Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör bugünkü köşesinde TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil'in Ukrayna'dan mühendisleri Türkiye'ye davet etmek için temaslarda bulunduğunu yazdı. 

Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör'ün yazısının ilgili kısmı şu şekilde;

"...Bir başka adım da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nden (TUSAŞ) geliyor. Duyduğuma göre, TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, Ukrayna'dan mühendisleri Türkiye'ye davet etmek için temaslarda bulunuyor. Ukraynalı mühendisleri Antalya Teknokent'te açılan Ar-Ge ofisine çağırmak için girişimler başlatılmış...
***
Bu stratejik bir hamle...
Neden mi?
Malum, Türkiye ile Ukrayna, savunma sanayisinde uzun süredir kapsamlı bir işbirliği gerçekleştiriyor. TUSAŞ'tan Aselsan'a ve Baykar'a kadar birçok savunma sanayi şirketinin Ukrayna'daki firmalarla anlaşması var. Ukrayna'nın savunma ihracatından sorumlu kuruluşu Ukrspetsexport, Aselsan ile sözleşme imzalamıştı. TUSAŞ Ukrayna Ulusal Havacılık Üniversitesi'yle işbirliği yapmıştı. ATAK 2 olarak bilinen Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri'nde kullanılan motorlar Ukraynalı Motor Sich şirketiyle yapılıyordu. Ukraynalı şirketten 2025'e kadar 14 adet motor tedariki için anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşma kapsamında iki adet motorun teslimatı eylülde yapılması öngörülüyordu. Sorun yaşanması ihtimaline karşı B planı oluşturuluyordu. Bir süredir devam eden yerli motor çalışmalarının yoğunlaşması gündemdeydi. Geçtiğimiz günlerde de uçak ve gemi motoru üreten, Türkiye'de birçok şirketle anlaşması olan Zorya Maşproekt firmasının Ukrayna'daki fabrikası vurulmuştu. Bu gelişmenin ardından Hindistan hemen harekete geçmiş, fabrikada çalışan mühendisleri kendi ülkesine çekmek için hamle yapmıştı.
Hindistan'a giderler mi bilemem. Ama Ukraynalılar Antalya'yı sever. Dolayısıyla Türkiye bu hamlesinde ısrar ederse başarılı olabilir. Bu da savunma sanayisi açısından önemli bir beyin göçünün ülkemize çekilmesi anlamına gelir..."

'SAVUNMA SANAYİMİZE ZARAR VERDİ'
Öte yandan Mustafi Tümamiral-İstanbul Topkapı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı Ukrayna'da Rus askeri güçlerince vurulan fabrikanın Türkiye'nin savunma sanayindeki kritik önemde olduğu görüşünü savunmuştu. 

Zorya Maşproekt firmasının vurulmasının Türkiye'ye çok büyük etkileri olacağını öne süren Mustafi Tümamiral-İstanbul Topkapı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı "Gemiler için gaz türbini üretmekte olan Ukrayna'daki bu fabrika aynı zamanda uçak ve gemi motoru da yapıyordu. Santrallarin gaz türbinlerini yaptığı gibi çeşitli alanlarda dizel makina yapma kabiliyeti var. Türkiye bu fabrikayla anlaşma imzalamıştı. Türkiye gemi makinaları, uçak motorları, helikopter motorları, İHA motorlarını bu ve bunun gibi bir iki firmayla Ukrayna ile beraber yapacaktı. Bu çok önemliydi. Türkiye'nin savunma sanayi barajını aşması için bu çok önemliydi" ifadelerini kullandı.

'MÜHENDİSLER TÜRKİYE'YE DAVET EDİLMELİ'
O mühendislerin Türkiye'ye davet edilmesinin çok önemli olacağını ileri süren Mustafi Tümamiral-İstanbul Topkapı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı "Biz yerlilik oranı olarak yüzde 70-80 diyoruz. Gemide, uçakta, tankta. Aslında sayısal, niceliksel yerlilik oranı hiç önemli değil. Aslolan niteliksel. Motoru olmayan tankın ne anlamı olabilir? Motoru, makinası olmayan geminin ne anlamı olabilir? Bunlar çok önemli. Sanayinin altyapısı makinadır, tahrik sistemidir. Tahrik sistemi yoksa gerisi makyajdır, uçuramadıktan sonra demir yığınıdır. Ama bizim gönlümüzden geçen 'keşke şunun makinasını yapabilseydik' diyorduk, onu da çözmüştük ama bombalandı. Türk savunma sanayi açısından kıymetli tesisti. Hindistan'ın 30 tane savaş gemisinin gaz türbini burada yapılacaktı. Türkiye bence buradaki mühendisleri buraya getirmeli. Hindistan şimdi getirmeye çalışıyor." açıklamasında bulunmuştu.

Mustafi Tümamiral-İstanbul Topkapı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı, "ASELSAN-Ukrspetsexport ve TUSAŞ-Ukrayna Ulusal Havacılık Üniversitesi arasında işbirliği anlaşmaları vardı. Hem uçak hem helikopter hem diğer hava araçlarını yapabilmek için. O da şimdi inkıtaya uğradı. Bu üç alanda Rusya'nın Ukrayna'yı sıkıştırması Türkiye'nin savunma sanayisine zarar verdi. Bizim Rusya ile de savunma sanayi işbirliğimiz var. Bu yaptırımlar nedeniyle ve S-400 yüzünden zaten başımız sıkıntıya girmişti NATO'yla. SU-35 Jet Avcı Uçağı, SU-57 gibi uçakları da Rusya'dan tedarik etme ihtimalimiz vardı. Bu alternatif de rafa kaldırılmış oldu." şeklinde konuştu.