Akşener: Utanıyor, İsyan Ediyorum!

Akşener: Utanıyor, İsyan Ediyorum!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmir'de yaşanan deprem felaketi sonrası hükümetin depreme hazırlık konusunda hiçbir çalışma yapmamasına sert bir dille tepki gösterdi. Akşener, "Yapılan ihbarlara rağmen parmağını kıpırdatmayan bakanlıkları gördükçe, 21 yıldır toplanan deprem vergilerine rağmen bu meselede ciddi bir yol alamayan yönetim anlayışını izledikçe, koltuk meraklılarının yandaş müteahhitleriyle ele ele verip vatandaşlarımızın hayatını hiçe saymalarına şahit oldukça isyan ediyorum. B

Akşener, TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “OECD ve IMF ölçeklerine göre iyiyiz" açıklamasını, "Çok yazık. Bu söz bile, olup bitenden ne kadar habersiz olduğunu gösteriyor. O iyi durumda olan Türkiye’de bugün asgari ücret aylık 270 dolar. Yani, günlük 9 dolar. Yani, 3 çocuklu bir aile için kişi başı günlük 2 dolar bile değil. Haydi, o meşhur simit hesabını, şimdi yap da göreyim" sözleriyle eleştirdi.

Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle: 

UTANIYOR, İSYAN EDİYORUM: Yurdumuzun bir deprem kuşağı üzerinde olduğunu biliyoruz. Atılacak her adımın o gerçeğe uygun adım atabilme aklını ve izanını göstermek gerekiyor. Deprem olunca bir süre konuşup sonra hiçbir şey olmamış gibi davranılması vatandaşlarımızı daha büyük tehlikelerle baş başa bırakıyor. Metropolleri çeyrek asır, ülkeyi de 18 yıl yönetip sizden benden daha çok şikayetçi olan zihniyeti gördükçe Türk siyaseti adına utanıyorum. Milletimiz acıyı topyekün yaşarken partisinin il kongresini iptal etmeyip bir de sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi sadece geçmiş idareleri suçlayan siyasi rantçıları gördükçe utanıyorum. Yapılan ihbarlara rağmen parmağını kıpırdatmayan bakanlıkları gördükçe, 21 yıldır toplanan deprem vergilerine rağmen bu meselede ciddi bir yol alamayan yönetim anlayışını izledikçe, koltuk meraklılarının yandaş müteahhitleriyle ele ele verip vatandaşlarımızın hayatını hiçe saymalarına şahit oldukça isyan ediyorum. Bugüne kadar depreme hazırlık konusunda verilen tüm önergeleri reddeden hastalıklı kafaya, kentsel dönüşümü ranta, fırsatçılığa dönüştürenlere, imar barışı altında çürük binaları yasallaştıranlara, o binalarda kolon kesecek kadar gözünü para bürümüşlere isyan ediyorum.

DEVLET İDARESİNDE AKIL-FİKİR KALMADI: Maalesef devlet idaresinde akıl-fikir olmadığı gibi, artık ciddiyet de kalmadı. Döviz artıyor. Dövizin artması, hemen her ürünün fiyatının artmasına yol açıyor. Ama maalesef, Damat Bakan oralı değil. Atadıkları, sözüm ona bağımsız, Merkez Bankası Başkanı da diyor ki “Bizim bir döviz kuru hedefimiz yok”… Hale bakar mısınız? Dolar 8.43 lira olmuş. Ekonomiden sorumlu olanlar, “Ekonomi bizim umurumuzda değil” diyorlar. Milletin refahından sorumlu olanlar, “Millet bizim umurumuzda değil” diyorlar.

MERKEZ BANKASINA ÇAYCIN GİBİ DAVRANMA: Merkez Bankası; Para politikası, siyasi rant uğruna kullanılmasın diye bağımsız. Siyasi çalkantılar, ekonomik çalkantılara sebep olmasın diye bağımsız. Bu işi en iyi bilen insanlar, Merkez Bankası çatısı altında olduğu için bağımsız. Buradan Damat Bakan’ı uyarıyorum, Merkez Bankası Başkanı’na çaycın gibi davranmaktan vazgeç.

TÜRKİYE EKONOMİSİ 1990'LI YILLARA GERİ DÖNÜYOR: Erdoğan, “OECD ve IMF ölçeklerine göre iyiyiz.” diyor. Çok yazık. Bu söz bile, olup bitenden ne kadar habersiz olduğunu gösteriyor. O iyi durumda olan Türkiye’de bugün asgari ücret aylık 270 dolar. Yani, günlük 9 dolar. Yani, 3 çocuklu bir aile için kişi başı günlük 2 dolar bile değil. Haydi, o meşhur simit hesabını, şimdi yap da göreyim! Sen farkında değilsin ama, birçoğu OECD üyesi olan 46 ülke, bu dönemde bizden çok daha iyi büyüme performansı gösterirken, Türkiye ekonomisi hızla, 1990’lı yıllara dönüyor.

PANDEMİYLE MÜCADELE SAĞLIK BAKANININ İLETİŞİM ÇALIŞMASI DEĞİLDİR: Pandemiyle mücadeleyi, Sağlık Bakanı’nın iletişim çalışmalarından ibaret saymak, milletimize pahalıya mal olur. Tarihteki örneklerden ve Avrupa’da yaşananlardan anlıyoruz ki pandemide ikinci dalga daha tehlikeli oluyor. Bu kez daha erken davranmak, hemen harekete geçmek ve vaka sayıları zirve yapmadan, etkili önlemleri hemen devreye almak zorundayız. Bunun için ise; işi ciddiye almak ve salgına karşı atılacak adımları planlayıp, aynı ciddiyet ve kararlılıkla uygulamak gerekiyor. İktidar olmak bunu gerektirir. Milletin verdiği sorumluluk bunu gerektirir."