
CHP Sözcüsü Faik Öztrak'tan zamlara tepki: Çok daha kötü günler yaklaşıyor
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuştu. "Hükümet torba yasalarla, Cumhurbaşkanı kararlarıyla zam oldu,Zulüm oldu milletin üstüne yağdı." diyen Öztrak, "çok daha kötü günler yaklaşıyor" yorumunda bulundu.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuştu. Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
Değerli Basın Mensupları,
Dün akşam
Irak’ın kuzeyinde süren terörle mücadele operasyonlarında
İki Mehmetçiğimiz şehit oldu.
Yüreklerimiz dağlandı.
Sözlerime başlarken şehitlerimize Allah’tan rahmet,
Acılı yakınlarına ve milletimize sabır diliyoruz.
Yine hafta sonunda Karadeniz’de
Pek çok ilimizde sel ve toprak kaymaları yaşandı.
Samsun’da bir vatandaşımız sele kapılarak
Hayatını kaybetti.
Kendisine Allah’tan rahmet,
Kederli ailesine başsağlığı diliyoruz.
Genel Başkanımız felaketin ardından derhal
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’ı görevlendirdi.
Belediyemiz her türlü araç gereç ve personeliyle bölgede,
Afetlerden etkilenen vatandaşlarımızın yardımına koştu.
Daha sonra yine Genel Başkanımızın talimatıyla
Diğer belediyelerimiz de yardım çalışmalarına katıldı.
Bu sabah 8.00 itibariyle
Sel felaketine uğrayan 7 kentimizde 60 belediye personeli,
30 ağır iş makinası görev yapıyor.
Yine içme suyu ve gıda yardımı taşıyan
Çok sayıda TIR da bölgeye gidiyor.
Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız
Ahmet Akın
AFAD ve bölge belediyeleriyle işbirliği içinde çalışmaları yürütüyor.
Yine Genel Başkanımızın talimatıyla
Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız
Semra Dinçer başkanlığında bölge milletvekillerinden oluşan bir heyet
Zonguldak’ta incelemelerde bulunuyor.
Değerli Basın Mensupları,
“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız,
O ülkede insanların
Nasıl öldüğüne bakın” diyor Albert Camus.
Erdoğan yönetiminde geçen 21 yılda,
Göz göre göre gelen krizlerde,
Borcunu ödeyemeyen çiftçiler,
İş bulamayan gençler,
Çocuğuna pantolon alamayan babalar canlarına kıydı.
İnsanlar valiliklerin önünde kendini yakarak
Yaşamlarına son verdi.
Bugün ölüm yıl dönümü olan Ali İsmail Korkmaz
Gezi Olayları sırasında Eskişehir’de
Daha 19 yaşındayken karanlık bir sokakta katledildi.
Kendisini rahmetle anıyoruz.
Sadece krizlerde, olaylarda değil,
Gerekli hazırlık yapılmadığı için
Felakete dönüşen afetlerde,
Gerekli önlemler alınmadığı için
Katliama dönüşen kazalarda,
Göz göre göre yüzlerce, binlerce canımızı yitirdik.
Deprem oldu öldük.
Yangın oldu, sel oldu öldük.
Maden patladı öldük.
Tren devrildi öldük.
Sorumlular,
Her seferinde “Kader” dediler,
“Fıtrat” dediler geçtiler.
Hafta sonunda 7’si çocuk 25 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği,
Bir büyük ihmalin sonucunda yaşanan,
Katliam gibi bir kazanın,
Çorlu Tren Faciası’nın beşinci yıl dönümüydü.
Kurbanların aileleri,
Bu katliamın gerçek sorumluların hak ettikleri cezaları almaları için
Adalet arayışını sürdürüyor.
Biz,
Bu ve diğer faciaların kurbanları
Ve tüm vatandaşlarımız için
Hak, hukuk, adalet talep etmeye,
Sonuna kadar onların yanında olmaya devam edeceğiz.
Bugün 10 Temmuz 2023.
Bundan tam beş yıl önce,
Frensiz, dengesiz, ayarsız,
Erdoğan’ın nevi şahsına mahsus tek kişilik sistem,
Bakanlar Kurulu’nun Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla
İcraatlarına başladı.
Erdoğan o dönem seçimlere giderken
“Verin bu kardeşinize yetkiyi,
Ondan sonra
Faizle, şununla, bununla nasıl uğraşılır görün” demişti.
Merkez Bankası’nın tabela faizi,
Bugün beş yıl önceki yerinde.
Ama vatandaşın bankaya gittiğinde karşılaştığı
Kredi faizleri aldı başını gitti.
O günden bugüne;
İhtiyaç kredisi faizi yüzde 24’ten yüzde 44’e
Taşıt kredisi faizi yüzde 22’den 36’ya
Konut kredisi faizi yüzde 13’ten yüzde 25’e yükseldi.
O da kredi verecek banka bulabilirseniz.
Yine son beş yılda,
“Tıpkı marş gibi, bayrak gibi
Ülkemizin gücünü, itibarını,
Bağımsızlığını simgeleyen Türk Lirası”
Dolar karşısında yüzde 82 değer yitirdi.
1 dolar beş yıl önce,
4 lira 53 kuruştu,
Şimdi 26 liranın üzerine çıktı.
Türk Lirası aynı dönemde,
Bulgar Levası karşısında yüzde 81 değer yitirdi.
Beş yıl önce,
TÜİK’in makyajlı enflasyonu yüzde 15’ti.
Bugün iki katını geçti, yüzde 38’e ulaştı.
İstanbul Ticaret Odası’nın yayımladığı,
Ücretliler Geçinme Endeksi’ne göre,
2018 Haziranında yüzde 12 olan enflasyon,
Bu yılın Haziran ayında
Neredeyse beşe katlanarak yüzde 55’e çıktı.
Bağımsız iktisatçıların hesapladığı,
EN-AG enflasyonu ise yüzde 109.
Vatandaşın yaşadığı enflasyon ile
TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon arasında dağlar kadar fark var.
Beş yıl boyunca işbaşındaki tek kişilik hükümet
Uyguladığı kerameti kendinden menkul politikalarla
Enflasyonu azdırdı.
Ücret maaş aylık artışlarında kerteriz alınan enflasyonu,
TÜİK’e makyajlatarak
Milletimizi hayat pahalılığına ezdirdi.
Beş yıl önce,
Kilosu 22 lira olan beyaz peynir bugün 156 lira,
Kilosu 10 lira olan tavuk eti bugün 65 lira,
Pirincin kilosu 6 lira 19 kuruştu, 49 liraya çıktı.
Dana etinin kilosu 47 liraydı, 343 liraya fırladı.
5 liraya alınan soğan 19 liraya,
4 liraya alınan patates 18 liraya yükseldi.
Ama maalesef burada da kalmayacak.
Bugünden itibaren başlayan,
İğneden ipliğe her şeye gelen zam yağmurları,
Geçtiğimiz beş yılı milletimize mumla aratacak.
Beş yıl önce,
Merkez Bankası’nın döviz kasasında
31 milyar dolar net döviz rezervi vardı.
Şimdi kasa 63 milyar dolar eksi bakiye veriyor.
Ülkede sahte istikrar havası basmak için,
Merkez Bankası’nın arka kapısından buharlaştırılan,
Yüz milyarlarca dolarların ağır faturası
Bugün milletimize çıkıyor.
Ülkede bir ekonomik soykırım yaşanıyor.
Beş yıl önce,
İşsiz sayısı 5 milyon 272 bindi,
TÜİK bugün açıkladı.
Mayıs ayı itibariyle işsiz sayımız 8 milyon 567 bin kişi.
Bizdeki işsiz sayısı,
Dünya üzerindeki 95 ülkenin nüfusundan fazla.
Beş yılda işsiz sayımız 3 milyon 295 bin kişi artmış.
İşsizler ordusuna
Gürcistan’ın tüm nüfusu kadar insan eklenmiş.
Aynı dönemde,
Bu ucube düzenin başı yoksulluğu da azdırdı.
Sosyal yardımlardan yararlanarak
Hayata tutunmaya çalışan hanelerin sayısı
3 milyon 495 binden
4 milyon 419 bine çıktı.
Türkiye’yi uçuracağı söylenen bu rejim
Türkiye’yi krizden krize sürükledi.
Bu rejimin başı,
Bugün hala meydanlarda,
“Türkiye’yi ilk 10 ekonomi arasına sokmaktan” bahsedebiliyor.
Geçmiş olsun…
Siz bundan 12 yıl önce
Ülkemizi ilk 10 Ekonomi arasına,
2023’te, yani bu yıl sokma sözü vermiştiniz.
Bu sözü tutamadınız.
Bırakın ülkemizi
Dünyada ilk 10 ekonomi arasına sokmayı,
Dünya sefalet liginde ilk 10 arasına soktunuz.
Hala nasıl milletimizin yüzüne
Utanmadan, sıkılmadan bakabiliyorsunuz?
Erdoğan tipi başkanlık sistemi,
Medeni bir ülkenin,
Vatandaşına en iyisini sunmasını gerektiği her hizmette,
Türkiye’ye küme düşürttü.
Son 5 yılda Türkiye,
Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 15,
Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 20,
Dünya Mutluluk Endeksi’nde 43 sıra düştük.
Erdoğan’ın üstüne göre biçilmiş,
Tüm yetkiyi bir yerde toplayan,
Ucube rejim elbisesini giymenin
Milletimize çıkardığı fatura işte bu:
Erdoğan ve şürekası keyif çatarken
İşsiz kalmış, hayat pahalılığı altında ezilmiş,
Borca batmış bir millet,
Kasası boşalmış, rezervleri erimiş, parasının değeri kalmamış
Medeniyet liginde küme düşmüş bir ülke
Ve tüm bunların üstünü örtmek için
Bol bol vatan, millet, Sakarya edebiyatı.
Değerli Basın Mensupları,
Ülkede hakkı, hukuku, adaleti bitiren
Kasayı tamtakır eden Hükümet,
Seçimden sonra
Pervasızca, milletin boğazına çöktü.
Erdoğan kendi milletvekillerine verdirdiği,
Torba yasa teklifiyle Anayasayı bir kez daha çiğnedi.
Vatandaştan ödediği Motorlu Taşıtlar Vergisini,
Bir kere daha alıyor.
Hafta sonunda Plan Bütçe komisyonunda,
CHP’li üyeler “bu olmaz, bunu çıkarın” dediler.
Ama hükümeti destekleyen partilerin üyeleri kabul etmedi.
Yetmez Erdoğan,
Anayasa Mahkemesi’nin daha önce iptal ettiği
Bakanlık bütçelerine ödenek ekleme yetkisini de
Tekrar torbaya sokmuş.
Meclisin bütçe yapma yetkisini hiçe sayarak,
Bütçe içine tek kişinin iradesiyle harcanacak
Bir başka gölge bütçe koyuyor.
Yine bu teklifle,
Mali disiplinin önemli bir güvencesi olan,
Yasayla belirlenmiş,
Net borç kullanım tutarını üçe katlayan bir düzenleme yapıyor.
Bununla olağanüstü borçlanma yetkisi alıyor.
Bununla da kalmıyor.
Hazinenin Kur Korumalı Mevduat uygulaması yükümlülüklerini,
Merkez Bankası’na devrederek kamu harcamalarının,
Merkez Bankası’ndan para basarak finanse edilmesinin
Önünü açıyor.
Böylece en önemli enflasyon çapasını da yok ediyor.
Bu torba yasalaşırsa;
Ne enflasyonla mücadele olur,
Ne de yitirilen güven sağlanır.
Güveni sağlasın diye yeniden işbaşına getirilen,
Hazine ve Maliye Bakanından da,
ABD’den ithal edilen Merkez Bankası başkanından da,
Bu torbayla ilgili tık yok.
Artık her ikisi de topun ağzındadır.
Ağızlarıyla kuş tutsalar inandırıcı olamazlar.
Buradan bir soruyu da soralım:
Siz vatandaşa kaşıkla verdiğini kepçeyle alan,
Tuzu kuru yandaşa dokunmayan,
Bu düzenlemeleri kime sordunuz?
Seçimden önce toplamayı vadettiğiniz,
Ekonomik ve Sosyal Konsey’i neden toplamadınız?
Ekonomide dengeleri yeniden sağlamak için,
Getirilen düzenlemelerin başarılı olmasının,
Önemli bir şartı da toplumun tüm kesimlerinin,
Yükün adil dağıldığını kabul etmesidir.
Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplamadan,
İlgili kesimleri dinlemeden karar aldıkları için de,
Hükümetin güveni, istikrarı sağlama,
Milleti ferahlatma konusunda,
Yine başarısız olması kaçınılmazdır.
Teklifin bu şekilde yasalaşması halinde,
Meclis grubumuz tüm bu hukuksuzlukları
Anayasa Mahkemesi’ne götürecek
Ve iptal talebinde bulunacaktır.
Torba yasa Meclise geldiğinde,
Erdoğan’ın emeklilere verdiği sözlerin,
Bu yasada olamadığını söylemiştik.
Kamuoyunda da ciddi, bir tepki olunca,
Emekli maaşlarını yüzde 25 artıracak bir düzenleme,
Plan Bütçe komisyonunda torbaya eklendi.
Erdoğan da çıktı,
“Emeklinin yüzünü güldürdüklerini” söyledi.
El insaf!
Sadece sene başından bu yana gerçekleşen
TÜİK makyajlı,
Gıda enflasyonu yüzde 30’a dayanmış.
Kiralar asgari ücreti geçmiş.
Emekli yüzde 25 artırdığınız maaşlarla,
Nerede yaşasın,
Kirasını nasıl ödesin,
Ne yesin, ne içsin?
Diğer taraftan seçimden önce,
En düşük emekli aylığı
7 bin 500 liraya çıkarılırken,
6 bin lira ve altında kök aylık alan
Ve aylığı 7 bin 500 liraya yükseltilen milyonlarca emekli,
Enflasyon telafi zammından
Hiçbir şekilde yararlanamayacak.
Emeklilerin dul ve yetimlerinin durumu ise
Çok daha vahim.
Onların aylıkları emekli aylığına oranlanarak bağlanıyor.
Yani önceki düzenlemeden hiç yararlanmadılar.
Müteveffa eşinin, yakınlarının alacağı maaş,
Zaten sefalet sınırının bile altındayken bunun yarısıyla,
Dörtte biriyle nasıl geçinecek?
Yüzde 25 zam bu zam sağanağı altında
Yurttaşlarımızın nesine yetecek?
Biz geçen hafta buradan bir çağrıda bulunduk.
Emekli aylıklarında kademeli artış için
Emeklilerimize, dul ve yetimlerine,
İnsan onuruna yakışan bir gelir temin etmek için,
“Gelin Komisyon’da birlik olalım,
Hep beraber bu düzenlemeyi yapalım” dedik.
Çağrımıza kulak tıkadılar.
Emeklileri kaderine terk ettiler.
Şimdi çağrımızı bir kere daha tekrarlıyoruz.
Hala zaman var.
Yasanın Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde,
Bu düzeltmeyi yapalım.
Milletin vekilleri olarak,
Emeklilerimizi,
Dul ve yetimini yüz üstü bırakmayalım.
Değerli Basın Mensupları,
Hükümet torba yasalarla,
Cumhurbaşkanı kararlarıyla zam oldu,
Zulüm oldu milletin üstüne yağdı.
Açıkça ekonomik soykırım uyguluyor.
Buna rağmen yeni Bakan turpun büyüğünün heybede olduğunu,
Söylemekten de çekinmiyor.
Yani bu günümüzü aratacak,
Çok daha kötü günler yaklaşıyor.
Sonunda Meclis’e getirdikleri ek bütçe de
Bunun ispatı.
Ek bütçe öncelikle
Hükümetin samimiyetsizliğini
Bir kere daha tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Gerekçe kısmında
Ek ödenek ihtiyacının kaynakları tek tek sayılıyor.
Gerekçede bu vergilerin, zamların, harcama artışlarının,
Erdoğan’ın rasyonel olmayan politikalarının,
Ekonominin dibini delmesinin telafisi için olduğuna dair,
Tek bir cümle yok.
Gerekçenin ikinci paragrafında
Deprem harcamaları diye başlayıp,
Sokak aydınlatma giderlerinden,
Stajyerler için verilen desteklere kadar
Pek çok gerekçe sayılıyor.
Ama o da ne!
Genel Gerekçenin ikinci paragrafının
13 ve 14. Satırları…
“Ücretsiz doğal gaz tüketimi” için de
Ek ödenek talep etmişler.
Hani seçimden önce
Karadeniz’den çıkarttığınız gazı bedava veriyordunuz?
Meydanlarda bunu anlatmış,
Milletten böyle oy istememiş miydiniz?
Şimdi bunun için bütçeye ödenek koyup,
Neden milletten çaktırmadan tahsil etmeye kalkıyorsunuz?
Milletin vergilerini, tüyü bitmedik yetim hakkını,
Kime peşkeş çekeceksiniz?
Yine ek bütçede,
Personel gideri olarak ek ödenek istenmiyor
Neden?
Çünkü Torba yasanın içine konan bir maddeyle,
Erdoğan’a,
Kamu kurum ve kuruluşlarının bütçesine
Ödenek ekleme yetkisi veriliyor.
Böylece Meclis’e getirilen ek bütçe göstermelik oluyor.
Bu bütçenin içine gizlenen bir başka bütçe var.
Asıl ek bütçe,
Cumhurbaşkanına, Anayasa’ya aykırı şekilde
Ödenek ekleme yetkisi veren,
Torba yasanın içine saklanmış.
Anlaşılan,
Ek bütçe kanunun yasal olarak
Gelir ve giderlerinin denk olması gerektiğinden,
Ancak artırdıkları vergilerden elde edilecek
Gelir kadar harcama yazabilmişler.
Diğer harcamaları da torba yasaya ekledikleri
Meclis’in bütçe hakkına aykırı maddeyle halletmeye karar vermişler.
Şimdiden uyarıyoruz:
Torba yasadaki düzenlemelerle yapılacak
Ödenek eklemeleri
Memur zammı,
En düşük emekli aylığı düzenlemesi,
Asgari ücret desteği derken,
Bütçe açığı 1,5 trilyon liraya çıkacaktır.
Yine torba yasayla,
Borçlanma limitinin de
2 trilyon liranın üzerine çıkarıldığı düşünüldüğünde,
Bu tahminin bile üzerinde bir rekor bütçe açığının
Gelmekte olduğunu söylemek mümkün.
Bu ek bütçenin giderler tarafıydı,
Bir de gelirler,
Yani vatandaştan alınacak vergiler tarafı var.
Ek bütçede öngörülen
1 trilyon 151 milyar liralık vergi geliri artışının
Kabaca üçte birini
Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi oluştururken
Üçte ikilik kısmını ÖTV ve KDV oluşturuyor.
Yani yükün adil dağılması gibi bir anlayış yok.
Faturanın büyüğü
Her zaman olduğu gibi
Aldığı her ekmekte,
İçtiği bir yudum suda,
Akşam eve geldiğinde
Elektrik anahtarına dokunduğu anda vergi ödeyen,
Fakirin fukaranın,
Dar ve sabit gelirlinin,
Yani bu ülkedeki milyonların sırtına yüklenecek.
Hükümetin yine varsılı kayıran politikaları
Gelir adaletini de sürdürülemez bir biçimde bozacak.
Seçim öncesinde yapılan hovardalıkların,
Yandaşlara aktarılan paraların,
Peşkeş çekilen dolarların faturası,
Dar ve sabit gelirli vatandaşın,
Yoksulun, çiftçinin, esnafın, orta direğin sırtına yükleniyor.
Millete kaşıkla verilen kepçeyle geri alınıyor.
Ekonomik soykırım yapılıyor.
Sarayın menüsünde vatandaş için bol bol zam var.
Yapılan zamlara “acı reçete” diyorlar ama
Aslında “acı” var.
Ama ortada hala bir “reçete” görünmüyor.
Hükümet kurulalı bir aydan fazla zaman geçti.
Hala ekonomide ne yapılacağını gösteren
Bir plan, bir program, bir yol haritası yok.
21 yıllık Hükümetin,
Aylar önce yaşadığımız depremle
Üzerine şal çekmeye çalıştığı
“Büyük bir iflasın ilanı” var.
Erdoğan’ın güven sağlamak için,
Vitrine koyduğu isimler de
Sadece bir ayda, hızla yıprandı.
Hazine ve Maliye Bakanı’nın attığı
Sosyal medya mesajları sürüyor.
Mehmet Bey,
“Milli Dayanışma Paketi” diye bir tweet attı.
Bu nasıl dayanışmaysa,
Erdoğan ve şürekası Saraylarda gününü gün ederken,
Lüks araç konvoylarının ucu bucağı görünmezken,
Kimse itibardan tasarruf etmeyi aklından bile geçirmezken,
Dayanak hep vatandaşın cebi,
Hep milletin tenceresi oluyor.
Siz, hal böyleyken
Hangi millilikten,
Hangi dayanışmadan söz ediyorsunuz?
Vatandaşın
KDV’sine,
ÖTV’sine,
MTV’sine dayanacaksınız.
Yandaşa dokunmayacaksınız.
Bunun adına da dayanışma diyeceksiniz.
Saray kemer sıkmayacak,
Milletin ümüğünü sıkacak.
Batsın böyle dayanışma.
Bakan Şimşek’in tweetlerine göre
Önümüzdeki dönem,
Bütçe açığını kontrol altına alacaklarmış.
Kendilerinin harcamalarını kısmaya niyeti olmadığına göre
O zaman yeni zamlar yolda demektir.
Yoksa bu açık kolay kolay kontrol alınacak gibi değil.
Para politikası ile maliye politikası arasındaki
Uyumu pekiştireceklermiş…
Bir de enflasyonla mücadeleye destek vereceklermiş.
Kur Korumalı Mevduat’ın yükünü,
Merkez Bankası’nın sırtına yıkarak,
Merkez Bankası matbaasında para basarak,
Dolaylı vergilere yüklenerek,
Bu enflasyon nasıl düşecek?
Onun cevabı yok.
Değerli Basın Mensupları,
Ekonominin çarkları dönmekte çok zorlanıyor.
Genel seçime kadar hükümetin halının altına süpürdüklerinin,
Kokusu ülkeyi sardı.
Yerel seçime kadar gizlenmesi artık zor.
Bunu bilen Erdoğan’ın
Gündemi,
Kemal Kılıçdaroğlunun birleştirdiği 25,5 milyon oyu
Bölüp parçalamak.
Ne enflasyonu,
Ne milletin sırtına yüklenen vergileri,
Ne arşa çıkan işsizliği,
Ne iflasın eşiğine gelen ekonomiyi,
Ne de yapmakta olduğu ekonomik soykırımı konuşturmak istiyor…
Vatandaşa,
“Sen şu CHP’nin işlerine bak.
Pahalılığı, işsizliği, yoksulluğu,
Benim vergilerimi, zamlarımı zulmümü bırak” diyor.
Bu yıl başlayan seçim süreci,
Önümüzdeki yerel seçimlerle sona erecek.
Bu seçimi kaybeden süreci kaybedecek.
Erdoğan bunun farkında,
Biz de farkındayız.
Yaklaşan seçimlere hazırlanıyoruz.
Mayıs’ta sandıktan çıkan 25,5 milyon oyu
30 milyona, 35 milyona çıkaracağız.
Adalet yürüyüşüyle,
2019’daki yerel seçim zaferimizle,
Muhalefetin tüm farklılıkları bırakıp
Vatan ve millet aşkıyla bir araya gelmesiyle başlayan değişim,
Durdurulamaz.
Mahalli idare seçimlerinde,
CHP’nin yönettiği Büyükşehirlerin yanına
Kalan büyükşehirleri de ilave etmeye kararlıyız.
Ve büyük değişimi hep birlikte sağlayacağız.
Benim söyleyeceklerim bu kadar,
Şimdi sorularınız varsa alabilirim.