İmamoğlu'ndan Erdoğan'a Kadir Topbaş hatırlatmasıyla tepki: Hayatı ona zindan edip, mecburen görevi bıraktıran...

İmamoğlu'ndan Erdoğan'a Kadir Topbaş hatırlatmasıyla tepki: Hayatı ona zindan edip, mecburen görevi bıraktıran...

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterdi. İmamoğlu yaptığı açıklamada İBB’nin eski başkanlarından Kadir Topbaş’ın istifa sürecini hatırlattı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Arnavutköy Belediyesi Başkan Adayı Tekin Aras ile birlikte ilçe turu yaptı. İmamoğlu esnaflar ile sohbet ettikten sonra seçim otobüsü ile vatandaşları selamladı.

İmamoğlu yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine sert yanıt verdi. İmamoğlu, Erdoğan’ın sözlerine İBB’nin eski başkanlarından Kadir Topbaş üzerinden yanıt verirken şu ifadeleri kullandı:

“Bakın; insanları da aldatıyorlar. Ne demiş? Bugün demiş ki Sayın Cumhurbaşkanı; benden önce, rahmetli Kadir Topbaş İstanbul’a güzel bir çehre kazandırmış, ondan sonra da ben gelmişim, kazandıramamışım. Yahu insan da biraz ar olur, ar. Yahu rahmetli Topbaş'a, beş imar dosyasına imza atmadı diye, onu ‘metal yorgunu’ diye ilan edip, hayatı ona zindan edip, mecburen görevi bıraktıran siz değil misiniz? Allah’tan utanın, Allah'tan korkun ya. Bunu söyleyeceksin, şimdi ‘Rahmetli Topbaş’ diye anacaksın. Ben size söyleyeyim mi? Kendi partilileri bile, bu söylediklerinden sonra başını öne eğip ne diyordur içinden biliyor musun? ‘Senin yüzünden görevden gitti.’ Allah rahmet eylesin. Bu şekilde her şeyi kendi lehlerine döndürüp, ne yazık ki yanlışla, yalanla, konuları evirip çevirip kullanmaya bunlar hazır insanlar. Adamcağız, üzüntüden birkaç sene sonra vefat etti. Söyleyeyim: Maşallah bunlar, kurtla yiyip çobanla ağlayan insanlar, söyleyeyim.”

“RAHMETLİ NECMETTİN ERBAKAN'A YAPMADIĞINI BIRAKMADI”

“Bir şey daha hatırlatacağım. Rahmetli Necmettin Erbakan'a yapmadığını bırakmadı. Ben buna da değineceğim. Niye? Bugüne dair özel bir durum var. Ne demişti onu siyasete kazandıran kişiye; ‘Yaş 70 işi bitmiş’ demişti. Bugün kendisi, 70 yaşına girdi. Ben öyle bir şey demeyeceğim. Doğum gününü tebrik ederim. ‘Allah sağlık versin, uzun ömür versin’ derim. Başka bir şey demem. Ama vatandaşı tehdit etmeyi bırakacaksın. Ne diyor insanlara? Bugün milleti oyla tehdit ediyor. ‘İstanbul'da bize oy vermediniz, ben onu engelledim’ diyor bugün. Engellediğini de itiraf ediyor. Diyor ki, ‘Murat Kurum gelirse, işlerde aksama olmayacak’ diyor. Açıkça beni engellediğini itiraf ediyor. Yahu Allah aşkına, televizyonlara çıkıp başkanları diyordu ya ‘Engelleme yok.’ Bak; Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor engellediğini. Bakalım bundan sonra ne yapacaksınız?”

“BU MİLLET TEHDİDE KULAK VERSEYDİ…”

“Ama bir şey söyleyeyim. Bu millet tehdide kulak verseydi, seçimi iptal ettikten sonra, 13 bin 600 oyu, 806 bine çıkarmazdı. İkinci turda 806 bin oy alınca, ortadan üç, dört gün kayboldu; hatırlayın. Ben size bir şey daha söyleyeyim. Tehditten sinen bir millet olsaydı bu millet, bir silahlı darbeciye karşı sokağa dökülmezdi kardeşim. Sen, bu milletin ne olduğunu bilmiyorsun. Onun için, bu milleti tehdit etmeye kalkma. Bu millet sana cevabını verecek. Bu millet, göreceksiniz önümüzdeki seçimde size öyle bir ders verecek ki, size gerçek sorumluluğunuzu hatırlatacak. 1 Nisan'dan sonra eliniz ayağınıza dolanacak. Bir an önce ekonomiyi düzeltmek için, gece gündüz çalışmaya başlayacaksınız. Emeklilerin maaşını arttırmak için uğraşacaksınız. Zam yapmamak için uğraşacaksınız. Bu millet size işinizin gücünüzün Ekrem İmamoğlu olmadığını; işinizin gücünüzün bu memleketin ekonomisi, emeklinin maaşı, asgari ücretin artması, pahalılığın bitmesi olduğunu, 31 Mart'ta hatırlatacak.”

“YİNE ORTALIĞI KARIŞTIRACAKLAR”

“Yine ortalığı karıştıracaklar ya, seçim geldi ya; seçim geldi yine başladı din, iman, kitap, memleket… Yani memleketini onlar seviyor. Bayrağını onlar seviyor. Bu toprakları onlar seviyor. Ben size bir şey söyleyeyim mi? Onların bu sevgileri seçimden seçime aklına geliyor. Bizim ise memleket sevgimiz, millet sevgimiz, bayrak sevgimiz her zaman var. Çıkmış bir meczup dün akşam televizyonun birinde, ‘Efendim İmamoğlu bir tek Ayasofya Camii'ne temizlik ve güvenlik hizmeti vermiyor’ diyor. Çünkü neymiş efendim? Ben, cami olmasından ötürü acı çekiyormuşum. Yahu benim aklımı benim vicdanımı, benim kalbimi bile okuyor! Cahilliğinden değil, kötü bir insan olduğu için, meczup olduğu için Ayasofya yalanını ortaya atıyor. Bugüne kadar hiç demedim. Ayasofya Camii, sadece ibadethane değilken bile, orası müzeyken bile, caminin bir bölümünde orada imam ezan okur, bir bölümünde de namaz kılınırdı. Ben şimdi oraya kaç defa gittiğimi mi anlatayım millete? Ya bunlar kötü insanlar. Bunlar nasıl biliyor musunuz? Ben mesela, Allah rahmet eylesin, rahmetli dedemden, babamdan… Hepsi de hacıdır yani. Nerede namaz kılınır, nerede abdest alınır; kimse görmez. Namazını kılar, abdestini alır, duasını eder. Biz öyle öğrendik. Çünkü inancımız, Yaradan’la kul arasındadır. Bunlarda ise, gösteriş işi oldu. Milletin canını yakmak için, milleti birbirine düşürmek ve ayırmak için, bütün kötü duygularını kullanıyorlar.”