CHP'li Gürsel Tekin: "CHP dün demokrasi, hukuk, özgürlük konusunda nasıl davranmışsa bugün de aynı noktadadır”
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, CHP-HDP ilişkisiyle ilgili basına yapmış olduğu açıklamada; “CHP’nin ısrarla HDP ile gizli bir ilişkisi varmış algısı zinhar yanlıştır ve yalandır." dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, CHP-HDP ilişkisiyle ilgili basına yapmış olduğu açıklamada; “CHP’nin ısrarla HDP ile gizli bir ilişkisi varmış algısı zinhar yanlıştır ve yalandır. CHP’ye oy verdiler diye Kürtleri direkt dövemiyorlar. HDP üstünden milyonlarca Kürt’ün duygularını incitiyorlar” dedi.
CHP’li Tekin, “CHP asırlık bir siyasi parti. Kuruluş tarihinden itibaren çizgisinden sapmayan çağa uygun davranan tek siyasi parti; dönemsel, mevsimlik olarak değerlendirmek büyük haksızlık olur. CHP dün demokrasi, hukuk, özgürlük konusunda nasıl davranmışsa bugün de aynı noktadadır.” Dedi.
Tekin, HDP’ye gelince, HDP 1991 yılından itibaren çeşitli isimler altında parlamentoda temsil ediliyor. Parti yönetiminin örneğin 2007-2011-2014’teki tutumuyla bugünkü tutumu arasında değerlendirme yaptığınız zaman şu an için daha bütünsel, Türkiye’ye daha sahip çıkan, kardeşlik hukukunu savunan bir HDP’ görüyoruz. HDP Genel Başkanı Mithat Sancar, Türkiye açısından önemli bir isim destek verilmesi gereken bir insan. Şimdi bugün HDP’yi bu kadar terörize eden siyasi parti mensuplarına şunu sormak istiyorum. 1994’ten itibaren HDP seçmenleri AK Parti’ye oy vermişlerdir. Örneğin, 2014 seçimlerinde, 2009 yılında Sayın Topbaş’a oy verdiler, ondan önce yine sürekli AK Parti’ye oy verdiler. Yani aslında buradaki kavga HDP değil, ona oy veren seçmenlerle kavga. Hadi HDP’yi kapattınız, seçmeni ne yapacaksınız? Şayet, HDP seçmeni Kürtler, CHP’ye oy veriyor” gerekçesiyle bunu düşünüyorsanız itiraz etmiyorum. Evet, bu seçimde Adana’da, Mersin’de, Antalya’da, İstanbul’da, Türkiye’nin dört bir tarafında geçmiş seçimlerde defalarca AK Parti’ye oy veren Kürt seçmen ilk kez tercihini değiştirdi, CHP adaylarına oy verdi. Bu eğer kusursa, bu kusuru işlemeye devam edeceğiz.” Dedi.
“Fezlekeler konusu”
“CHP çok net diyor ki, bu mesele bir hukuk meselesidir. Terörle direkt ilintisi olan hangi dosya varsa CHP buna evet der. Ama derdiniz, ‘Cumhur İttifakı, Yüzde 50 artı biri bir türlü yakalayamıyor, Kürtler bu siyasi sürecin dengesi oldu, bu dengeyi HDP üzerinden nasıl bozabiliriz’ derdindeyseniz’ bu başka bir mesele.
O kadar zor bir süreç geçiriyoruz ki Allah bütün CHP’lilere sabır versin. Çözüm süreci, PKK, FETÖ konusunda CHP’nin itirazları, söylemleri her zaman net olmuştur. Gelin doğru bir şey yapalım. Türkiye’nin birliğe, dirliğe kardeşliğe ihtiyacının olduğu bir dönemde sadece süreci reye tahvil ederek kardeşlik hukukumuzu bozarsak onu düzeltmek çok zor olur. Yazıktır, günahtır. CHP’nin hataları, eksikleri, yanlışları olmaz mı? Elbette olur, insanın yönettiği her şey hatalıdır, yanlıştır, kusurludur ama CHP’nin gizli bir ajandası olmaz. CHP’nin içi bunu kabul etmez. CHP’ye oy verdiler diye Kürtleri direkt dövemiyorlar. HDP üstünden milyonlarca Kürt’ün duygularını incitiyorlar. Bu siyaseten doğru bir tavır değildir.”
- HDP, CHP yakınlaşmasına partiniz içinden tepkiler var mı?
“Olabilir, son derece doğaldır. CHP kuruluşundan itibaren itiraz kültürü olan bir siyasi partidir. Elbette siyasal düşüncesini açıkça ifade edecek insanlar ama içeride bu itirazı yapan arkadaşlarımızın şunu bilmesi lazım ki HDP ile CHP’nin gizli bir ittifakı söz konusu değildir. Millet İttifakı’nın protokolü çok açıktır, alenidir. Efendim Kürtler ya da HDP seçmeni niye oy verdi? Bu kadar seçeneksiz bırakırsanız yani ‘Ya kara toprağın olacaksın ya benim olacaksın’ cümlesini kullanırsanız, sonuçta bu seçmenler de gidip bir şekilde tercihini kullanacak. Topbaş’ı tercih ettiklerinde niye kimsenin aklına kapanma falan gelmiyordu? Mesela, 2015 seçimlerinde Kürtlerin ağır çoğunluğu AK Parti’ye oy verdi, Sayın Davutoğlu Başbakan oldu. O zaman herkes HDP seçmenini kutladı. Hem de o dönemde içe dönük hukuk dışı bir sürü laflar olmasına rağmen. Şimdi ne var? Kurbağa suyumu bulandırdı.”
‘İYİ Parti’yle sorun var mı?
“Millet İttifakı’nı Siyam ikizi zannediyorlar. Öyle falan değiliz, sonuç itibarıyla hepimiz farklı siyasi partileriz. Farklı programlarımız var, farklı ideolojik bakışlarımız var. Bizi bir arada tutan mevcut bu sisteme yönelik kaygılarımız. Tabii ki onlar farklı düşünecekler, biz de farklı düşüneceğiz. Hiç kimsenin farklı düşünmesi bizi rahatsız etmez. Bizim de farklı düşüncelerimiz başkalarını, Millet İttifakı’ndaki partileri asla rahatsız etmez, etmemeli.”
- İYİ Parti HDP için o varsa ben yokum der mi?
“Sanmıyorum. Dört siyasi parti ittifak kurmuşuz. Ha efendim, Kürt seçmenlerden bir rahatsızlık varsa bunu ifade ediyorlarsa o zaman başka bir şey konuşalım. Yani diyelim ki bu Kürtler oy kullanmasın, çok basit. Seçmeni de hiç yormayalım, sürekli parti kapat parti aç...”
“Tüm bunlara rağmen son bir araştırma var, onu paylaşmak istiyorum. HDP kapatılsın diyenlerin oranı yüzde 63, kapatılmasın diyenlerin oranı yüzde 37. Yüzde 37’de hangi siyasi partilerin seçmenleri kapatılmasın diyor. Birinci sırada AKP, 2. sırada HDP, 3. sırada CHP seçmeni. Yani sonuç itibarıyla bu operasyon yapılırsa en çok oy kaybedecek tek parti var, o da AK Parti’dir. En çok oyunu artıracak tek parti de CHP’dir. Bizim meselemiz rey meselesi değil. Türkiye’nin geleceğini asla reye tahvil etmeyiz.
Gürsel Tekin’in Kadınlar Günü’nde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun daveti nedeniyle yaşanan siyasi polemiğe dönük görüşleri de şöyleydİ:
“Çok önemli bir günde İstanbul Belediye Başkanımız tamamen kadın hakları duyarlığı içerisinde siyasi figürleri bir araya toplaması tartışılacak bir mesele olmaması gerekir. Her işimizi siyaset malzemesi haline getirirsek yazık ederiz bu ülkeye. Üç tane, beş tane kadınımız siyaset dışı bir araya gelemeyecek mi? 365 gün hep siyaset mi konuşacağız? Türk’üyle Kürt’üyle, milliyetçisiyle, komünistiyle, sağcısıyla, solcusuyla iyi günlerimiz kötü günlerimiz olmayacak mı? Kadın duyarlılığı içerisinde Meral Hanım, Emine Hanım, Selvi Hanım... bütün kadın siyasi figürler bir arada olabilseydi. Ne kadar büyük bir ihtiyaçtı.” Ama bütün buna rağmen şunu söyleyebilirim: Ben milletimizin sağduyusuna hayranım. Meral Hanım da ‘Ülkede demokrasi var, herkes düşüncesini ifade edebilir’ gibi çok makul bir cevap verdi.” Bütün provokasyonlara rağmen milletimizin sağduyusu her şeyin üstesinden gelecektir, kimse merak etmesin.”