
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'tan karikatür açıklaması!
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, Leman Dergisi'nde yer alan ve tartışmalara neden olan karikatüre ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Leman Dergisi'nde yer alan ve tartışmalara neden olan karikatüre ilişkin, "O karikatür benim asla kabul edemeyeceğim bir şey. Provokatif olarak değerlendirdiğim bu hamleyi niye yapıyorsunuz? Siz bununla birlikte hükümetin ekmeğine resmen yağ sürüyorsunuz. Dergi bir şey yapıyor, provokatif bir grup da Atatürk'e, Cumhuriyete laf etmeye başlıyor. Ne alakası var ya konunun bununla?" dedi.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Sözcü TV’de Başkent Kulisleri programına konuk oldu. Hüseyin Baş, şunları söyledi:
''Eğer iktidarın işine gelmeyen şeyleri anlatıyorsanız yani gerçekleri anlatıyorsanız, halkı aydınlatıyorsanız halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymış muamelesi görüyorsunuz. Halbuki halkı yanıltmıyorsunuz, halka gerçekleri anlatıyorsunuz. Hangi konumda, hangi sıfatta, hangi işte bir vatandaş olursanız olun, her birimize uygun suçlar üretilebilecek mekanizmalar oluşturulmuş vaziyette. Bu durum iktidarın aslında artık iktidarını muhafaza edemediğinin bir ispatıdır. İktidarını kaybetme hususunda büyük bir korku içinde olduğunun ispatıdır. O korkuyu depreştiren bütün unsurlar, bütün argümanlar masadan kaldırılmalıdır. Kim bu? Sözcü TV ise, Sözcü TV kaldırılmalıdır. Halk TV ise, Halk TV kaldırılmalıdır. Bir siyasi parti genel başkanı veya üyesi veya bir yöneticisi ise, o masadan kaldırılmalıdır. Bir belediye başkanı ise, o masadan kaldırılmalıdır. Dolayısıyla iktidarın iktidarını tehdit eden bütün unsurlar göz önünde olmamak durumunda… Böyle bir hukuk düzeni oluşturuldu.
''Anlaşılan Türkiye'nin önünde kritik bir eşik var ki böyle bir yasaklama geliyor''
Anlaşılan Türkiye'nin önünde kritik bir eşik var ki böyle bir yasaklama geliyor. Sizce bu kritik eşik ne olabilir? Terörsüz Türkiye'nin yeni adımı haftaya hayata geçirilecek diye bugün bazı açıklamalar geldi. Silah bırakma sürecine başlanacağı söyleniyor. Dolayısıyla Türkiye yeni şeylerin yaşanacağı bir sürece giriyor gibi görünüyor. Belki de sizlerin bunların haberini yapmamanız, bunları yorumlamamanız gerekiyor. Halbuki ben hep şunu söylerim; bir ülkede iktidarın korkması gereken, ona karşı muhalefet eden veya fikir üreten veya ona faydalı bir şeyler sunmaya çalışan insanların konuşması değil, korkması gereken o insanların susması.
''7 aydır her pazartesi karakola gidip imza atıyorum''
Ben 7 ay oldu hala imza atıyorum. Haftada bir gün gidiyorum ve imzamı atıyorum. İlk olduğunda, ‘ben devletim için boş kağıda imza atarım’ dedim. Mesele değil, atalım da niye atıyoruz? Bunu bir açıklayın. Ortada bir gerekçe bize göre yok ama hala imzayı atmaya devam ediyoruz. Ben her pazartesi aynı yerde bulunmak durumundayım, başka bir yere gidemiyorum.
Toplumun bir kavgası yok ki bu ülkede. Kürt'ün Türkle, Laz'ın Çerkezle, Alevi'nin Sünniyle bir kavgası yeminle söylüyorum yok ama provokasyon her zaman oluyor. İşte Leman dergisi hikayesi. O karikatür benim asla kabul edemeyeceğim bir şey. Provokatif olarak değerlendirdiğim bu hamleyi niye yapıyorsunuz? Siz bununla birlikte hükümetin ekmeğine resmen yağ sürüyorsunuz. Dergi bir şey yapıyor, provokatif bir grup da Atatürk'e, Cumhuriyete laf etmeye başlıyor. Ne alakası var ya konunun bununla? Ne ilgisi var?
''Türkiye’de dine en çok hizmet bir insan varsa o da Atatürk’tür''
Bakın Türkiye'de Türkiye'nin huzur içinde yaşamasını istemeyen aşırı uç iki tarafın da buluştuğu nokta şudur; Atatürk dinsizdir! İkisi de burada buluşur. İkisinin de söylediği budur ve hakikat bunun tam tersidir, tam olarak tersidir. Bakın çok net söylüyorum; eğer İslam dinine birisi hizmet etmişse bu ülke tarihinde o hizmeti en çok yapmış kişi de Atatürk'tür. Türk milletine birisi hizmet ettiyse Türklüğe, o hizmeti de en çok yapmış kişi Atatürk'tür. İnsanlığa bir hizmet yapıldıysa bu coğrafyada o hizmeti de en çok Atatürk yapmıştır. Antiemperyalizme karşı bir duruş gösterildiyse de o duruşu da en güçlü gösteren Atatürk'tür. Bu konularda ‘en en’ sıralayabileceğiniz kişi Atatürk'ün kendisidir.
Türkiye'de bu etnik meselenin sanki 100 – 200 yıllık bir geçmişi varmış da bunu bugün oturup çözmemiz gerekiyormuş gibi bir algı oluşturuluyor. Biz bu algıya karşıyız çünkü Türkiye'de yaşayan insanların birbiriyle hiçbir problemi yoktur. Siz bunun ötesinde bir etnik gruba ‘A, B, C fark etmez biz bir şeyler tanımlayalım’ derseniz bu eşitlik olmaz. Bu imtiyaz olur. Biz buna da karşıyız. Çünkü sizin A grubuna vereceğiniz imtiyazı yarın B grubu da talep edecek, ertesi gün C grubu da talep edecek. Dolayısıyla Türkiye'nin en önemsemesi gereken noktanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğü ve üniter yapısı olması lazım. Bu üniter yapıyı muhafaza etmek için bizim tüm gayreti ortaya koymamız gerekiyor. Bunu zedeleyecek herhangi bir adımda, herhangi bir işin içinde herhangi birimiz olursa ülkemize çok büyük yanlış yapmış oluruz. Bu sürecin bu tip riskleri barındırdığını biz söylüyoruz.
“İktidar anayasa değişikliğini cumhurbaşkanının bir kez daha adaylığının önünü açmak için istiyor”
İktidar anayasa değişikliğini istediğini açık açık söylüyor. Neyi değişmek istiyor olabilir? Bence en önemli madde 101.madde yani Cumhurbaşkanının tekrar adaylığı, tekrar seçilebilmesinin yolunun açılması. Dolayısıyla 101'in değişmesi için başka maddelerin tartışılabileceği bir ortam olabilir bence. Sayın Cumhurbaşkanının bir kez daha aday olması, onun önünün açılması, ağırlıklı olarak onun önünün açılması. Ben böyle bir şey bekliyorum."