
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'ndan tek isteğini açıkladı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ miting serisinin Konya ayağında, Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı olması durumunda, isteyeceği tek şeyi açıkladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ miting serisinin Konya ayağında açıklamalarda bulundu.
Özel, büyük kalabalığa hitap ederken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) başlatılan soruşturmalar kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda, ondan isteyeceği tek şeyi açıkladı.
Özel, konuya ilişkin açıklamasında, "Ekrem Başkan Cumhurbaşkanı olduğunda elbette hepimiz ondan hizmet bekleyeceğiz. Benim isteyeceğim tek şey, bir bakanlık var. O da deprem bakanlığıdır. O Bakanlığın yardımcılarının da tüm partilerden olmasıdır..." diye konuştu.
'BURAYA KUCAKLAŞMAYA GELDİK'
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Yaradanın yarattığı hiçbir siyasetçiye ‘yuh’ çekmeyelim. Biz buraya kucaklaşmaya geldik.
Artık adım adım Konya'da gönüllere girerken kibre ve kavgaya zerre kıymet vermedik. Bu kenti Konyalıların emanet ettiği belediye başkanı saldırı haberlerine "Böyle bir şey yoktur" dedi. iki kişi çıktı havaya silah sıkıp küfürler edip olmadık şeyler yapmışlar. Bana kalırsa başka bir sabıkası yoksa o kişilerin dahi biz gittikten sonra serbest kalmasını isterim. Biz en fenasına bile dost eli uzatmaya razıyız. Ama seçilmiş belediye başkanına bizim görmezden geldiğimiz, duyurmadığımız vakayı 'yalan' diye söylemek yakışmadı. Bunu da buradan açıkça ifade ediyorum.
Tayyip Bey’den rövanş almamızı bekleyenler vardı. Gevrek bir gülüşle ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ demişti. Daha son seçimde, seçimi kazanmışsın, çıkıp da “Bir kusur ettiysek af ola” demek yerine, rakibiyle alay eden bu üsluptan çok çekmiştik. Kimseye çektirmemeye, bize yapılanı kimseye etmemeye kararlıydık.
Madem birinci parti olduk artık hizmeti konuşmalıydık. Artık emekli maaşını, açlık sınırını, asgari ücreti, Konyalı çiftçinin sulama, maliyet sorunlarını konuşmalıydık. Gençlerin umutlarını artırmalıydık. Böyle düşünerek yapılmayanı yaptık. Genel Başkan seçildik, bir telefon almadık. Seçim kazandık tebrik etmedi. Artık ikinci parti değildik. Artık iktidar partisiydik. CHP'nin Genel Başkanı olarak Erdoğan'ı ve bütün liderleri aradım. Bütün genel başkanlarla bir makamın kendisine hürmeten Sayın Erdoğan'ı aradım. Davet ettim, partimizde ağırladım. Normalleşme dediler. Evet dedim normalleşmeliyiz. Şehit cenazesinde el sıkışmayan muhalefet ve iktidar olmaz. Birbirine hakaret eden genel başkanlar olmaz.
Konya'da AK Parti'nin üyesi CHP'nin cenazesine koşturur. CHP'li iyi gününde kötü gününde komşusunun yanında durur. En çok da Konya'da karşılık buldu. Maalesef geçen zaman şöyle bir şeyi yaşattı.
Erdoğan ile görüşmemizde "Türkiye deprem ülkesi. İstanbul'u bir felaket bekliyor, Türkiye'nin alanında en iyisini deprem bakanı diye ata. Bizden bakan yardımcısı iste, grubu bulunan partilerden iste. Bu meseleyi siyasetin üstünde tartışalım. Belediyeler bende genel idare sende gel el ele verelim" dedim. Ses etmediler.
Elbette gelecek o sandık. Cumhurbaşkanımızı Ekrem Başkanı seçecek. Partinin genel başkanı olarak, ne istiyorsun. Vallahi bir şey isterim.
'EKREM BAŞKANDAN TEK BİR İSTEĞİM VAR'
Gençler diyor ki "Ceketi çıkar kolları sıva" Benim işim kolları sıvayacak olan Ekrem Başkanı içeriden çıkarmak. O zaman şunu tekrar edelim. "Ey Erdoğan. Adayımı bırak. Sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Ekrem Başkan Cumhurbaşkanı olsun istiyorum."
Ekrem Başkan Cumhurbaşkanı olduğunda elbette hepimiz ondan hizmet bekleyeceğiz. Benim isteyeceğim tek şey, bir bakanlık var. O da deprem bakanlığıdır. O Bakanlığın yardımcılarının da tüm partilerden olmasıdır...
Vicdanı yüksek Konya. Bu yapılanlar yakışır mı Ekrem Başkana? Şimdi tutmuşlar, o zaman olmayan işler bugün her gün tekrarlanıyor. Eve polisle gelme var, itibarsızlaştırma var, aile ile eşle, çocukla uğraşma var. TRT'den her gün yalan ve iftira var.
Soruşturma gizlidir. Ayrıca bu dosyada ekstradan gizlilik kararı da vardır. Gidip de bir TRT'yi A Haber'i açarsanız, her türlü yalan, her türlü iftira, gizli olan bilgiyi bırakın, dosyada olmayan yalanlar gerçekmiş gibi anlatılıyor. Biz kendimize adayımıza, başkanımıza güveniyoruz. Eğer siz de savcınıza güveniyorsanız, iddialarının iftira değil de gerçek olduğunu iddia ediyorsanız, hodri meydan. Görsün millet ne iftira ne gerçek.
'CHP'YE DEĞİL YARGIYA HESAP VERECEKLER'
Bir sonraki cumhurbaşkanımıza darbe yapılmaya çalışılmaktadır. Darbeler her zaman askerden gelmez bazen de böyle sivillerle gelir. Bu darbenin silahı yalandır, iftiradır. Her silahın attığı kurşun yaralar ama devletin televizyonunun yaptığı ihanet unutulmaz. Yaralansak da günü gelince bunun hesabını soracağız TRT'yi yönetenlerden. CHP'li birinin terfi ettiği değil, en çalışkanın terfi ettiği, yargıya güveninin yüzde 80'leri bulduğu günlerde, hesap verecekler. CHP'ye değil yargıya hesap verecekler.
Sayın Erdoğan, ben Konya’dayım Konyalıların gözünün içine bakıyorum. Peki sen bu yapılanlar hukukidir diyebiliyor musun? Sen pazara gidebiliyor musun? İşte böyle bir noktadayız. Konya’da bir şey yapacağız.
Bu meydanda sadece CHP'liler yok. Konya'nın bütün demokratları var. Milliyetçi demokratlarla Kürt demokratlar yan yana. Her görüşten vicdan sahibi güzel insanlar var. Ve gençler diyor ki "Hak, hukuk, adalet."
'TAYYİP BEYİN YERİNE GELEN KİŞİ 'BU İŞ YANLIŞ' DİYOR'
Konya'da bir şey yapacağız. Tayyip bey belediye başkanıyken onun belediye meclisi üyesiydi. Onu cezaevine yollarken yanındaydı. Ali Müfit Gürtuna'yı hatırlıyor musunuz? Altı yıl İstanbul'u yönetti. 1998 yılından 2004 yılına kadar İstanbul'u o yönetti. Ali Müfit bey bir açıklama yaptı ve bu tutuklama uygun değil. Bu iş yanlış olmuş diyor. Tayyip beyin yerine gelen bu kişi , 'Bu iş yanlış olmuş' diyorsa işte vicdan işte ahlak.
'AT YALANI SAYALIM İNANANI'
Buradan 45 gün sonra Ekrem Başkan ve ailesinin, eşinin dostunun gözüne bakabilirken, meydanlar ona destek olurken, bugün bu iftiraların altına utanmayanlar var. Bir anket yapıldı. Bu iddialara inanlar sadece yüzde 25. 9 ankette ortalama yüzde 26,5. 10 kişiden 2,5 kişinin inanıp gerisinin inanmadığı iddialarda öyle rezil iftiralar duyduk ki... Diyor ki 560 milyar yolsuzluk... TRT yazdı, A Haber'e yazdı. Gündüz gece onu konuşturdu. Çıktık açıkladık. 6 yıldır yönetiyoruz, 6 yıllık bütçenin toplamı 497 milyar. Hiç asfalt dökülmese, maaş verilmese o kadar yardım yapılmasa hepsi toplasan 497... Sustular. Diyor ki İBB'nin bütçesinden 1200 telefon aldılar CHP delegelerine dağıttılar. 1 tanesini ispat edin hepimiz gereğini yapacağız dedik sustular. Özür yok. Ama at yalanı dönüp sayalım inananı.
Kameralara valiz çıkmış. Diyor ki bunun içinde para var. Açtık valizi içinden ne çıktı, jammerlar çıktı. AK Parti büyükşehiri yönetirken makam aracının peşinde jammerlı araç geziyor. Onu tartışıyorlar gündüz gece. Mevcut cumhurbaşkanı neden jammer kullanıyorsa, gelecek cumhurbaşkanı da ondan jammer kullanıyor.
Esas söyleyeceğim ise, bre iftiracılar. Allah'tan korkmazlar. Hani günlerce çantada para diyordunuz. Hani nerede para? Bu nasıl iftira? Rahmetli Kadir Topbaş'ın aldığı jammerı kullanıyor diye Ekrem Başkana hesap soranlara şunu diyorum. Bir yalanla, attığınız iftira var ya. Önünde sonunda mahkemede sizin karşınıza çıkacak kardeşim.
Kaskını yastık yapıp uyuyor devletin polisi. Fazla mesai yapıyor bir kuruş fazla vermiyorsun. Kuru ekmekle öğün geçiştiriyorsa. Bu polis kendisine kim sahip çıkıyor onu da biliyor. Tüm polislerimizin alnından öpüyorum. Parti emekçilerimizin de alnından öpüyorum.
Televizyonlar bu anketler yüzde 25 çıkınca, bu Erdoğan'ın atadığı dolmakalem mürekkebinden sekreterler var ya, koşturuyorlar televizyonlara, anlatmaya çalışıyorlar. Tam bunlar bunu söylerken, Allah şaşırttı ve çıktı dedi ki, "Bakalım Cumhurbaşkanlığı yolunda kaç CHP'li telef olacak" dedi. Böyle bir şey olur mu? Ya Allah'ın adamı, 'telef' lafını artık bırak insanları, artık hayvanlar için kullanılmasın diyor hayvan severler. O "Ekrem Başkanı da telef ederim, Özgür'ü de telef ederim" diyor.
Bugün bize kulak veren insanların huzurunda diyorum, bu 'telef, itlaf' insana söylenmesi ayıplıdır...
Geçen gün Ekrem Başkanın yanındaydım. Duydun mu başkan dedim. "Ben utandım" dedi. Dedim böyle laf olmaz. Bu dosyanın siyasi olduğuna, talimatın Erdoğan'dan geldiğine ve bu meselenin cumhurbaşkanı adayımıza darbe olduğuna kimsenin şüphesi yok artık.
Erdoğan bu hafta İtalya'ya gitti Meloni ile görüştü. Meloni ona özel olarak teşekkür etti. Erdoğan sana Meloni'nin değil Konyalının teşekkür etmesi lazım. Dünya kadar sığınmacı buraya geldi. Şimdi Trump Gazze'yi boşaltacağım diyor. Filistinlileri 4-5 ülkeye dağıtacakmış. Gazze'yi Filistinlilerden alacakmış.
Trump Filistin'in önündeki doğal gaza göz dikti. Bunu Netanyahu ile birlikte oraya çökecekler diyelim.
Kardeşim biz Türki Cumhuriyetler KKTC'yi tanısın diye didinirken, Rum Cumhuriyetini tanıyor. Türkiye'yi de işgalci sayıyor. Yazıklar olsun.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A SU FATURASI TEPKİSİ
Tayyip Bey güzel bir orta yapmış, değerlendirmek lazım. BU aklı kim verdiyse, böyle dostu varsa düşmana ihtiyacı yok. Demiş ki, CHP’li belediyeler güya suyu ucuzlatacaktı zam yapıyorlar… En pahalı suyu bunlar satıyor. Allah aşkına Konya Büyükşehir’e bir bakın. Konya’da su yılda 4 kez kendi kendine zam yapıyor. Bakın dedim, Konya’da su ne kadar? 32 lira. Manisa’da ne kadar? 20 lira. Erdoğan da diyor ki, “CHP’li belediyeler suyu pahalıya satıyor” Konyalılar Tayyip Beyin adaya oy verdiniz 32 lira. Manisalılar benim adaya oy verdi 20 lira. Bir dahaki sefere sizi de bekleriz Konyalılar…
Buradan, Erdoğan'a sesleniyorum. Ben Konya'ya geldim. 100 binlerle buluştum. Dolmaz denilen meydan doldu. Konya'dan büyük umutlarla, adayımıza selamlarla, Konya meydanında yeniden yeşererek geleceğe umutla bakarak ayrılıyoruz.