
Naci Görür, depremin vurduğu 11 ilin yöneticilerini işaret etti: "Depremin geleceğini bilip gerekeni yapmadılar"
Prof. Dr. Naci Görür, 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde “Bizzat o kentleri yöneten insanlar, bilim insanlarının buraya deprem geleceğini senelerce önceden biliyorlardı. Bilip gerekeni demek ki yapmadılar” açıklamasını yaptı.
Prof. Dr. Naci Görür katıldığı Sözcü TV programında İpek Özbey'in konuğu oldu. Kahramanmaraş merkezli depremler öncesi bölge hakkında uyarılar yapan Görür, depremin vurduğu illerin yöneticilerine tepki gösterdi.
"BU DEPREMDE HEPİMİZ SINIFTA KALDIK"
Deprem uzmanı Görür şöyle konuştu:
"Bilimsel açıdan olaylara bakılırsa, bu depremde hepimiz sınıfta kaldık. Hiçbirimiz, üzerimize düşen görevi ve işin gereğini, yapılması gerekeni yapamadık. Üstelik de bu bize sürpriz olmadığı halde yapamadık. Bu depremin geleceği çok daha önceden öngörülebiliyordu.
"BURAYA DEPREM GELECEĞİNİ SENELERCE ÖNCEDEN BİLİYORLARDI"
Bu öngörü, bütün yetkili organlara bildirildi. Diyelim ki, merkezi hükümeti bir tarafa bırakırsam, onlar da biliyordu ama yerel yönetimlerde olan bizzat o kentleri yöneten insanlar, bilim insanlarının buraya deprem geleceğini senelerce önceden biliyorlardı. Bilip gerekeni demek ki yapmadılar. Onu da verdiğimiz kayıplardan anlıyorum"
"HÜKÜMET ASLA IŞIK YAKMAK İÇİN BİZİM YANIMIZDA YER ALMADI"
Görür, 1999’daki Marmara depremi sonrası yaptıkları çalışmalarda hiçbir hükümetin yanlarında olmadığını belirtti:
"Gölcük’te deprem olunca ‘Marmara tehlikeye girdi’ diye bağırdık. Öyle olunca o zaman TÜBİTAK’ta bir yetkiliyim. Biz Celal Şengör ile, Namık Çağatay ile öyle bir avuç adam oturduk. Madem Marmara tehdit altına girdi, halkı da uyardık, hükümeti de uyardık. Şimdi çalışmak lazım. Tehdit altına girdi ama tehlike nedir? Hangi büyüklükte, nerede, nasıl olacak? Marmara’nın altında faylar nedir? Bu fayların eni, boyu, derinliği nedir? Deprem üretme periyodu, kapasitesi nedir? Hiçbir şey bilinmiyor. Bir binaya girmişsin, elektrik yok diyelim, el yordamıyla düşmemek için yer arıyorsun. Marmara aynen öyleydi. Dünyanın hiç bilinmeyen bir deniziydi. Bu iş sadece dördümüzün sırtındaydı. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, asla ışık yakmak için bizim yanımızda yer almadı. Hiç haberleri bile olmadı."