Ekrem İmamoğlu'ndan AKP'ye ve Süleyman Soylu'ya sert sözler

Ekrem İmamoğlu'ndan AKP'ye ve Süleyman Soylu'ya sert sözler

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Milletin kararına alerjisi olanlar, seçimi iptal ettirip ‘İstanbul'u kaybettiğimde hüngür hüngür ağladım’ diyenler; tuhaf insanlar bunlar." diyerek hakkındaki mahkeme kararına bir kez daha tepki gösterdi.

İBB iştiraki KİPTAŞ, yeni yönetim döneminde temelini attığı ilk kentsel dönüşüm projesi Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri’nin daire teslimlerine etaplar halinde başladı. 50 yıllık mülkiyet sorunu çözülerek 25 Mayıs 2021 tarihinde temeli atılan Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri, 664 konut ve 14 dükkan olmak üzere toplam 678 bağımsız birimden oluşuyor. Projede hak sahiplerinin ağırlıklı olduğu ve 155 dairenin bulunduğu 1. Etap’taki teslimler için, “300 Günde 300 Proje” maratonu kapsamında, bugün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla tören düzenlendi.

Konuşmasının başında vatandaşların Regaip Kandili’ni kutlayan İmamoğlu, "Böyle güzel bir günde dua almak iyidir" dedi. İmamoğlu, daha sonra şunları söyledi.

"İSTANBUL'U KAYBETTİĞİMDE AĞLADIM DİYENLER; TUHAF İNSANLAR BUNLAR"

"Milletin karşısına çıkıp slogan atmakla inanın, süreç yönetilemiyor. Millet, slogana da oy vermiyor açıkçısı. Milletin kararını beğenmiyorsan sorunu vatandaşta değil, başka yerlerde arayacaksın; 2 kere 2 eşittir 4. Milletin kararına alerjisi olanlar, seçimi iptal ettirip ‘İstanbul'un kaybettiğimde hüngür hüngür ağladım’ diyenler; tuhaf insanlar bunlar. Açıkçası ben de anlamakta güçlük çekiyorum. Dünya siyasetinde, hatta ülke siyasetinde hiç rastlamadığımız numuneler bunlar."

"MİLLET İRADESİNİ GASP ETMEK İSTEYENLER"

"Ama 16 milyon insanın iradesini yok saymalarına asla izin vermeyeceğiz. Milletimizle birlikte, dağ gibi karşılarında duracağız. Asla onların, kötü emellerinin amacına ulaşmasına fırsat vermeyeceğiz. Dağ gibi duracağız. Çünkü burada milletin iradesini gasp etmek isteyenler, yarın Türkiye'nin her noktasında yine milletin iradesini gasp etmeye devam ederler. Bu millet, iradesinin tahakkümünü kendisinden başkasına vermemeye en son İstiklal Savaşı’nda karar verdi; hayatını verdi. Hepimizin evlerinde dedeleri, nineleri, şehitleri, gazileri var. Bu yoldan asla dönmezler. Bunu buradan duyuruyorum, bilsinler."

"BUNLARIN ECDAT HASSASİYETİ RANT KAPISINA KADAR"

"Sorun, her başarının, her iyiliğin, her işin mimarının kendisi olduğunu düşünmeye başladıklarında başlıyor. Beşiktaş'ta, Yıldız Parkı'nın orada, hâlâ askeriyenin kullandığı Orhaniye Kışlası var. Tarihi bir kışladır. Kışlayı yaptıran, 2. Abdülhamid Han'dır. Orhan Gazi'ye atfen yaptırıyor o dönemde kışlayı. Bütün padişahlar, hepimizindir. Osmanlı İmparatorluğu, hepimizindir. Ama bugünün iktidarı, özellikle Abdülhamit Han'ı sadece kendilerine ait zannederler ve böyle davranırlar, ona çok hassas olduklarını ifade ederler. Ama hassasiyet nereye kadar bunların defterinde, biliyor musunuz? Rant kapısına kadar. Rantı gördüler mi bütün hassasiyetler gidiyor. Ne yaptılar? Tarihi Orhaniye Kışlası'nın bulunduğu alanı imara açtılar. Hem de Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın kararıyla. Tescilli kültür varlığının olduğu alanda ne yapacaklar? Lüks konut yapacaklar. Peki hani ecdat? Hani ecdat yadigarı? ‘Taksim Gezi Parkı'nda kışlayı yapacağım’ diye milleti, ortalığı ayar kaldırdın. Can aldınız, can. Canlar gitti orada. Ufacık çocuklarımız öldü. Bunun altından nasıl kalkacaksınız? Gencecik insanları kaybettik. Abdülhamit'ten yadigâr kışlada konut yapacaksınız. Onun için gerçekten milletimizin bir an önce bu akıldan, bu zulümden kurtulması lazım"

"YOLCUDUR ABBAS, BAĞLASAN DURMAZ"

"Ama hâlâ gözünüzü kupon arazilerden geri tutamıyorsunuz. Gözünüz doysun sizin. Vallahi gözünüz doysun sizin. Ayıptır. Ama doymadığını da görüyorum. Bunlar üzücü haberler, ama ben size müjdeli bir haber vereyim. Yapamayacaklar. Açıkçası; yolcudur Abbas, bağlasan durmaz. Türkiye’nin tapusu, 86 milyon insanına ait. Onun için bu ortak evimizi güçlendirmeliyiz. Özellikle bu evi ekonomik, idari, siyasi, hukuki afetlerden korumak için kuvvetlendirmeliyiz. Her yöresiyle, her insanıyla, her etnik kökeniyle, her diliyle ortak evimiz. Eşitiz. Bu eşitliği koruyacağız. Ama esaslı bir dönüşüme muhtacız. İşte o dönüşüm süreci başladı, başlıyor. Açıkçası; Meclis’iyle, bakanlıklarıyla, kamu kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, yargısıyla, yerel yönetimleriyle topyekûn devletimizi, milletimizi güçlendireceğiz."

"ZAFER, BİRAZ DA HASAR İSTER"

"Güçlü Türkiye’mizin güzel insanlarını bazen umutsuz görüyorum ya da umutsuz cümleler ettiklerini duyuyorum, yaşıyorum. Size bir şey söyleyeyim; umudunuzu asla yitirmeyin. Hatta buradan ayrılırken, evinize giderken umudunuz kat be kat artarak gidin. Yarın sabah kalktığınızda daha umutlu ayağa kalkın. Unutmayın, bazen zorluklar yaşayabiliriz. Güzel şeyler, zorlukları aşarak yapılabiliyor. Zorlukları hep beraber aşacağız. Tevfik Fikret'in güzel bir sözü var; ‘Zafer, biraz da hasar ister’ der. Evet, hasarımız var. Ama hasarı büyütmeden, bu bir avuç insanı göndereceğiz. Sizlere söz veriyorum, bir ‘Ekrem İmamoğlu sözü’ olarak da söyleyeyim. Burada sizlere tapularını teslim eden bir kardeşiniz, hemşeriniz, belediye başkanınız olarak diyorum ki milletçe, hep birlikte bu ülkenin o güzel dönüşümünü başaracağız."