Ümit Özdağ: Önümüzde seçim var ama sandık yok!
Halk TV’de duayen gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Halk Arenası programına konuk olan Gaziantep Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu. 2019'daki seçimleri hatırlatan Özdağ, "Bakın önümüzde bir seçim var. Ama sandık yok. Niye buradan geldim bu konuya... Sandığın bile olmadığı yerde belediye başkanlarının seçilmiş olmalarının bir önemi kalmıyor. Çünkü Erdoğan diyor ki, "Partim gösterdi aday olarak, o zaman partimin geri çekmeye hakkı vardır&
Duayen gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Halk Arenası’na konuk olan 16 Nisan Referandumu’nda “Hayır” dediği için MHP’den ihraç edilip toplantıları engellenen Gaziantep Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ yine gündeme dair bomba açıklamalarda bulundu. Ümit Özdağ, “Sandığın bile olmadığı yerde, belediye başkanlarının seçilmiş olmasının bir önemi kalmıyor, partim aday gösterdi geri çekmeye de hakkı vardır diyor!” dedi. Adım adım otoriter rejime doğru gidildiğini anlatan Özdağ, Eğer hırsızlık yapmayacaksanız mahalledeki karakola karşı çıkmayın. Gelin bu seçim yasasını değiştirelim” dedi.
Ümit Özdağ konuşmasına şöyle devam etti;
“FETÖ İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI”
“Bütün değerli izleyiciler hatırlayacaktır… Bir 23 nisanda Recep Tayyip Erdoğan o zaman Başbakan.. Küçük bir gencimizi oturttu başbakanlık koltuğuna ve ekledi “Artık astığın astık kestiğin kestik..” Tayyip Erdoğan, öyle bir Başbakan, bir Cumhurbaşkanı modeli oldu. Bunu gerçekleştirebilmek için hiç çekinmeden bir terör örgütüyle ve bir casusluk örgütüyle FETÖ ile açık işbirliği yaptı.
“VATANPERVERLER TEKER TEKER TASVİYE EDİLDİ”
Türkiye Cumhuriyeti devletinin taşıyıcı kolonları olan, eğer devletimiz bir binaysa bu binanın taşıyıcı kolonları olan bütün temel kurumlarını bir casusluk ve terör örgütünün eline teslim etti. Böylece Türk ordusu, polisi, jandarması, dışişleri, yargısı, TÜBİTAK ve benzeri kurumların tamamı bir terör örgütü tarafından ele geçirildi. Bu terör örgütü bütün kurumlardaki vatanperverlere yıllardır komplolar kurdular. Vatanperver subaylar yargılandılar ordudan atıldılar. Vatanperver istihbaratçılar değişik kurumlardan istihbarat kurumuna getirilen FETÖ’cüler tarafından istihbarat kurumundan teker teker tasviye edildiler. Poliste aynı şeyi yaşadık, jandarmada aynı şeyi yaşadık ve yargıda da aynı şeyi yaşadık. 5 bin 500 tane hakim ve savcı atıldı FETÖ’cü diye…“
BUNLARDAN KAÇ TANESİ AKP DÖNEMİ DIŞINDA GÖREVE GELMİŞ OLANLAR”
Hadi sorun bunlardan kaç tanesi AKP dönemi dışında göreve gelmiş olanlar. Kitlelerle sözde savcı sözde hakim aldılar. Kurdukları kumpaslarla polis, istihbarat ve FETÖ’cü yargı işbirliği ile bu devletin vatanperver çalışanlarını riyakata sahip insanlarını terörize ettiler. Bütün bunlardan Erdoğan en ufak bir rahatsızlık duymadı. Çünkü bu terörize etme ve tasviye etme sayesinde kendi güç alanını genişlettiğine inanıyordu. Ama öyle bir nokta geldi ki bu terör örgütünün elebaşısı Fettullah Gülen’le Recep Tayyip Erdoğan arasında iktidar çatışması başladı. Eğer bu iktidar çatışması başlamasaydı bugün aralarında hiçbir sorun olmayacaktı. Birlikte çalışmaya devam edeceklerdi. Önce 17-25, sonra darbe girişimleriyle FETÖ tasviye sürecine girdi. Buradan aslında bir şans çıkabilirdi. Türkiye demokrasileşebilirdi. Bütün partiler FETÖ’cü darbe girişimine karşı birlikte direndiler. Gazi Meclis’in yüksek şerefine bir onur daha eklenmiş oldu.
“TEK ADAM REJİMİ İÇİN 16 NİSAN KİRLİ REFERANDUM SÜRECİNİ BAŞLATTI”
Ama FETÖ’cü darbeden hemen sonra Erdoğan, demokrasinin kalan kırıntılarını da tasviye etmek ve Türkiye’yi tam anlamıyla otoriter tek adam rejimi için 16 Nisan kirli referandum sürecini başlattı. 16 Nisan kirli referandum süreci başladığı zaman uyardık “Yapmayın bunu bu kadar yetkiyi değil Erdoğan’a babanıza bile vermeyin.” Çünkü bu bozar. Bunu söylediğimiz kişiler canla başla Erdoğan’ı başkan yapmak için çalıştılar. Hakkını vermeliyim Binali Yıldırım hariç. O bence hayır için çalıştı. Başbakan kalmak istiyordu.
"YSK’YI ÇALDILAR… ‘ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ’ DEDİ”
Ve 16 Nisan akşamı sandıktan da hayır çıktı. Ama sandıkları iyi muhafaza ettik. Fakat YSK’yı çalacaklarını aklımıza gelmemişti. YSK’yı çaldılar. Erdoğan bunu o kadar veciz hitap etti ki “Atı Üsküdar’ı geçti” dedi. Yani ne olduğu çok açık. Uğur Bey 16 Nisan kirli referandumdan bu yana Türkiye’de artık sandıkta yok. Bakın önümüzde bir seçim var. Ama sandık yok. Niye buradan geldim bu konuya… Sandığın bile olmadığı yerde belediye başkanlarının seçilmiş olmalarının bir önemi kalmıyor. Çünkü Erdoğan diyor ki “Partim gösterdi aday olarak, o zaman partimin geri çekmeye hakkı vardır…” Şimdi bunu herhangi bir üniversitenin siyasal bilimler bölümünde bir öğrenci yazsa ‘sıfır’ alır. Çünkü parti aday gösterir doğru… Ama halk seçtikten sonra partinin onu görevden alma yetkisi yoktur. O yetki halka aittir” ifadelerinde bulundu.
ÖZDAĞ’DAN YENİ PARTİ AÇIKLAMASI
Prof. Dr. Ümit Özdağ yeni partiyle ilgili soruya şöyle cevap verdi: “Bütün siyasi partilerden isimler olacak. Özetle Türkiye’nin sorunlarını çözme iddiasıyla ortaya çıkacak. Ben isim açıklamıyorum Onu Meral Hanım açıklayacak. Program ve Tüzük ayın 25’inde açıklanacak.
Bize soruyorlar ‘siz iktidara gelirseniz bugünkü iktidarı yargılayacak mısınız?’ Hayır çünkü biz bağımsız yargıya inanıyoruz.
“YÜZDE ELLİDEN FAZLASI”
Türkiye 14 senedir sürekli ayrıştırıldı. Bunun o kadar çok boyutu var ki Laik-Antilaik diye ayrıştırdılar. Parlamenter demokrasiyi destekleyenler terörist, başkanlığı destekleyenler demokrat olarak sundular. Bugün geldiğimiz noktada insanların yüzde 50’den fazlası bu iktidar tarafından kendisini bu ülkede istenmeyen insan olarak görüyor.
“ERDOĞAN BİLİNÇLİ YAPIYOR”
Bakın İzmir’e göç var. Bu göçün nedeni ekonomik değil. Bu işte Türkiye’yi ayrıştıran AKP zihniyetinin yarattığı bir sonuç. Erdoğan bunu bilinçli olarak senelerdir yapıyor.”