CHP - Yeniden Refah bayramlaşmasına 'çocuk evliliği' çıkışı damga vurdu

CHP - Yeniden Refah bayramlaşmasına 'çocuk evliliği' çıkışı damga vurdu

CHP ve Yeniden Refah Partisi'nin Kurban Bayramı'nın ikinci günü gerçekleşen bayramlaşmasına Fatih Erbakan'ın çocuk evliliği ile ilgili sözlerinin tartışılması damga vurdu.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka başkanlığındaki CHP heyeti, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli başkanlığındaki parti heyeti ile CHP Genel Merkezi’nde bayramlaştı.

Nazlıaka, ziyaret sırasında; "Hiçbir çocuk erken yaşta ve zorla evlendirilmesin. Her çocuk iyi bir eğitim görsün" dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli ise "Bilgi eksikliği ve bilgi kirliliği var. Burada sizin de ifade buyurduğunuz gibi kendi evlatlarımız için istediğimizi biz Türkiye’nin ve hatta tüm dünyanın çocukları için isteriz” diye konuştu.

Nazlıaka, Geyveli’ye "'Ama 15 yaşındaki çocuk evlenecek olgunluğa sahiptir’ cümlesini hiçbir şekilde farklı anlamak mümkün değil. Cümle çok açık ve net. Hiç şüphesiz bu çocuğa yönelik şiddettir" diye yanıt verdi.

 

"HİÇBİR ÇOCUK ERKEN YAŞTA VE ZORLA EVLENDİRİLMESİN"

‘Çocuklar açısından daha aydınlık bir Türkiye olsun’ diyen Nazlıaka, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli’ye şunları söyledi:

“Çocuklar için aydınlık bir gelecek tasviri yaparken Genel Başkanınızın kendi çocukları için çizdiği o aydınlık gelecek, o eğitim hayatına dair iyi duygular ülkenin tüm çocukları için geçerli olsun. Hiçbir çocuk erken yaşta ve zorla evlendirilmesin. Her çocuk iyi bir eğitim görsün. Eğitimde fırsat eşitliği olsun. Çocuklarımız hayata sımsıkı tutunabileceği, iyi bir meslek sahibi olabileceği yolları hak ettiği gibi kat etsin.”

"HAKSIZCA SALDIRILARA MARUZ KALIYORUZ"

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli, Nazlıaka’nın sözlerine şu yanıtı verdi:

“Bizler maalesef medya gücünden yoksun olarak ve kendi sesimizi duyurma noktasında çok da şanssız bir şekilde bir pozisyon almış durumdayız. Haksızca saldırılara maruz kalıyoruz. Bilgi eksikliği ve bilgi kirliliği var. Burada sizin de ifade buyurduğunuz gibi kendi evlatlarımız için istediğimizi biz Türkiye’nin ve hatta tüm dünyanın çocukları için isteriz.”

(FATİH ERBAKAN'IN SÖZLERİ İLE İLGİLİ) "HİÇBİR ŞEKİLDE FARKLI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL"

Nazlıaka, Geyveli’ye “‘Ama 15 yaşındaki çocuk evlenecek olgunluğa sahiptir’ cümlesini hiçbir şekilde farklı anlamak mümkün değil. Cümle çok açık ve net. Ne anlama geldiği o kadar net. Hiç şüphesiz bu çocuğa yönelik şiddettir. Bunun başka bir adı yok. Kabul edilemez bir şeydir” diye yanıt verdi.

"30 BİN CİVARINDA BİR MAĞDUR KESİM VAR"

Geyveli, sözlerine şöyle devam etti:

“2 kız babasıyım. Aynı genel başkanımız gibi düşünüyorum. Hiçbir şekilde kız evlatlarımızı büyümeden ve hatta onları üniversiteyi bitirmeden hatta imkan olursa yüksek lisansı bitirmeden evlenmelerini ben doğru bulmuyorum. Burada genel başkanımıza sorulan soru şuydu. ‘Geçmişte yapılan çocuk evliliklerinden dolayı mağduriyetler var. 10 yıl sonra karşısına çıkıp bunların babalarının, annelerinin dahi içeri alınmalarıyla beraber bizlere yansıyan kadarıyla 30 bin civarında bir mağdur kesim var.’ Bu mağdurlara dönük olarak bir affın gerekliliği üzerindeki yapmış olduğu bir konuşmadır. Bu tam anlamıyla çevriliyor.

"ÇOCUKLARIN 15 HATTA 18 YAŞINDA EVLENMELERİNİ DAHİ DOĞRU BULMAYAN BİR KİŞİ OLARAK SÖYLÜYORUM"

Asla ve kat’a çocuklarımızın bir şekilde cinsel istismara uğramalarını, 15 yaşında evlenmelerini hatta bırakın 18 yaşında evlenmelerini dahi doğru bulmayan bir kişi olarak söylüyorum.”

Nazlıaka, Geyveli’ye; “Bunu duyduğuma sevindim. Neredeyse ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’la cümlelerinize devam edecek gibisiniz” dedi.

“LGBT İLE ALAKALI OLAN KISIMLARINA, BİZ GEÇİT VERMEYİZ”

Geyveli, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin şöyle konuştu:

“İstanbul Sözleşmesi gelmeden evvel acaba Türkiye’de veya Avrupa’da kadınlarımız korunmuyor muydu? Sonrasında biz kadınlarımızı, çocuklarımızı hakikaten koruma noktasında mağduriyetlerinde ve istismarlarında en ağır cezaların verilmesini, aynı zamanda bunların korunması için gerekli olan ne kadar kanun varsa hepsinin çıkarılmasından yanayız. Gerçek olan bir şey var. TBMM’de Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu var. 26 vekil var. Bunun 22 tanesi kadın, 4 tanesi erkek. Aynı zamanda boşanma davalarına bakan hakimlerimizin yüzdesel olarak ezici bir çoğunluğu kadınlarımız, bu suçlara bakan savcılarımızın büyük bir çoğunluğu kadınlarımız. Yüzde yüzünün de kadın olmasından asla ve kat’a rahatsız olmayız. Yeter ki hukuka ve kanunlara uygun şekilde hareket edilsin. Burada hiçbir şekilde bizim 6284 denilen ‘Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine’, adından da olduğu gibi karşı duruşumuz söz konusu değil. İçinde birtakım cinsiyetçi olan, özellikle söylüyorum LGBT ile alakalı olan kısımlarına, biz geçit vermeyiz. Bu konuda geleceğimizi, çocuklarımızı, ailemizi koruma noktasındaki hassasiyetimiz çok keskin bir şekilde devam ediyor ve edecektir. Ama diğer noktalarda kadınlarla, erkeklerle cinsiyetçi bir politika üzerinden bir siyaseti asla doğru bulmuyoruz.”

“DÜZCE’DE PARTİNİZİN BİR KADIN MİLLETVEKİLİ ADAYININ SİLÜETİNİN KONULMASI KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİLDİR”

Nazlıaka, Geyveli’nin İstanbul Sözleşmesi ve 6284 numaralı kanunla ilgili sözlerine şöyle yanıt verdi:

“‘Cinsiyetçi ve her türlü ayrımcılığa karşıyız’ derken söylemeden edemeyeceğim Düzce’de partinizin bir kadın milletvekili adayının silüetinin konulması kabul edilebilir bir şey değildir. Kadınlar bir gölge değildir. Kadınlar nesne değildir, toplumun öznesidir ve birer eşit bireydir. Diğer tarafta yine Aydın’da milletvekili adayı olan bir kadın arkadaşımızın ‘Erkeklerle yan yana fotoğraf çektirilmez’ diyerek sandalyesinin yerinin değiştirilmesi, sonra o yerin de beğenilmeyip sandalyenin 1 metre öteye konulması, o kadın arkadaşın sanki bulaşıcı hastalık taşıyormuşçasına ayrımcı, cinsiyetçi ve asla insan haklarıyla da örtüşmeyen bir davranış biçimidir.

“BİZ DE KADIN ÜZERİNDEN O OPERASYONLARA MARUZ KALDIK”

Geyveli, “Siyaset zamanında her bir partiye komplolar yapıldı. Bazı operasyonlara maruz kaldılar. Biz de kadın üzerinden o operasyonlara maruz kaldık. Düzce’deki olay da aynıdır, Aydın’daki olay da aynıdır. Yeniden Refah Partisi olarak bu olayları tasvip ettiğimiz asla ve kat’a söz konusu değildir. Gerekenler yapılmıştır ve yapılmaktadır. Bizim 60 tane kadın adayımız varken herkes Meclis’te 85 milyona hitap edecekken, orada bir tane bayan adayımızın kendini karaltı olarak göstermesi söz konusu olamaz. Bunlar tam anlamıyla bir komplodur. Kimse kadın düşmanı değil” diyerek sözlerine son verdi.