CHP'li Özgür Özel:  "22 yıldır süründürdüğünüz emekliye sahip çıkıyoruz"

CHP'li Özgür Özel: "22 yıldır süründürdüğünüz emekliye sahip çıkıyoruz"

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "22 yıldır süründürdüğünüz emekliye sahip çıkıyoruz, ‘yapamazlar, yapamazlar.’ Bal gibi yaparız, inadına yaparız. Senin yakınların bile o 15 bin lirayı aldığında, ‘Allah razı olsun, hakkımızı verdiler’ diyecek." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Gelecek Kurban Bayramı’nda her emeklinin 15 bin lira alacak olmasına, birileri kaynak tartışması açmaya çalışıyor. Kur Korumalı Mevduat ile sadece bütçeden 200 milyar lirayı fakirin cebinden zenginin cebine koyan sensin. Ya bırak da biraz da biz emeklinin cebine koyalım. 22 yıldır süründürdüğünüz emekliye sahip çıkıyoruz, ‘yapamazlar, yapamazlar.’ Bal gibi yaparız, inadına yaparız. Senin yakınların bile o 15 bin lirayı aldığında, ‘Allah razı olsun, hakkımızı verdiler’ diyecek. Bugüne kadar, deyip de yapmadığımız yok. Ama CHP’nin yapacağız deyip de sizin seçimi kaybettiğinizi görünce yaptığınız işler de çok” dedi.

"ENERJİSİNİ KAYBETMİŞ BİR AKP"

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, gündemi değerlendirdi. Özel, şunları söyledi:

"Parlamentoyu izliyorsunuz, dağılmış bir Cumhur İttifakı görüntüsü. Enerjisini kaybetmiş bir AKP görüntüsü. 22 yıl önce erdemliler hareketi diye yola çıkmış, bugün yüzlerine sorulduğunda; Kızılay ve AFAD başkanının yaptıkları, Dışişleri Bakan Yardımcısının kurmuş olduğu Falyalı ile şirketler… Ya da bir takım suç örgütü liderinin ifşaları, onu susturmak için orada gayret gösteren İçişleri Bakanı. Giderken yalnız gidip, dönerken yanında getirdikleri. Dün darbenin finansörü dediklerine sırf bir suç örgütü liderine dijital tecrit uygulasın diye yapılan anlaşmalar ve üstüne o darbenin finansörü ile kucaklaşmalar, kol kola girmeler. Büyük devletler suçlu da olsa, dünyanın öbür ucunda da olsa bir vatandaşı gözaltına alınır, tutuklanırsa Dışişleri budan haberdar olur, gider sorar görünür, bilgi sahibi olur. Bizimkiler bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı susturulsun, tecrit edilsin diye üst düzey politik temaslar yürütülüyorlar. İçişleri Bakanı, Dışişlerine gidiyor. Başka başka işler yapıyor. Bu, büyük devletlere yakışmaz.

"BÜTÜN SİS PERDELERİ AÇILACAK, KANUNSUZ EMİRLERİ TAKİP EDİYORUZ"

Şunu bilsinler: Bir suç örgütü liderinin ifşaları olacak da Cumhur İttifakı kaybedecek, Millet İttifakı kazanacak. Biz seçimi kazanmak için hazırız, güçlüyüz, etkiliyiz. Milletimizin vereceği yetkiye, 14 Mayıs günü kavuşup, geçmişteki bütün sis perdelerini ortadan kaldırmaya talibiz, hukuk yoluyla. 14 Mayıs günü bir perde açılacak, bütün sis perdeleri açılacak. Kimsenin endişesi olmasın. Bugünkü kanunsuz emirlerin de gözümüz üzerinde, takip ediyoruz, olanları izliyoruz.

"YILLARCA 'YAPMAYIZ' DİYORLAR ANKETİ GÖRÜP ÜRKÜNCE HEMEN YAPIYORLAR" 

Bu parlamento gündemine hakim olamamıştır. Bu parlamento, milletin gündemine hâkim olamamıştır. Bu parlamento yoksulların, işsizlerin, emeklilerin, emekçilerin, çiftçilerin, köylülerin gündemine değil sarayın gündemine mahkûm olmuştur. Bu parlamentoda Devlet Bahçeli’nin imzası ile kanun teklifleri var, komisyonda gündeme bile almıyorlar. Bu parlamentoda Kemal Kılıçdaroğlu’nun ana muhalefet partisinin kanun teklifleri var, gündeme dahi almıyorlar. Hatta şunu diyorlar: Yıllarca, ‘yapmayız’ diyorlar. EYT’de olduğu gibi… Saray anketi görüp ürkünce hemen yapıyorlar. Milletin gündeminin değil sarayın gündeminin dayatıldığı bu ülkede, böyle yönetilirse millete fayda yok. Millet İttifakı tarafından yönetildiğinde herkesin sorunları çözülecek.

"14 MAYIS’TAN SONRA BİZ YAPACAĞIZ"

Bu son hafta. 21 yıllık yorgun iktidarınızda, bazı sorunların çözülmesi onuruna ortak olmak isterseniz biz varız. Yoksa, 14 Mayıs’tan sonra biz yapacağız. EYT’de yaratılan büyük kargaşayı hemen ortadan kaldıracağız. İntibak olmadan, kademe olmadan EYT’de, asla asla ve adalet olmaz. Emeklilerin intibakla ilgili sorunları çözülmeden asla adalet sağlanmış olmaz. 20 gün geç sigortalı olup, 20 yıl sonra emekli olacaklar için mutlaka kademelendirme, 2000’liler için mutlaka adaletin getirilmesi gerekiyor. Ayrıca staj mağdurlarına verdiğimiz söz 14 Mayıs’tan sonra tutulacak. 14 Mayıs’tan önce staj mağdurlarının rahatsızlığını ortadan kaldırmak isterlerse sabahlara kadar çalışmaya ve bu Meclis’i çalıştırmaya biz varız. Yapmazlarsa 14 Mayıs’tan sonra biz buradayız. Kısmi emeklilik beklentisi olanların, beklentilerini karşılayacağız.

"ÖZLÜK HAKLARI İLE İLGİLİ ADALETSİZLİĞİ KALDIRACAĞIZ"

Hele hele kamudaki mühendisler… Kamudaki mühendis 18 – 20 bin lira maaş alırken, aynı sürede görev yapmış doktor, o da daha iyisine layıktır ama 45 bin lira alıyor. Aynı yaş, aynı eğitim, aynı çaba, prestijli meslekler, ama birileri çok başka yerde, birileri çok başka yerde oluyor. Özlük hakları ile ilgili adaletsizliği kaldıracağız. Ayrıca, beş mühendisten biri kamuda çalışıyor. Geri kalanı taşerona mahkûm. Ve çok az ücretler alıyorlar. Bu sorunları mutlaka ortadan kaldıracağız.

"BÜYÜKELÇİLERDEN DESTEK İSTİYOR"

Dün, Recep Tayyip Erdoğan büyükelçilerle birlikteydi. Onlara propaganda yaptı. Söylediklerini, herhangi başka bir siyasetçi söylese… Örneğin Kemal Bey çıksa ‘Bu seçimlerde yurt dışı oylar çok önemli, desteğinizi bekliyoruz’ dese kıyamet kopar. ‘Sizlerin yardımlarınızı istiyoruz’ dese, vatan haini ilan ederler. Ama öyle bir tükenmişlikle karşı karşıya ki büyükelçilere propaganda yapıyor ve büyükelçilerden destek istiyor. Daha önce Ahlat’ta, ‘Bizde öyle bir ana muhalefet var ki’ diye Ahlat’taki büyükelçilere bizi şikâyet etmişti. Dün büyükelçilere propaganda yapıp destek istedi. Dış güçler, dış güçler diyenlerin, seçimi kaybetme noktasına geldiğinde ne hale geldiğini gördük.

"BÜYÜKELÇİ, KAFAN BOZULUNCA AZARLAMAK İÇİN YOKTUR"

Büyükelçi iyi ilişkiler için vardır. Diploması için vardır. Dedikodu yapmak, şikâyet etmek ya da kafan bozulunca azarlamak için yoktur. Büyükelçiyi Türkiye’yi rencide ederse azarlarsın. Büyükelçi Türkiye’yi rencide ederse çağırır ve uyarırsın. Kamunun önünde de azarlamazsın. Büyükelçi bir sonraki cumhurbaşkanını ziyaret etti diye, bir cumhurbaşkanı adayı ve ana muhalefet liderine nezaket ziyareti yaptı diye ona köpürüp de onun dışındaki bütün büyükelçilere, ‘Beni destekleyin, bana yardım edin’ demek, hele hele Türk dünyasındaki ülkelerin liderlerini aktif siyasetin içine dahil etmeye çalışmak bu ülkeye yakışmaz, bir siyasetçinin de gücünü değil, acziyetini gösterir.

"BAHÇELİ DE DESTİCİ DE HÜDA PAR İLE KURDUKLARI İTTİFAKI SAVUNAN BİR HALE GELMİŞ"

HÜDA PAR’a yerli ve milli diyorlar. Sadece Erdoğan değil, Bahçeli de Destici de HÜDA PAR ile kurdukları ittifakı savunan bir hale gelmiş. Burada Gaffar Okan’ın kemiklerinin sızladığını, ailesinin ve bütün milletimizin içine ateş düşürdüğünüzü bilin. Gaffar Okan’ın katili kim? Bunu Bahçeli biliyor, yanıltmaya çalışırken Tantan’a sorun diyor. Saadettin Tantan Bahçeli’yi yalanlıyor. Gaffar Okkan’ın katillerinin kim olduğunu bu millet biliyor. Ailesi biliyor, Allah biliyor. HÜDA PAR’ın Genel İdare Kurulu üyesi, ‘15 Mayıs sonun başlangıcı olacakmış’. Hala masum göstermeye çalışanlar var. Buraya getirecekler, Meclis’e sokacaklar, Gaffar Okan’ın kemiklerini sızlatacaklar. Milletimizin bu hamleye karşı sandıkta nasıl bir hamle yapacağını bekliyoruz. Bu millet buna izin vermez. Buna tenezzül edenlere tahminlerin üzerinde cevap verir. Sandık bazen dile gelir konuşur. Şakır şakır konuşur.

"BİZ BUNLARDAN KORKMUYORUZ"

Destici ve Bahçeli’ye, ayrıca; yerli ve milli diyen Erdoğan’a: ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ lafı kaldırılmalı diyen, andımıza ‘Faşist metin’ diyen, ‘Özerklik ve federasyon gelmelidir’ diyen bir yapıyı alıp da ‘Biz çok milliyiz, bunların hepsi terörist’ diye ikna etmeyi çalıştığınız seçmeninize ‘Bunlar çok iyi adamlar’ diye mi anlatacaksınız. Federasyon, özerklik olsun diyor. Bunları yaparken de güya din adına ve gözü dönmüş her şeyi hazır bir portre çiziyor. Biz bunlardan korkmuyor, milletimizin adaletine sığınıyoruz.

"DEVLET DEVLET GİBİ DAVRANIRSA BÖYLE YAPAR"

Millet İttifakı’nın ilk kanun teklifidir. Depremin yaralarının nasıl sarılacağına dair kanun teklifi… Dün AK Parti grup başkanvekillerine de verdim. Ne var teklifimizde? Bunlar para ile ev verecek ya. O evlerin bedelsiz verilmesi var. İlk ev ve tek ev. Çok evi olanlar, çocuğu için de bir ev satın almak isterse, orada vergileri almamak var. Kiracıları 2 yıl gerçek kira yardımı, kiralayacak ev bulamıyor, o yardımla kiralayacak ev bulamıyorsa, o kiracıya da ev var. Teknik olarak güçlendirilebileceği belirlenen yapıların hak sahiplerine çok uzun vadeli, çok uygun finansmanla destek var. Deprem için toplanan ve harcanan paralarda ekstra denetim ve şeffaflık var. Böyle günde, bu kadar duygular yüksekken verilen paranın hesabını daha ciddi sormak ve takip etmek lazım… İşini ve gelirini kaybeden depremzedenin kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarının silinmesi ya da borcun hacmi ve kişinin durumuna göre uzun süre ertelenmesi var. Tarımsal üretimi canlandırmak için mazot, gübre ve ilaç desteği, onları üretime yeniden kazandırmak için can suyu var. Küçük işletme ve esnafa yapacakları yeni yatırımlar için kamu bankalarından, yani Demirören’e değil de depremzede çiftçi ve esnafa Halk Bankası ve Ziraat Bankası’ndan uzun vadeli krediler var… Deprem bölgesindeki bebekler için ailelerinin talebi ile 1 yaşına kadar ücretsiz mama, süt ve bebek bezi, 1 yaşından sonra devamı gerekiyorsa doktorun bir reçetesi ile yine ücretsiz olarak verilmesi var. Deprem bölgesindeki belediyelerin çoğu AK Partili. İller Bankası’ndaki borçlarının tamamen silinmesi var. Yeni kredi talepleri için İller Bankası’nın sermayesinin 90 milyar liraya arttırılması var… Kolunu, bacağını, uzvunu kaybetmişlere en kaliteli protez, hemen ve uğraştırmadan var. Devlet, devlet gibi davranırsa böyle yapar diye altına imza attık. Bugüne dair bir iddia, 14 Mayıs’a dair taahhüt. Kelimesi kelimesine tutanaklara emanet ettik, Meclis Başkanlığı’na verdik. Yapalım derlerse 3 günlük iştir. Biliyoruz ki yapmayacaklar. Depremden sonraki ilk işimizdir. Devlete devlet olma niteliğini geri verecek bir kanun teklifi. Yoksa ‘bir yıl içinde konutlar teslim, 20 yılda ödersin.’ Devletin kusuru yüzünden yıkıldı. Kusuru olan bedelini öder.

"BÖYLE DİK DURUŞ SİZE YAKIŞIR"

Bekir Bozdağ’ı dinliyoruz, tebessümle. Recep Tayyip Erdoğan’ı en çok kim över, gözüne en çok kim girer? Aktif siyasette çok sesinin çıkmadığı o dönemin telafisine girmiş. Söylediklerini söyleyemem…. Ama kendisine böyle bir kutsiyet atfediyor. ‘Dik duruşlu’ diyor… Böyle dik duruş size yakışır. Ama bu ülkeye yakışmaz"