hukukla ilgili bütün mekanizmaların işlemesidir. Herkesi sadece buraya değil, bulunduğu her alanda ortak mücadeleyi, var olan mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.
"KORKACAĞINIZ TEK ŞEY ZALİMLİĞE BOYUN EĞMEK OLMALI"
“Bu soruların aynısını sadece Can Atalay için değil, Çiğdem Mater, Osman Kavala, Tayfun, Mine, Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Kürt siyasetçilerin hepsi için sorulması gerekiyor” diyen Şık, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Bu tür mücadelelere, hak hukuk, demokrasi, barış mücadelelerine destek vermekten korkan yurttaş da herhangi bir güvence olmadan yaşamına nasıl devam edeceğine dair kendisine bir soru sorması gerekiyor. Bu korkunun esiri olmaktansa, korkacağınız tek şey zalimliğe boyun eğmek olmalı. Bu zalimliğe boyun eğmekten, diz çökmekten, teslim olmaktan korkun.”