Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ile ne konuştuğunu anlattı! Millet İttifakı Genel Başkanları ile ilgili önerisini ilk kez açıkladı

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Mansur Yavaş, altılı masanın kriz sonrası bulduğu formülle ilgili kendi önerisini açıkladı.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sunduğu 'Teke Tek' programına konuk oldu.

Mansur Yavaş merak edilen soruları yanıtladı. İşte Yavaş'ın konuşmalarından satırbaşları:

"HİÇBİR YERE YÖNLENDİRİLMİYORUZ, AFAD BİR ŞEY SÖYLEYEMİYOR"

"Salı günü oradaydık. Deprem olduğunda bir yakınımız telefonu çaldırdı. 'Bu saatte bizi niye arıyor acaba' dedik. Ev yıkılmış, eşi enkazın içindeymiş. Bunu duyar duymaz ekranı açtım. İtfaiyeyi aradım, beni evden almaları için ekipleri aradım. Belediyeye gittim, vali beye telefon açtım. Kriz masasında toplandık. 06.20'de itfaiye her şeyiyle hazırdı. Daha sonra bir grup havaalanına gitti. 11.20'de uçabildiler. Direk Gaziantep'e iniyorlar. Henüz görev verilmemiş. Kahramanmaraş'a geçiyorlar. Trabzon Caddesi'nde görevlendiriyorlar. İkinci depreme orada yakalanıyorlar. Trabzon Caddesi'ndeler, o arada kimse yok. Bize o anda AFAD bir şey söyleyemiyor. Bizim ekip Niğde yolundan çıktı. Kardan dolayı kapalı. Ekiplerimiz açtı. 'Osmaniye'ye gidin' denmiş. Daha sonra 'Kahramanmaraş'a gidin' denmiş. Bu arada bizim eğittiğimiz ekip vardı. Onlardan 300 kişi ekip var. Hiçbir yere yönlendirilmiyoruz. Bizim Fen İşleri Daire Başkanımız dedi ki, 'Hatay'a 35 kamyon gönderiyoruz, çadır gidecekse götürelim' dediler. Kızılay 'iyi düşünmüşsünüz' dedi ama aramadılar. Maalesef arayan soran olmadı. Daha sonra biz bunları direk Hatay'a gönderdik."

"ELAZIĞ'DAKİ DEPREMDE DE YAŞADIK"

"Biz hissediyoruz. Muhalif belediyelere bunu yaptılar. Görünmeyin... Biz oraya can kurtarmaya gidiyoruz. Oranın halkı, acil ihtiyaçlarını çözelim diye gidiyoruz, uğraşıyoruz. Bunu nereden hissediyoruz derseniz. Bu ilk değil. Elazığ depreminde bizim ekipler yaralıyı çıkaracak, sen çık oradan, AFAD'tan geliyorlar bakan gelecek diye onu gösteriyorlar. Karadeniz'deki afetlerle ilgili valiyi aradım, 'yok başkan sağ ol, komşu illerden geliyorlar' diyor. Ama görüyoruz ki komşu illerin baş edeceği bir şey değil. Bozkurt falan battı! Yangın oluyor, bir şeyler gönderiyorsun. 'Biz sizi çağırmadık ki' diyorlar. Biz şöyle mi yapmalıyız? Şu şehirde olursa gidelim, orada olursa gitmeyelim. Bizim tek gayemiz bir canı bile kurtarmak. Bunun tersine iş birliği yapanlar da var. Şu an görev yaptığımız yerlerde belediyeler ve AFAD ile çalışıyoruz. Kahramanmaraş'a ilk gittiğimde Vali Bey'le randevulaştım gittim, ekipmanlarım şunlar. Emrinizdeyiz. Başka ihtiyacınız varsa onları da getirebilirim dedim. Aradılar, aynı gece bildirdiler ve sabaha iş makinaları Maraş'a geldi."

"IGA DENEN FİRMA, İSMİMİZİ SİLEREK YAYINLADI"

Yavaş, depremde hasar gören Hatay Havalimanı'nın onarımı ile ilgili tartışmalara da yanıt verdi:

"Bizi nereye gönderirlerse oraya yardımcı oluyoruz. Kendi başımıza gidip havaalanına yardımcı olmadık. Ama lojistik sorunu olduğu için, organizasyonluk nedeniyle, bizim ekiplerimizi çağırıyorlar. Bizim seri şekilde orada iş makinalarımız var. Etimesgut Belediyesi de var. IGA denen firma, bizim ismimizi silerek yayınladılar. Bütün kamyonlarımız var. 35 kamyon gönderdik. Cumhurbaşkanı 'yalan söylüyorlar' diyor. Sayın Cumhurbaşkanı kim yalan söylüyor? 

ekran-goruntusu-2023-03-17-201857.png

Biz havaalanındaki molozları temizliyoruz diye tweet atıldı. Sonra cumhurbaşkanı diyor, 'siz kimsiniz havaalanını tamir ediyorsunuz' diyor. Yapılmayacak bir şey yok ki neyi yapılmayacak bunun. Bunu büyükşehir yapamazmış. Bütün belediyeler oradaydı. Bizi çağırmayıp başka belediyeyi de çağırabilirlerdi. Ama duyuyoruz ki fotoğraf çekinmeye gidiyorlar. Biz Mahir Ünal için girmiyoruz oraya. Kahramanmaraş halkı için gidiyoruz oraya."

"HER TOPRAK PARÇASI RANTA ÇEVRİLMİŞ"

Sel baskınları, altgeçitlerin su basmasına ilişkin konuşan Yavaş şöyle konuştu:

"Yerin altında harcanan para belediye başkanına seçim kaybettirir diye ona girmiyorlar. Biz geldik geleli 4-5 tanesini yaptık. Ama onunla bitmiyor. Ne kadar dere yatağı var koca koca gökdelenler dikildi. Her toprak parçası ranta çevrilmiş. Kentsel dönüşüm kanunu ilk çıktığında yıpranmış, yenilenmesi gereken bölgeler diye çıktı. Ankara'da bu iş boş arazilere yapıldı. Lüks lüks binalar gökdelenler yapıldı. Sonra kanunu değiştirdiler. İlk kanun çıkarılırken deprem, sel olursa, ilk yapılacak yer buralardı. Biz bunları aldık, rant kapısı haline getirdik kentsel dönüşümü. Yoksa kimse kentsel dönüşüme karşı değil. Dere yataklarını hep imara açmışlar. Gözüm görüyor. Bir park yapıyoruz Çankaya'da. Ya yukarıda sel gelirse dereden, suyu nerede tutacağız? Bir vadi burası. Yolun karşısına geçebilirsin. Yolun karşısında bakıyoruz inşaat var. Nasıl tapu çıkmış zamanında anlamanın imkanı yok."

"KAÇ TANE BEKLEYEN KENTSEL DÖNÜŞÜM VAR, KİMİN BEKLETTİĞİ ORTAYA ÇIKACAKTIR"

Yavaş, AKP'nin CHP'yi kentsel dönüşüme karşı olmakla suçlamasına yanıt verdi:

"Bizim de iki-üç tane kentsel dönüşüm planımız var Cumhurbaşkanının imzasını bekliyor. Bu suçlamalarla altından kalkacağınız bir şey değil. Sorun burada değil. Kentsel dönüşüm yapılınca mutlaka iyi oluyor anlamı çıkmıyor. İnsanca bir kentsel dönüşüm yapmak lazım. Ankara'da birçok yerde gecekondu vardı. Birçoğu yıkıldı, gerçi 14 bin tanesine borcumuz var. Şu an ödenen kira 2,5-3 milyarı geçti. Onlara da belediyeye de yaramıyor. Şöyle düşünün... Burası Erzurumlular mahallesi. 30-40 yıl önce gelmişler. Kimse kimseye karışmıyor. Gece yarısı işe nöbete giderken komşuya bakar olun diyor. Böyle bir hukuk varken, ilk kentsel dönüşümden bahsediyorum. Kuzey Ankara'da bunları yıktık, buralar bitti, hadi bakalım kurayı çektiler. Komşuluk ilişkisi kalmadı biri hanyaya biri Konyaya gitti. Hepsi borçlandırıldı. Biz gecekonduda da olsa rahat yaşayan insanları kentsel dönüşüm adı altında, gecekondu kalsın da demiyorum, yerinde kentsel dönüşüm yapılarak, komşuluk hukuku da korunarak yapılabilirdi. Çok katlılardan da vazgeçilirse en doğru kentsel dönüşüm bu. Suçlamanın anlamı yok. Bunlar belediyelere sorulduğu zaman bekleyen kaç kentsel dönüşüm var. Kimin beklettiği ortaya çıkacaktır."

"İSTANBUL VE ANKARA'YI DEPREMLERE HAZIRLAMAK UZUN YILLAR SÜRER"

"Asıl yapılması, bilimin ışığında afet olmadan neler yapacaksın? Bizim yaptığımız afet sonrası kurtarma. Ama bunları önleyecek şeylerin yapılması gerekiyor. Ankara ve İstanbul'u depreme hazırlamak çok uzun sürer. Allah korusun diyorum ben şimdi. 30 senede filan olur ama çok kararlı olunması lazım. Ekrem Bey'i dinledim. İstanbul'a değerli bir yere gittiniz karot aldınız bozuk çıktı. 6 ayda çıkın diyecekler. İstemiyor insanlar. Kiracısı istiyor, daire alacaklar istiyor ama mal sahibi razı olmuyor. Bunların hepsinin kanunla düzenlenip uzun süreyle alınması lazım ama ölmelerine de izin vermemek lazım."

"CUMHURBAŞKANI VE BAHÇELİ'NİN VATANDAŞLA GÖRÜŞEBİLDİĞİ KANAATİNDE DEĞİLİM"

Yavaş, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na ve CHP'lilere yönelik başta Erdoğan ve AKP'lilerin suçlamalarına da değindi:

"Yanlış. Kemal Bey oraya gitmese ne diyecekler. 'Oraya bile gitmedin'. Gidince, 'niye gittin'. Siz düğüne çağırın gelince yüzüne bakmayalım, gelmezse kızalım. Bu iş buna benziyor. Orada asla siyasi propaganda yapılmıyor. Muhtarlardan tutun STK'larla toplanıldı. Genel problemler nedir. Ama şunu eleştirebilirim. Sayın Cumhurbaşkanı güvenlik nedeniyle Devlet Bahçeli'yle gittiği zaman öyle bir gidiyor ki vatandaşla görüşebildiği kanaatinde değilim. Oradaki valilerden de bilgi aldık. Her şey çok güzel, hiçbir problem yok. Dışarıda vatandaşı görüyoruz. Ne çadır ne konteyner. Neyi yaptınız? Sayın Cumhurbaşkanına bunu aynen aktarıyorlar. Onun canını sıkacak bir şey söylemiyorlar. O da geliyor vatandaşa onlardan aldığı bilgiyi aktarıyor."

"MELİH GÖKÇEK'İN ELİNDEN TELEFONU ALMAK LAZIM"

Fatih Altaylı, Melih Gökçek'in mesajları olduğunu ancak kendisi defalarca davet etmesine rağmen stüdyoya gelmediği için soruları Mansur Yavaş'a yöneltmezken Yavaş, "Onun elinden telefonu almak, tweet atmasını önlemek lazım." dedi.

"BÖYLE BİR ARAYIŞ VAR"

Mansur Yavaş, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili ise şunları söyledi:

"Türkiye'de aday olmanın yolları belli. Ben adayım demekle aday olunmuyor. Olursunuz, olan arkadaşlar var. Hepsine başarılar dilerim adayların ama cumhurbaşkanlığı adaylığını en baştan beri şunu söyledim. Millet İttifakı belediye başkanları olarak seçildik, öyle bir şey olursa bunu görev olarak kabul ederim dedim. Ama gidip aday olmak istiyorum gibi bir siyasi yarışa girmedim. Bir yerinden bir şeyi çekecekler. O yüzden 2 yıl hiçbir programa çıkmadım. Böyle görev verilirse aday olabileceğimi söyledim. Çünkü o şekilde ben aday olacağım derseniz, bunu hareketlerinizle belli edersiniz. Böyle bir şeyin ortaya çıkması da garip ülke açısından. Bunu zaman zaman bu sefer Anadolu'nun her yerinden çıkan anketlerde yüksek anketler çıkmaya başladı. N'oluyor dedik? En fazla televizyonlardan yaptığımız icraatlar var. Ben Beypazarı belediye başkanı iken, biz bu seçimi kazanacağız ama zafer kazanmış olmayacağız çünkü karşımızda düşman yok. Ben seçildikten sonra bir tane siyasi polemiğe girmedim. Bana oy vermeyenlere karşı bir tane tweetim yok. Karalama yapmadım. Elimde bir defter alıp da hangi köyden ne kadar oy çıkmış, o köye şu kadar hizmet yapayım demedik. Muhtarları toplayıp ihtiyaçlarınız neler dedik. Belediye başkanlarını çağırdık bir proje yürütelim diye ama büyük bölümü gelmedi. İhtiyaçların acil olanlarından başladık. Daha çok hayati ihtiyaçlar üzerinden çalıştık. Farklı bir belediye başkanlık yaptık. Kırsal kalkınma ve vatandaş konforu adına çok çalışma yaptık. Bu Türkiye çapında duyuldu. Ankara'da bir fotoğrafım yok benim. Belediye içinde de yok, yasak. İlk seçilince tüm başkanlar fotoğraf asıyordu ama şimdi onlar da asmaz oldular. Bu durum örnek alındı, değerlendirdi. Bir beldiye bizim yaptığımız yapmıyorsa vatandaş gidip bakın Ankara'da şöyle uygulama var diye bu yayıldı. Topluma işimiz hariç bir şeyle uğraşmamamız tuttu. Böyle bir siyaset arayışı var. Yoksa düşünebiliyor musunuz? Rakipler algı yapıyor vs. Algı yapacak neyimiz var? Siyasi tweet yok, televizyonda yoksun, hiçbir yerde görünmüyorsun. Sadece vatandaşın içinde oluyorsun. Sadece sosyal medya üzerinden yaptığımız faaliyetler var."

"YSK, 2014'DE VERDİĞİ KARARIN AKSİNİ REFERANDUMDA VERDİ"

Gençlerin kırgınlığı, biz seni istiyoruz aday ol. Böyle bir yol yok siyasette. Altılı masa derse o macera olmuyor ama tek başına girerseniz bu macera oluyor. Siyasi partilerin o çıkan krizde tabanları birbirine ağır şeyler yazmaya başladı. Bir de sandık güvenliği var. 2014 yılının ben mağduruyum. Sandıklardaki bir sürü problem oldu. YSK, benim dönemimde verdiği kararın aksini referandumda verdi.

"MERAL HANIMIN ADIMI VERME İHTİMALİNİ BİLMİYORDUM"

"Ben aday olmayacağımı söyledim. Meral Hanımın adımı verme ihtimalini bilmiyordum. Sadece Sayın Akşener, masadan çıkınca biraz tartışmalı geçmiş. Beni aradı. Mansur Başkan senin ve Ekrem Başkan'ın ismini verdim. Aynı bilgiyi Ekrem Bey'e de vermiş. Kapattı sonra telefonu"

AKŞENER İLE NE KONUŞULDU

"Büyük teveccüh gösterdi Sayın Akşener. Bu kırgınlığın ortadan kalkmasını istedik. Bugüne kadar beraber başarı kazanılmış, devam etmesi gerekiyordu. Meral Hanım, Sayın Kılıçdaroğlu'na dedi ki taşın altına elinizi sokacaksınız. Biz ikinizi de önerdik siz mutlaka taşın altına elinizi sokun ki uzlaşma anca bu şekilde olur. Biz makam mevki derdimiz yok ama Sayın Akşener'in 'sizin orada olmanız lazım, halk bunu istiyor, taşın altına elinizi koyun demesi üzerine, vatandaşla kurduğunuz bağı devam ettirin' dedi. Bu da uygun bulundu. Meral Hanım önerdi, Sayın Kılıçdaroğlu kabul etti."

"GENEL BAŞKANLAR MİLLETVEKİLİ OLSUN"

"Daha önce biraz vaktimiz olsaydı şunu önerecektik. Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak bizi ilan edelim. Diğer genel başkanlar da milletvekili olsunlar ve partilerin başında olsunlar. Ben hala doğrusunun o olduğuna inanıyorum. Hem parlamento güçsüzleştirildi deniyor, o zaman genel başkanlar kendi gruplarının başında olması daha mantıklı olur diye düşünüyorum. Bu fikrimi konuşmaya çalışacağım ama takdir masanın"

"EKREM BEY İLE İSTEDİĞİMİZ 2 CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI İLAN EDİLİRSE..."

"Biz Ekrem Bey ile yaptığımız konuşmada, diğer liderlerle istişare yapılmadı. Bizim istediğimiz sadece 2 cumhurbaşkanı yardımcısı ilan edilirse, seçimde daha etkili olur. Onun haricinde hangi konular diye sorulursa, yarın Genel Başkanımız Cumhurbaşkanı olunca, gençlerle ilişkiler, kırsal bunları isteriz. Resmi emir, talimat veren biri değil. Sayın Cumhurbaşkanı dışarı çıkınca şimdiki cumhurbaşkanı yardımcısı ona vekalet ediyor. Halkla, öğrencilerle iletişimi biz kurarız diye düşünüyorum."

"ÖZGEÇMİŞLERDE FOTOĞRAFIN KALKMASI LAZIM"

Ülkedeki liyakatsizlikle ilgili, torpil ve adam kayırma ile ilgili de konuşan Yavaş şunları söyledi:

"Ecevit-Bahçeli döneminde KPSS çıktı. Şimdi KPSS olmasına rağmen, hesap çıkarılması lazım. Direk atama yoluyla atanan memur kaç kişi? Mülakatlar, itfaiye eri aldık. Tamamı itfaiyecilik okulu mezunu. Çok da güzel iş yaptılar Kahramanmaraş'ta. Diğer türlü alındığında yük oluyor size. Okuyan insan, yakın aramamalı artık. İngiltere'de gördüm. Kızım iş arıyor, özgeçmiş doldurdu. Fotoğrafsız. Burada fotoğraf gerekmiyor. Özgeçmişin fotoğrafsız olması lazım. Hala başörtüsü vs ayrımcılık var. Sadece eğitimine bakacaksınız, işinize yarıyorsa alacaksınız."

"BOYNUNA SOĞAN TAKIP "TAYYİP ERDOĞAN GELSİN" DİYENLERİN OKUMUŞU BUNLAR"

Siyasi geçmişine ilişkin eleştirilere de değinen Yavaş, "Dert, Mansur Yavaş'ın siyasi geçmişi üzerinden, boynuna soğan koyup ekmek soğan yerim yeter ki Tayyip Erdoğan gelsin' diyenlerin okumuşu bunlar. Bir liderin neyine bakılır? Devletin parasını çar çur ediyor mu? Şeffaf mı? Ayrımcılık yapıyor mu? Benimle ilgili HDP'den oy alırda şöyle böyle. Ben karşımda kimseyi şunun bunun seçmeni diye görmüyorum ve eşit hizmet veriyorum. Bir tane şikâyet gelmiş mi. Onun siyasi geçmişi şöyle böyle. Ben belediye başkan olduktan sonra nasıl yönettim? Senin memnun olmadığın hareketim var mı? Saçı sakalı, kıyafeti, düşüncesi, ırkı vs ayrım yapıyor mu? Bir liderde buna bakılır. Kimseyi ayırmayacaksınız." dedi.

MUHARREM İNCE'NİN ADAYLIĞI

Muharrem İnce'nin adaylığı ve oy bölme konusuyla ilgili de konuşan Yavaş şöyle dedi:

"Özel bir şey söylemek istemem. Ben yarın meydanlara çıkınca ne sayın cumhurbaşkanı ne başkası adına tek kelime konuşmayacağım. Ben hayal ettiğim Türkiye'yi anlatacağım. Biz Ankara'ya geldiğimizde de MHP'den aday olduğumuzda da küçümsediler yüzde 3-5 alır dediler. Seçmen en doğru kararı verecektir. Sayın İnce de Sayın Ogan da kendine güvenmiş ortaya çıkmış. Niye çıktınız deme şansı yok. Yanlış olup olmadığı seçim sonucunda ortaya çıkacak ya da seçmen hepimizi düzeltecek."

"HAKARET İŞİTMEK İSTEMİYORUM"

Seçimlerle ilgili konuşan Yavaş şöyle devam etti:

"Kendimi boşa çıkarmak, nezaketsizlik yapmak istemem ama biz seçimi kazanacağımıza inanıyoruz ve kazanacağız diyoruz. Ben kimseye hakaret etmedim ama ben hakaret de işitmek istemiyorum. Kamu görevlisiyim, yarın belediye başkanlığı görevim de biter ama ben hakaret yemek istemiyorum. Telefonum dinleniyor korkusuyla da yaşamak istemiyorum. Ben artık hukukun egemen olduğu, mahkemeye gidince evet ben buradan hakkımı alırım demek istiyorum. Hukuk olmazsa, hiçbir şey olmuyor. Son zamanda verilen kararların Youtube, Ekşi kapatılıyor. Türkiye'de sansür var diye yazılıyor. Bu da ekonomiyi etkiliyor."

STADYUMDAKİ PROTESTOLAR

"Stadyumdaki protesto, şiddete vurulmadığı takdirde anayasal bir hak. Ama stadyumda Mansur Yavaş protesto edilirse 'iyi yaptılar' Protestoya alışacağız. ODTÜ'lü gençlerle olayımız oldu. Çıktım, "Mansur elini ODTÜ'den çek" pankartları. Kasımapaşa maçında da "Mansur dışarı" dediler. Ne olacak? Bunlar demokraside var. Neredeyse küfre yakın eleştiriler var. Zoruma gitmiyor mu? Ben kimseye yapmıyorum. Başkasının da bana yapmasını istemiyorum."

"SEÇİMİN BİRİNCİ TURDA BİTMESİNİ İSTİYORUM"

"Bu seçimin birinci turda bitmesini istiyorum. Çünkü referandum yapılırken bu seçimin yanlışlığı tartışıldı. Ne kadar acele getirildiği belli. Şimdi cumhurbaşkanı birinci turda çıkmadığı zaman arada bir puan bile olsa, yarın TBMM'de topal ördek olur diye düşünerek farklı tercihlere girebilir. En doğrusu bu işin birinci turda bitmesi. Eğer gerekiyorsa TBMM'de dengesizlik çıkarsa, problem olursa bir daha girilir seçime ama birinci turda bitmesi Türkiye'nin hayrına olur ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı seçtireceğiz. Hiç şüphem yok."