Sedat Pekerin'in videolarla başlayan ve sosyal medya hesapları üzerinden devam eden paylaşımları, iddiaları ve ifşalarıyla ilgili savcıların kılını kıpırdatmaması hem vatandaşların hem siyasilerin dikkatini çeken bir mesele oldu.

Son olarak Sedat Peker'in, eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile kardeşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun da dahil olduğu kimi isimlere dair öne sürdüğü rüşvet iddialarının yankıları devam ediyor. Peker, Ali Fuat Taşkesenlioğlu'nun Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’den 12 milyon TL rüşvet istediğini iddia etmişti.

PARTİLER SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Peker'in Türkiye gündemine bomba gibi düşen iddialarının ardından CHP, İYİ Parti, DEVA, Zafer Partisi, Memleket Partisi, Türkiye İşçi Partisi adı geçen şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Euronews, Peker'in iddialarının mahkemeye taşınması ve savcıların normal koşullarda hukuki süreci nasıl işletmesi gerektiğini avukatlara sordu. 

Avukat Veysel Ok şunları söyledi:

"YA SORUŞTURMA GENİŞLETİLİR YA TAKİPSİZLİK KARARI YA DA DAVA"

"Bundan sonra ya soruşturmayı genişletir, ya takipsizlik kararı verir ya da iddianame hazırlayıp dava açar. Bunları yapmak zorunda. Sonraki adımda soruşturma genişletilecek. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre bir suç tehlikesi söz konusu olduğunda savcılar kendiliğinden soruşturma açma hakkına sahiptir. Ayrıca siyasilerin ve sivil toplum kuruluşlarının yapacakları suç duyurularını da savcılık işleme almak zorunda."

"MAKUL ŞÜPHE VARDIR, SORUŞTURMA AÇILMALIDIR"

"Kaldı ki Twitter gibi kamusal alanlarda bir suçun ifşası söz konusuysa artık orada makul şüphe vardır ve bir soruşturma açılması gerekir. Herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın savcıların da yetkisi dahilindedir, Cumhuriyet Savcılarının Twitter üzerinden yayımlanan bu belgelerle ilgili bir soruşturma açması gerekiyor."

"YARGI SİYASİ BASKI ALTINDA, MUHALEFET SESSİZ KALAMAZ"

Yargının siyasi iradenin baskısı altında olduğunu savunan Ok, Peker'in son dönemde dile getirdiği iddialarla ilgili belgeleri de yayımlamaya başladığını ve muhalefetin de sessiz kalmasının artık imkansız olduğuna dikkat  çekiyor.

Veysel Ok, her ne kadar yaptırım gücü olmasa da Hâkimler ve Savcılar Kurulu’ndaki muhalif üyelerin de Peker’in iddialarıyla ilgili karşı tavır alabileceğini ancak bu çabayı göstermedikleri eleştirisinde bulunuyor:

"MUHALEFET GÜNDEMLE İLGİLİ DEĞİL"

"HSK’ya baktığımızda kararlar oy çokluğu ile alınıyor. Bu yüzden oy çokluğuna sahip değiller ancak kendileri kamusal alanda tepkilerini ifade edebilirler. Ama görüyoruz ki CHP ve İYİ Parti’nin seçtiği üyelerin hiç biri gündemle çok fazla ilgili değiller. Resmi Twitter hesaplarından bile açıklama yayımlayabilirler. Toplantıya çağırabilirler HSK’yı yani bir çok imkan var. Çoğunluk olmadıklarından karar alma güçleri elbette yok ama en azından bizi tatmin edecek noktada yetkileri ve güçleri var, ama kullandıklarını görmedim."

"BELLİ Kİ SORUŞTURMA AÇILMAYACAK ÇÜNKÜ UZANACAĞI YER İKTİDAR"

Avukat Kemal Aytaç ise Peker’in iddiaları ile ilgili şimdiye kadar Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatılması gerektiğini belirterek şöyle dedi:

"Bu olay o kadar ortada ki hiç bir partinin suç duyurusuna gerek kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlatılmalıydı. Ama belli ki bu soruşturma açılmayacak çünkü bu soruşturmanın uzanacağı yer iktidar. Ancak bunca siyasi parti ve kamuoyunun etkili bir biçimde bu olayın üzerine gitmesiyle yalandan bir soruşturma ile olayın üstünü de örtebilirler. Çünkü bu işin ucu başka yerlere gidecek. Şimdiye kadar hiç bir iddiayı da soruşturmamışlardı. Peker’in iddialarıyla ilgili soruşturma açılmazsa da bu siyasi iktidarın gidişi beklenecek. Çünkü bir üst mercii Saray."